[S] φ 3 φ

800 81 23
                                    

Kelime Sayısı: 2111 

Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan

(...)

Ve yavaş yavaş süzülerek ilerlemeye başladı...
Tamam, ölemezdik. Ama elenebilirdik. Koşuşturmaca, bir kere daha başlıyordu. 

Bir an duraksadım ve bir şey aklıma geldi.
Hayır, ölebilirdik. Adaylar için birbirini elemek konusunda, en iyi fırsat buydu...

Praef, süzülerek yavaşça ilerlerken, duvarların içinde koşarak onu takip etmeye çalışıyordum. Ve büyük ihtimalle birçok kişi de öyle yapıyordu. Yavaş bir şekilde süzülerek sakince ilerliyordu. Dikkatlice koşarak ilerlemeye başladım. Yıldırımlar yoktu, meteorlar yoktu, en azından bir anlığına güvende hissetmiştim.

Hayır, aslında öyle değildi. Labirent genişledikçe genişlemişti ve buradan sonsuza kadar çıkamama ihtimalimiz vardı. Özellikle aşama bittiğinde, ölmeye terk edilecektik. Yani, ezilmek en azından hiçbir şey anlamadan ölmenin bir yoluydu, ancak burada terk edilmek, kimsenin isteyemeyeceği bir şeydi. O yüzden, yolu bulmam gerekiyordu. Deli gibi koşup Praef'in süzüldüğü noktaya ilerlemeye çalıştım.

Bir anda uzaktan birini gördüm, ve peşinden ilerlemeye başladım. Arkasından ona ulaştığımda, herkesin tek sıra halinde tek bir noktadan ilerlediğini fark ettim. Otuz kadar kişi vardı ve umuyordum ki doğru tarafa gidiyorlardı. Peşlerinden ilerlerken, hızlı ilerleyen tempo karşısında yorulmaya başladığımı ve diğer yorulmaya başlayanların da arkada yavaş yavaş kaldığını fark ettim. Ne olursa olsun, Praef süzülerek yavaş yavaş ilerliyor olsa da labirentin kıvrımları ve virajları onunla aramızdaki farkı kapatmamıza engel oluyordu.

İşte, belli başlı faktörlerin ağır gelmeye başlaması böyle oluyordu.

Hızlı bir tempo.
Yorgunluk ve yaralar.
Kesin olmayan bir yol.

Kaybederek ölüme terk edilme korkusu.

Ve diğer stres gibi faktörler yüzünden çoğu kişi terler içinde hızlı hızlı nefes alıp vererek ilerliyordu.  Onun dışında belli bir grup gayet sakin bir biçimde ilerliyordu. Aradaki seviye farkı, düşük seviyede olduğum için daha da göze çarpıyor ve rahatsız edici bir hal alıyordu. Bir anda bir yol ayrımına geldiğimizde herkes duraksadı.

Bir anda herkes sakince açılarak uzaklaştı. En ortada biri duruyordu. Biraz daha yaklaştığımda bu kişinin Kenku olduğunu gördüm. Yüzünde sinir bozucu bir sırıtış vardı. Elinde mavi bir küre tutuyordu. Herhangi bir yaralanması yoktu. Küreyi hızlıca çevirmeye başladı ve bir anda sıkarak patlattı. Kürenin içinden mavi periler fışkırırcasına çıktı ve bir anda Praef'i takip etmeye başladı. 

Kenku: Üç saat boyunca buradalar. İlerlemek istiyorsanız acele edin. 

Perileri takip ederek ilerliyorduk. Periler süzülerek yavaşça Praef ile yakın bir hızda ilerliyor bu da Praef ile aramızı git gide açıyordu. Ama sonuçta bunlar bir çeşit takip büyüsüydü ve eninde sonunda bizi doğru yere vardıracaklardı. Yarım saat boyunca bekleyecekti ve bu vakit bizim için yeterli olacaktı büyük ihtimalle. Kenku, bir zorluk çıkması halinde perileri daha hızlanmaya zorlayabileceğini ama bunun onları çok yoracağı için erkenden yapamayacağını, yaparsa perilerin daha çabuk yorulup bizi yarı yolda bırakacağından bahsetti. 

İlerlerken, perilerin yavaş temposu yorulanları rahatlatmıştı.Bu da aradakilere bakma imkanı sağladı bana. Alde adındaki büyücü kadın en önde ilerleyenler arasındaydı. Ortada bir yerlerde de Rihe'yi gördüm. Rihe'nin sağ kalmış olduğunu görmek beni rahatlatmıştı. Hızlıca yanına ulaştım...

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin