[S] φ 19 φ

503 55 15
                                    

Kelime Sayısı: 2140

Anlatan Karakter: Leoris
Irkı: İnsan

"Kendini suçlama. Bu, böyle olmalıydı, ve böyle oldu Leo. İyi biriydin. Her zaman. Bazen ise, bir şeyler oluverir ve engel olamazsın. Ne kadar denersen dene. Suçlama kendini. Sen hep, iyi bir dost oldun."

Odanın korkutucu soğukluğu içinde, karşı karşıya gelmek istediğim en son şey ile karşı karşıyaydım. Hep ürkerek gerçekleşmemesini umduğum bu korkunç şey. Birgün gerçekleşeceğini bildiğim ama hiçbir şekilde engelleyemediğim, korkunç trajedi...

Hayat bazen seni zorla bir canavar yapardı. Duygusuz, ruhsuz, korkunç. Olamazdım, olmayacaktım. Rihe arkamda öylece dikiliyordu. Bana saldırabilirdi, beni öldürebilirdi. Tamamen savunmasızdım. O iğneler beni deşebilirdi. Yapmadı...

Rihe: Yokmuşum gibi davran. Yaralarını tedavi et. Qeemis'in kutsaması hala üzerinde. Büyü gücünü yenile, fırlatma bıçaklarını hazırla. İstediğini yap. Hazır olduğunda, söylemen yeterli. İstersen sürpriz saldırıyıda yapabilirsin. Ama bir düellocu olarak, kurallarıma uyacağım. Adil bir düello.

Kalbim delicesine çarparken Rihe hala beni öldürmeyecekmiş gibi gözüküyordu. Sıcakkanlı, gülümseyen bir yüz ifadesi vardı. Donmuş gibiydim. Konuşamıyor, tepki veremiyordum. Ne yapmak istediğimi bile bilmiyordum. Sanki kendi yarattığım bir boşluğun içinde süzülüyordum.

Beni yaralayan şey belkide buydu, hala dostum olmasıydı. Sınavdan elenecek olmam değil, ikimizden birinin ölecek olması beni yaralıyordu. Gülümsedi. Sakince geriye doğru ilerledi, evin ilk odasına girdi, oturdu.

Rihe: Hazır olduğunda, istediğin şekilde bunu başlat. Merhamet gösterme. Yoksa kaybedersin.

Hala bana tavsiyeler veriyordu. Ben ise, içimde yaşadığım o vicdan azabını kaybetmiş, onun yerine bir boşluğa, duygu karmaşasına düşmüştüm. Çaresiz hissediyor, ne yapacağımı bilemiyordum. Sanki bir anda saldırıp beni öldürmesini istiyordum. Ona sürpriz bir saldırı yapabilirdim ama yapamazdım. Karşılayacağını biliyordum, ama ya karşılayamazsa değil, karşılamazsa diye korkuyordum. O zaman ölene kadar sırtımda çok korkunç bir yük olurdu bu. 

Belki ölümüm olacak en yakın dostum arkamda otururken sakince onunla savaşmaya hazırlanmak, imkansıza yakındı. Bunu, yapamazdım.

Leoris: Ha-ha-hazırım!

İşaret parmağını yavaşça salladı.

Rihe: Hayır, değilsin. Okçunun okları seni sırtından bir hayli hırpaladı. Şifa biliyorsun, iyileştir işte kendini. Büyü gücünü harcarken tereddüt etme. Otlar, adeta büyü gücü kaynağı. İksir hazırlayacağım. Kaçma. Bulacağımı biliyorsun.

Yavaşça kulübeden çıktı. Çaresizce dikilirken en iyisi bir yerden başlamanın olduğuna karar verdim. En kolay olan yerden, baldırımdan başladım. Büyü gücümü odakladım ve şifa ile yavaşça iyileştirmeye başladım. Büyü gücü yaranın açığından içeriye yavaşça süzülerek garip bir his uyandırıyordu. Yaraya dolgu görevi görüyordu. Baldırımdaki ok izi acıtmamaya başladığında yavaşça ellerimi sol omzuma götürdüm. Olabildiğince yavaş olması için kendi kendime yalvarıyordum. Çünkü bittiğinde onunla savaşmak zorunda kalacaktım.

Sol omzumdaki iki ok izide yavaşça yok oldu ve hissettirmemeye başladı. Büyü gücüm bir hayli azalmıştı. Büyük ihtimalle sırtıma yetmezdi. Biraz beklemek istedim. Tükenene kadar iyileştirebilirdim ama, yinede Rihe gelene kadar beklemek istedim. Ki, tam o anda kulübeden içeriye yavaşça girdi. Yanıma sakince yürüdü ve iki büyü gücü iksirini de uzattı. Mavi bir sıvıyla doluydu. Otlardan halletmişti.

|| Kule φ Yedi Dünya ||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin