FİNAL / PART 1

18.1K 823 76
                                    

Bölümü bu şarkı ile okumanızı öneririm ^_^ 

Hayırlı Akşamlar <3 Sonunda FİNAL bölümünün ilk kısmıyla sizlerleyim. Benim için oldukça zor bir bölüm oldu. Sona geldiğim için ilhamlarım bana küstü sanırım, o yüzden de sizi birazcık beklettim. Final Part 2 de sizi bu kadar bekletmeyeceğim... Tabii vote +200 olursa 

Büyük FİNALİN bir an önce gelmesini istiyorsanız +200 vote olur olmaz bölüm sizinle olur ;) Yoksa biraz bekleyebilirsiniz.. Unutmayın ki benim asıl ilhamım sizlerin yorumları ve gelen voteler.. 

Daha fazla konuşmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum. Yorumlarınızı merakla bekliyorum ^^ 

.....

Gonca, daha da içli ağlarken bir Levent'e bir de Ateş'e bakıyordu. İkisi de kelimenin tam anlamıyla yıkılmıştı.

Mektubu okuyan iki adam da birkaç dakika boyunca susmuştu. Susuşlarında birçok isyan birçok çığlık varken onlar gözlerinden akan yaşla susmayı tercih etmişlerdi.

Biri sevdiği kadını, biri ise kardeşini kaybetmişti. Bu kaybediş iki adamı da enkazın altında bırakırken ikisi de susarak kendilerine gelmeyi bekliyordu. İlk kendisine gelen Levent olmuştu. Mektupta yazanlar ne kadar ağır olsa da o kardeşini bırakamazdı. Yazılanlarla yaptıkları yüzüne tokat gibi çarparken o kardeşini kaybetmeye hiç de hazır değildi. Seri adımlarla Gonca'ya yaklaşırken genç kızın ne kadar kötü bir halde olduğunu bile umursamadı. Gonca'yı kollarından hızlı çekerken mektubu da sıkı sıkı tutuyordu.

''Konuş! Melek nerede? Nereye gitti?''

Gonca'nın konuşmak yerine daha çok içine sinmesini kaldıramayan Levent, daha da artan bir öfke ile genç kızın kolunu acıtırcasına çekti.

''Konuşsana Gonca! Melek'in gitmesine nasıl izin verdin? Onu nasıl yollayabildin? Hiç mi kıyamadın ona? Hiç mi umurunda olmadı gidişi? Konuşsana be kadın!''

''Yeter!'' diyerek kolunu zor da olsa çeken Gonca, yaşla dolan yanaklarını sertçe silerken ''Yeter artık Levent! O mektupta yazılanları adam gibi okursan suçu bende değil kendinde ararsın! Yeter cidden...'' diye bağırdı.

Gonca'nın bağırışı ile sarsılan Levent, şaşkınlıkla genç kıza bakıyordu.. Gonca ise bu sefer öfkesini tüm çıplaklığı ile ortaya sermeye hazırdı. Artık aşkı ve sevdiği adamdan pek bir korkusu da kalmamıştı..

''Hangi yüzle beni suçluyorsun Levent? Yetmedi bana olan öfken? Neden her sıkıştığında beni üzüyorsun? Ben isteyerek mi yolladım sanıyorsun Melek'i? İster miydim can dediğim dostumu o halde yollamak.. gitmesine izin vermek? Benim için de zor oldu, hem de çok zor... Fakat yine de izin verdim. Çünkü Melek'in yarasını bundan sonra ne sen ne ben ne Ateş sarabilir! Çünkü onun yarası yara olmaktan çıktı... Oluk oluk kan akıyor o yaradan... Ne merhem ne de bizden biri o yaradaki kanı durdurabilir. O kanı sadece zaman durdurur... Aylar belki de yıllar... Belki, belki de daha da uzun yıllar... Anlıyor musun? Anlıyor musunuz?'' diyerek gözlerini iki adama kenetledi.

Gonca'nın sesiyle kendisine gelen Ateş, sarsılmış bir şekilde Gonca'ya bakmaya başladı. Onun dediklerinin farkına yeni yeni varırken yüreğinden başlayan bir yangın tüm bedenini cayır cayır yakmaya başladı.. Levent ise duyduklarıyla daha da çökerken kendisini hiç olmadığı kadar bitik ve perişan hissediyordu.

Meleğin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin