Merhabalarrr ^_^ Yeni bölüm ile karşınızdayım. Biraz geç kaldım ama bu aralar ilham perilerim tatile çıkmıştı sanırım bir türlü bölümü yazamadım. Bu bölüm biraz geçiş bölümü tarzında olmuş olabilir ama yeni bölümde bu bölümün bombaları orada patlayacak :D
Bu arada ÖNEMLİ olan bu kısmı okuyun lütfen!
- Yorumlarda ne kadar coşuyorsak ki ben bu güzel coşmayla aşırı muylu oluyorum. Yorumlarınızı hep bekliyorum, lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin <3
- Size asıl söylemek istediğim şey iste votelerin hali.. Son zamanlarda okuma sayımız çok iyi, yorumalarımız çok çok iyi.. Peki voteler? Ciddi anlamda 27. bölümdeki vote sayısı beni çok üzdü. Ciddi bir düşüş oldu bir anda. Bunu anlayamadım. Lütfen okuyorsanız vote bırakın. En azından bende okuyucularımı görmüş olayım. Biliyorum çok konuştum ama bu konuda bir yazar olarak haklıyım. Siz nasıl sabırsızlıkla yeni bölümü bekliyorsanız - bölüm yazmak çok kolay bir durum değil- bende sizden çok basit olan şeyi - vote bırakmanızı - istiyorum. Umarım bu tatlı sitemimizi anlar ve hak verirsiniz..
Şimdi yeni bölüm sizlerle <3 Keyifli okumalar ^_^
''Bu gördüklerin Gonca Hanım'ın bana düdüğe karşılık aldığı hediye... Ahşap oyma seti!''
''Ne?'' diyerek şaşıran Melek, Gonca'nın böylesi bir atağına gülerek bakarken abisinin uyarıcı bakışlarıyla karşılaştı. Gülmemek için dudaklarını ısırırken abisinin homurdanarak masanın üzerindekilere düşmana bakar gibi bakması Melek'te son nokta olmuştu. Kahkahası Levent'i daha da deli ederken genç adam homurdanarak ''Bir de o dilli düdük not yazmak yerine her şeyi yüzüme karşı söyledi. Tabi onun çenesini kaldıracak not kağıdı daha icat edilmedi.'' diye söylendi.
Melek, abisinin bu haliyle eğlenirken Gonca'nın ona dediklerini de merak etmişti. İçinde tutamadığı merakla ''Peki yüzüne karşı söyledikleri ne?'' diye sordu.
Levent, kardeşinin sorduğu soruyla alnını kaşırken ''O kadar çok şey dedi ki hangi birini aklımda tutayım şaşırdım..'' diye isyanda bulundu. ''Neymiş efendim bu seti alıp mümkünse kimsenin olmadığı bir köşeye geçip üzerimde daha çok da kafamda tamir işi yapacakmışım. Bana aldığı sette her türlü alet edevat bulunuyormuş. Bir de ben çok odunmuşum da o yüzden bana 45 parçalık büyük setlerden birini almış. Güya bu set bana anca yetermiş. Bu kadın beni çıldırtacak ya! Ben ona başka anlamda bir adım atıp tatlı mı tatlı bir düdük alıyorum ki bunu da kendisine benzettiğim için aldığımı belirtiyorum. O da bana gidip bu seti alıyor. Bu ilişkideki odun kim oluyor acaba? Bir de bana, zımparanı iyi yap da cilan güzel olsun, demesin mi? Tepem attı!''
Kızgınlıkla söylenen Levent tükenmişçesine derin bir nefes alırken ''Ben böyle nefessiz kalırken bu kız benden de uzun konuşmayı nasıl beceriyor acaba? Tabi çok konuşmaktan beyne oksijen de gitmiyor. O yüzden de benim ilettiğim mesajı başka bir yönden anlamış..'' diyerek çıkıştı.
Melek, abisinin bu halini şaşkınla takip ederken ''Pes abi ya!'' dedi. ''Gonca ile siz yer değiştirmişsiniz bence. Senin de maşallahın var yani... Onunla görüşe görüşe bir iki cümleyi aşmayan sen şimdi cümlelerine nokta koyamıyorsun. Gonca'yı saymıyorum bile. Kızın ayarlarıyla sen oynadın. Bence siz daha fazla birbirinize karışmadan bu ilişkiyi doğru dürüst başlatın. Artık korkmaya başladım bu durumdan..''
Kardeşinin çıkışıyla şaşıran Levent birkaç saniyelik düşünmenin ardından keyifle sırıttı. ''Bizim bir olmamız lazım işte.. Bak sen de diyorsun biz iyice birbirimize karıştık.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Ateşi
Ficción GeneralMelek ve Ateş... Biri pişmanlığın kor ateşine düşmüş, biri ise yüreğine düşen kor acıyla baş başa kalmış. Peki ikisinin de bu kordan çıkması ne kadar mümkün? Ya ikisinin de koru birbirlerinde tamamlanıyorsa? Soruların cevap bulacağı, vicdanların ko...