Melek ve Ateş...
Biri pişmanlığın kor ateşine düşmüş, biri ise yüreğine düşen kor acıyla baş başa kalmış. Peki ikisinin de bu kordan çıkması ne kadar mümkün? Ya ikisinin de koru birbirlerinde tamamlanıyorsa?
Soruların cevap bulacağı, vicdanların ko...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Multimedya : NurAkyol123 çalışması <3 Çok teşekkür ederim canım :*
Hayırlı Geceler, Hayırlı Sahurlar <3
Yeni bölümle sonunda karşınızdayım ^_^ Sıcaklar biraz bunalım yaptı bana sanırım, bir türlü yeni bölüme odaklanamadım. Ama çok şükür ki sonunda bölümü yazıp, yayınlıyorum.
Benim için bol iç çekişli, bol ahhh ahhh dediğim bir bölüm oldu. Neden mi? Kıskandımmmmm :D
Ah çok romantik bir bölüm sizleri bekliyor.. Meleğin Ateşi'nde kül olma sırası sizlerde :D
Bu arada Wattys2016 ya katıldım. Desteklerinizi bekliyorum. Bundan sonra vote bırakmaktan, yorum yapmaktan çekinmeyin lütfen.. Sizlerin oyları ve yorumlarıyla bu yarışmayı kazanabilirim ancak..
Desteklerinizi bekliyorum ^_^
Keyifli Okumalar <3
27. Bölüm
''Ahhhh! Levent seni alçak herif!''
Düdüğe kötü kötü bakan Gonca, sinirle saçlarını karıştırırken küçük yumruklarıyla da başına vurmaya başladı. Notun anlamını henüz kavrayamamışken nasıl olur da jetonunun bu konuda altıgen olduğunu kavrayamamıştı.
''Melek! Şimdi bu abin bana sen dilli düdüksün, al bu düdüğü çal dur mu, demek istedi yoksa sen aynı bu düdük gibisin mi, demek istedi? Benim kafam hepten karıştı. Bu adam benim ayarlarımı da aşıp beynimdeki nöronlara kadar ulaştı. Şimdi o notu bir de sen bana oku. Yoksa ben bu durumun içinde sıkışıp kalacağım. E haliyle de hem seni sıkacağım hem de çenemi günün sonuna kadar nefes almadan yoracağım.''
Melek, kahkahasını tutamazken Gonca'nın bir elini beline atıp kaşlarını çatmasıyla sustu. Arkadaşının bu nottaki anlamı anlamaması işi daha da gülünç bir hale koyarken kendisini toplayarak notta yazanları okumaya başladı.
''Gonca, sana bu hediyeyle ilk adımı ben atıyorum. Ne de olsa sen benim dilli düdüğümsün. Sana en çok yakışan da saçların gibi turuncu bir düdük. Her şeyiyle bana seni hatırlatan bu düdüğü umarım yanında hiç ayırmazsın..
Sevgilerle Hödüğünn! ''
Notu okuyan Melek, gözlerini Gonca'ya çevirdiğinde arkadaşının konuşmasını beklemişti. Fakat Gonca şoka girmişçesine boş boş bakıyordu.
''Gonca! Notu ilk kez görmüş gibi bakma öyle. Kendine gel canım..''
Duyduğu sesle transtan çıkan Gonca bir düdüğe bir Melek'e şaşkınlıkla bakarken eliyle kendisini gösterdi.
''Şimdi abin bunları bana yazdı değil mi? Yani ilk adımı attı. Yalnız bu neyin ilk adımıydı? Bir de benim dilli düdüğüm dedi, değil mi? Yani benim.. benim.. Benim dilli düdüğüm derken beni benimsemiş olmuyor mu? Şimdi bu adam neyi kastediyor? Ben onun muyum? Bir de gitmiş turuncu düdük almış, neymiş saçlarımın rengiymiş! Hahh! Bir de bu küçük şeytanı yanımdan ayırmamamı söylüyor. Beyefendiye bak sen, notta bile emir verip, kendisini öne çıkarıyor! Bu adam benimle kafa mı buluyor, yoksa benim beyin hücrelerim bir araya gelip de bana mı şaka yapıyor? Ayyy! bu nasıl not ya! Adam gibi direkt yazacağına benimle uğraşıyor.. Bu Levent Gürbüz ne yapmaya çalışıyor?!''
