Meleğin Ateşi

36. Bölüm

Multimedya: Melek'in giydiği o elbise

Hayırlı Akşamlar <3 

Heyecan dolu bölüme buyrun... Tabi vote ve yorum bırakmayı unutmayın :))

Anlatmak kolaydır, anlamaksa zor olan

Kalbe bir zehir damlar kazanamaz yorulan

Ciğerim parçalansa kanım aksa damardan

Değişmezdim yüreğini bir ömür mutluluk için...

Tuğba Bal | Ateş'in yanan yüreğinden (Özlem Yörenç'e bu şiir için teşekkür ederim..)

Kreşten erken çıkan Melek, her şeyden bihaberken heyecanla hazırlanmaya başladı. Bu geceyi düşünen genç kız mutluluğunu doyasıya yaşarken kendisini hiç bu kadar heyecanlı hissettiğini hatırlamıyordu.

Ateş, hiç ummadığı bir anda gelip kendisinin en kuvvetli merhemi olmuştu. Oysa Melek, geçirdiği kaza ve sonrasında yaşadığı zorlu günlerden sonra ne mutluluğu ne de aşkı hayal etmişti. Kendisini mutlu günlere tamamen kapattığını sanırken yüreğine düşen kor parçası Ateş ile hem mutluluk hem de aşk kapısını sonuna kadar açılmıştı.

Ateş'i aklından bir olsun çıkarmayan Melek, üzerindekileri çıkarıp banyoya girerek önce rahatlatıcı bir duş almak istedi. Erken geldiği için duş keyfini uzatırken yüzündeki gülümseme, gözlerine yerleşen pırıltılar bir an olsun terk etmedi onu..

Dakikalar sonra duştan çıkan Melek, bornozuyla giyinme odasına geçerken bu gece için özel bir elbise giymek istedi. Ateş, onu gördüğünde gözlerindeki ışıltı daha da artsın, gözleri bir an olsun kendisinden çekilmesin istiyordu. Tenini saran heyecanla elbiselerini tek tek inceleyen Melek, renklere ve modellere bir bir kulp bulurken gözleri iki kombinin arasında gidip gelmeye başladı. Bir yanı hatlarını ortaya çıkaran kırmızı dar elbisesini, bir yanı ise siyah, omuzlarını yüksek gösteren mini elbisesini istiyordu. İki elbise arasında gidip gelen Melek, gözüne çarpan bir modelle başka bir elbiseyi daha çıkartırken gözleri sonunda aradığını bulmanın mutluluğuyla parladı.

Elbisedeki minikli büyüklü yıldızlar Melek'e Ateş ile geçirdiği anları hatırlatırken genç kız diğer iki elbiseyi yerine koyarak giyeceği elbiseyle giyinme odasından çıktı. Gözleri elbiseden ayrılmazken Ateş'in onu bu elbiseyle nasıl bulacağını çok merak ediyordu. Mini, kolları fakir kesimindeki elbiseyi yatağının üzerine bırakan Melek, öncelikle elbisesine uygun iç çamaşırlarını giyerek aynanın karşısına çıktı.

Özenli bir şekilde hazırlanmaya başlayan Melek, dilinde neşeli bir şarkıyla bu gece yaşanacakları hayal ediyordu..

Melek'in hazırlanıp aşağıya inmesi bir iki saati bulurken iki genç adamdan da hiç ses çıkmıyordu. Melek, abisinin geç geleceğini düşünerek onu arayıp dururken telefonun meşgule düşüp durması genç kızı huzursuzlaştırdı. Aynı şeyi Ateş'in aramalarında da yaşayan Melek, tedirginlikle salonda dönüp dururken çalan telefonu ile heyecanlanarak gülümsedi.

''Ateşim..''

''Meleğim...''

''Hazırlandım canım. Seni bekliyorum. Ne zaman gelirsin?''

Melek'in heyecanlı konuşması acı çeken Ateş'i daha da zorlarken sesinin şüphe uyandırmaması için de kendisini oldukça zorluyordu. Derin bir nefes alan Ateş, Melek'i üzeceğini bile bile ''Gelemeyeceğim..'' dedi. O an elleri yumruk olurken gözleri de ağlamaktan kızarık duruyordu.