11. Bölüm

33K 1.4K 97
                                    


Multimedya : Ateş Sağlam... 

Hayırlı Akşamlar.... Yeni bölüm ile sizlerleyim. Sizi şaşırtacak bir bölüm oldu bence... Ben bile yazarken sonunda olan patlamalara şaşırdım. Ateş bu bölümde fena yakacak...

Bu arada votelerin +50 olması, yorumların da coşması beni çok ama çokk mutlu etti. Hikayemizin bu aralar okunma sayısı olarak da artışta olması çok güzel bir duygu. Umarım bu bölümde de okuyan herkes kendisini yorumlarıyla, votesiyle belli eder.  Daha da büyüyen bir aile olmak dileğiyle keyifli okumalar dilerim <3

11. Bölüm

''Hatırlamıyorsunuz sanırım ama o günü ben çok iyi hatırlıyorum. Haftalar önce lunaparkta bir fotoğraf çekimi etkinliği vardı. Ona bende katılmıştım ve sizi ilk orada gördüm. Hatta iki minik sevgilinin aldatma maceralarının kurbanları bizdik.''

Ateş'in sözleri ile o günü ve olanları gözden geçiren Melek, iki minik sevgiliyi duyunca güldü. Aklını kurcalayan görüntü sonunda açıklığa kavuşmuştu. Yüzünü saran geniş gülümsemenin farkında olmaksızın Ateş'e bakarken ''Evet hatırladım. O minik sevgililer unutulmaz,'' diyerek güldü. Onun gülüşü ile Ateş'in gözlerindeki ışıltılar derin bir anlam kazanırken Cansu'nun ''Hadi evimize gidelim kuybağa pyensim.'' sözü ile ikisi de bugüne dönüş yaptı.

''Kusura bakmaksanız önce Cansu'nun ailesini aramam gerekiyor. Her ne kadar amcası sayılsanız da aile izni olmadan çocukları gelen kişilere veremiyoruz.''

Melek'in sözleri ile Ateş anlayışlı bir şekilde gülümserken Melek de ikisini de bekletmemek için hızla miniğinin velisi olan annesini aradı. Aldığı olumlu yanıtla tekrardan genç adama ve miniğine dönerek ''Anneden de onayımızı aldık. İyi akşamlar,'' dedi.

Ateş, tanışabilmenin verdiği rahatlık ile çekici bir şekilde gülümserken ''İyi akşamlar. Tanıştığımıza çok memnun oldum Melek Hanım.'' dedi.

Melek de onun gülümsemesine karşılık vererek, ''Bende memnun oldum Ateş Bey,'' dedi.

Cansu'ya havadan tatlı bir öpücük gönderen Melek aynı şekilde aldığı öpücükle ikilinin arkasından bakarken derin bir nefes çekti içine. Yaşadığı acılarla beraber hayatı da başka yöne geçiş yaparken genç kız gelecek günlerin acısı içinde hapsolmasından korkuyordu...

***

Ateş, Cansu'yu dikkatli bir şekilde arabasının arka koltuğuna oturturken hiç susmayan küçük cadısıyla güldü. Onun hiç bitmek bilmeyen enerjisi, kendisine olan hayranlığı genç adamın kalbini okşuyordu. Öz yeğeni gibi ona ilgi gösteriyor ve ondan kat be kat fazlasını da görüyordu. Ve Cansu kendisini kurbağa prens ilan ederek dilinden düşürmüyor, kendisiyle yakışıklı birine dönüştüğüne inanıyordu.

''Ateyşşşş?''

''Efendim güzelim?''

''Ayy ben güzeliym değil mi? Hem de şenin güzeliyn?'' diye sorarken asıl sorunu da unutmuştu.

Ateş onun bu haline alışkın bir şekilde gülümserken, ''Evet, sen benim güzelimsin,'' dedi.

''Biy daha toplantıya gideysen beni ayamamazlık yapmayacaksın değil mi?''

Ateş, yola dikkat ederek Cansu'ya göz attığında onun yine parmakları ile oynadığını fark etti. Cansu olumsuz yanıt korkusu olduğu zaman hep parmakları ile oynar, dudağını da işlerdi. Onun bu hali Ateş'in hoşuna giderken miniğinin bu hali genç adamın olumsuz yanıt vermesini de her daim engellerdi.

''Yapmayacağım prenses.'' diyerek prensesinin korkusunu giderdi. ''Seni aramayı ihmal etmeyeceğim ama sende söz var. Arayamadığım zamanlarda üzülmek yok. Aramadığımda işimin çok ama çok olduğunu düşün. Anlaştık mı?''

Meleğin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin