12. Bölüm

33.9K 1.2K 48
                                    


Multimedya: Bu bölüm Ateş alıntısı <3 Goncagül'üme ( GncAraz ) bu çalışma için çok teşekkür ederim <3 Ve bu bölüm ona hediyem :* 

Yeni bölüm sizlerle ^_^ Hikayemiz hızla ilerlerken bunun okunma, vote oranına da yansıması beni çok mutlu etti. Kısa sürede 10K'yı geçerek yükselmeye başladık. Umarım desteklerinizi hiç eksik etmezsiniz ve Meleğin Ateşi'ni hep beraber ilerletiriz <3

Oldukça Ateş'li (ki ben Ateş'in olduğu kısımlara vuruldum açıkçası) bir bölüm oldu. Umarım sizlerin de severek okuduğu bir bölüm olur. 

Okuyan herkesten votelerini, görüşlerini bekliyorum.

Keyifli okumalar ^_^


12. Bölüm

''Bana, duygularıma bir şeyler oluyor. Sanki hayatım çok yerindeymiş gibi şimdi de içime işlemeye çalışan bu farklı duyguyla baş etmeye çalışıyorum. En çok bu konuda yardıma ihtiyacım var sizden!''

Ateş'in çaresizce başını ellerinin içine alması ile genç çift birbirine bakarken Ateş ağır ağır başını kaldırıp tekrardan içini dökmeye başladı. ''İçimdeki ateş ile en başından beri onu takip etmeye başladım. Hatta ameliyattan çıktığında gizlice gidip onu gördüm. O sargılı, bitik bir şekilde sedyede yatarken ben içimdeki ateşle yanmaya başlamıştım.. Daha da kötüsü ben onu o halde yatarken güzelliğinin hâlâ yerinde olduğunu fark ettim. O an içimi saran pişmanlıkla beraber onun masum güzelliğine de kapıldım. Öğrendiklerimle ise daha da kahrolurken onun gibi bir kızın anne olamadan geleceğini paramparça ederek hayat sürecek olması beni duygularımla beraber uçurum kenarına itti. Ben kendi kendime söz verdim! Her anında onun yanında olup ona destek verecektim. Bir arkadaş gibi... Yaptığımın bedelini onunla beraber acı çekerek ödeyecektim...''

Derin bir soluk aldıktan sonra elini tekrardan kalbine götürerek, ''Fakat burası bana öyle bir oyun oynadı ki ben bile ne olduğunu anlayamadım! Ben her gece onun o yıkılmış halini, sahte gülücüklerini, hüzünle çevrelenmiş gözlerini düşünürken sonunda fark ettim ki ben onsuz hiçbir şey düşünemiyorum. Tüm düşüncelerimi ele geçirdi. Onunla tanışmak için planlar yaparken tesadüf eseri onunla karşılaşmak ise beni, düşüncelerimi başka bir boyuta taşıdı. Ona olan hislerimi ayıramıyorum ben...'' Gözlerini arkadaşlarına çevirdiğinde onların şaşkın bir şekilde kendisine baktığını gören Ateş, keskin bir dille, ''Kesinlikle bu acıdığımdan değil!'' dedi.

Biraz durakladıktan sonra ise ''Fakat neden olduğunu da bilmiyorum. Hep yanında olmak, acısını paylaşmak, mahvettiğim hayatını iyileştirmek istiyorum. Fakat.. kendimi de sorguluyorum. Bir insanın hayatını düzeltmek için kendi içimde ona bu kadar yer vermek ne kadar doğru? Gecemde gündüzümde hep onu düşünebilir miyim? Ondan, onun hüzünle çevrelenmiş yosun yeşili gözlerinden, ruhumu rahatlatan gülümsemesinden, doğal hallerinden etkileniyorum... Ama bu etkilenmenin boyutunun kötüye daha doğrusu daha ileriye gitmesinden korkuyorum...'' diyerek derin bir soluk aldı. Sonunda onu asıl boğan düşüncelerini dile dökmüştü. Arkadaşların bir konu hakkında ona yardım etmeleri gerekiyorsa o en çok bu konuda yardım istiyordu. Günler geçtikçe hislerini kontrol edememekten korkuyordu. Kendini onsuz düşünememekten korkuyordu...

Cansel ve Aykut, Ateş'in tüm hislerini ortaya dökmesi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemezken bu işin daha da kötüye gitmesinden korktular. Dostları en büyük pişmanlığına aşık olmuştu. Hem de daha çok yanacağını bile bile.. Şimdi ise ne deseler bilemiyorlardı. Tüm sözler tıkanıp dudaklarından çıkamazken Ateş'in kendilerinden bir şey duymak istediğini anlayınca da suskunluklarına devam edemediler.

Meleğin AteşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin