Multimedya: Ateş Sağlam
Hayırlı Cumalar <3
Yine şehit haberiyle uyandık maalesef. Rabbim şehit ailelerine sabır versin. Bu mübarek günde onları dualarımızda eksik etmeyelim...
Yeni bölüm biraz gecikmeyle de olsa yayınlıyorum. Okul ve yoğunluk yüzünden biraz aksamalar oluyor kusura bakmayın..
İşte karşınızda Meleğin Ateşi <3
Keyifli okumalar... Bolll yorum ve bolll vote bekliyorum ^_^
21. Bölüm
Gonca, sabırlı bir şekilde Melek'in kendisini hazır hissetmesini beklerken elindeki kupayı parlak kırmızı sehpanın üzerine bıraktı. Heyecanlı haliyle ve Melek'in anlatacaklarına karşın nasıl bir tepkide bulanacağını bilemezken yeni bir sakarlıkla kendisini yakmayı hiç istemezdi. Böylesi bir tehlikeye karşı kendini güvene alırken pür dikkat Melek'e bakıyordu.
Melek ise elindeki kupaya sıkı sıkı tutunmuş, kahveden yavaş yudumlar alırken kendisini hazır hissetmeye çalışıyordu. Geçirdiği zorlu günlerin acısı yüreğinde hâlâ taze bir yarayken bunu dile getirmek oldukça zor olacaktı. Kendisini buna hazırlamaya çalışırken derin bir nefes alarak onu sabırlı bir şekilde dinleyen arkadaşına döndü. O kupayı sehpanın üzerine koymak yerine elinde sıkı sıkı tutmayı tercih ederken ne yanmayı ne de olası bir kazayı düşünüyordu. Elindeki sıcak kupayı bir kaçış, sığınma yolu olarak tutuyordu.
''Gonca.. Bu söylediklerim senim ve benim aramda kalacak. Bazılarını ne abime ne de psikologuma anlatabildim. Bu yüzden söyleyeceklerim benim için çok zor.. çok güç.'' Melek'in güçlükle çıkan ince sesi Gonca'nın dikkatinden kaçmazken genç kız samimi bir şekilde arkadaşına gülümsedi.
''Bir dost olarak seni dinliyorum Melekcim. İnan bana anlattıkça rahatlayacaksın. Çünkü kalpte kalan acılar biriktikçe ağırlaşır, ağırlaştıkça da hem kalbine hem de ruhuna zarar verir. Bu yüzden kendini sıkmadan içindekileri rahatça bana anlatabilirsin.''
Gonca'nın bu yaklaşımı Melek'i şaşırtırken aynı zamanda rahatlamıştı. Gülümsemeye çalışarak, ''O zaman başlıyorum..'' dedi ve kahvesinden yeni bir yudum aldı. Gonca, onun zoraki gülümsemesi, titrek çıkan sesiyle zorlandığını anlarken Melek'in kupaya sarılı olan ellerinden birine kendisine çekerek, ''Gözünü yum ve başla artık. Yoksa bu kararsızlık ve zorlanmayla bir türlü konuşamaya ilk adımı atamayacaksın.'' dedi.
Gonca'nın sözleriyle hislerini yönlendirmeye çalışan Melek, onun dediği gibi yaparak gözlerini yumdu. Şimdi aylardır yaşadığı ve hayatını tamamen değiştiren olayları bir bir anlatacaktı. Anlatacaklarını dilinin ucunda çıkmamak için kendini zorlarken Melek güçlükle ilk büyük adımı attı.
''Beş yıl önce annemle babamı bir trafik kazasında kaybettik. O sırada abim de yurt dışındaydı. Ben bu ağır acıyla baş başa kalmıştım. Tabi abim bu haberi duyar duymaz hemen biletini alıp birkaç saat sonra yanımda olmuştu ama ben o acı haberi duyduğumda yapayalnızdım. Bir başıma böylesi bir acıyla içten içe kahrolmuştum. İşte o saatler benim hayatımdaki en kötü, en onarılmaz acılardan bir tanesiydi. O kayıptan sonra abim tekrardan burada yaşamaya başladı ve tamamen bana tutundu. Biz tam bu kayba kendimizi alıştırmaya başlamıştık ki.. ben birkaç ay önce bir trafik kazası geçirdim. Ben.. ben çocukları oldum olası çok sevdim Gonca. En büyük hayalim, tek duam eşim ve çocuklarımla mutlu olmaktı.'' Hıçkırıklarıyla konuşması bölünen Melek, kendisini durdurmaya çalıştıkça daha çok ağlarken gözleri dolan Gonca da arkadaşının perişan haline daha fazla seyirci kalamadı. Kollarıyla Melek'e sıkıca sarılırken ''Ağla meleğim.. Ağladıkça, konuştukça içindeki zehri atacaksın.'' dedi. Kendisi de Melek gibi gözyaşlarını serbest bırakırken birkaç dakika boyunca birbirlerine sarılı halde gözyaşı döktüler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Meleğin Ateşi
Ficção GeralMelek ve Ateş... Biri pişmanlığın kor ateşine düşmüş, biri ise yüreğine düşen kor acıyla baş başa kalmış. Peki ikisinin de bu kordan çıkması ne kadar mümkün? Ya ikisinin de koru birbirlerinde tamamlanıyorsa? Soruların cevap bulacağı, vicdanların ko...