-8-

9.5K 677 9
                                    


...

Ama onca büyük ve ezici hayalin arasında gözlerine sokulmak istenen İskoç yüzüğünü görmüştü. Tanrı sanki onun hayallerinin imkânsız olmadığını göstermek ister gibi evlilik yüzüğünü gözüne sokmaya çalışıyordu. Kulakları duymaz ve gözleri görmez olmuştu, Eric'in 'leydim benimle evlenir misiniz' dediğini duyar gibi oldu. Sonrasında gelen endişeli sorular ve halkının yükselen sesi ve onu boğan bakışlarına rağmen gözlerini işlemelerle süslü olan altın yüzükten çekememişti. Tüm bu güzel anların arkasından gelen sözler ise Bella'nın gerçek hayata dönmesine neden olmuştu. Eric'i gözlerinden süzülen yaşlar bile durduramamıştı.

"Ben iyiyim lordum bunun bir görev olduğunu bana hatırlatmaktan vazgeçin her şeyin farkındayım çünkü bunu isteyen bendim," dedi ve Eric'in elinde duran yüzüğü alarak parmağına geçirdi, yanaklarındaki ıslaklığa rağmen halkına dönerek sesinin izin verdiği ölçüde bağırarak elini havaya kaldırdı. Tarihi kararını halkına da söyleyerek planını resmileştirmiş oldu.

"Ben Leydi Bella Quer, lord Eric McVerht ile evleneceğim! Bundan sonra bu toprakların lordu odur, sizden ona saygı duymanızı ve Lord Eric'i en az babam kadar sevmenizi istiyorum," dedi ve elini aşağıya indirerek uçuşan eteğinin arasına sakladı. Bella yüzünü ona döndüğünde Eric ne diyeceğini bilemiyordu ama zaten bir şey demesine de gerek kalmamıştı.

"Göreviniz tamamlanmıştır lordum! Geriye sadece kilisede yeminlerimizi etmek kalıyor," dedi ve gözleri yaşlarla dolduğunda Eric'in büyük eline hırsla sarılıp onu kiliseye doğru sürüklemeye başladı. İskoç askerlerinin ıslıkları ve kahkahaları lordlarıyla gurur duydukları için olabilirdi ama yaşadıklarından memnun olmayan tek kişi Bella'ydı.

"Leydim sakin olun," dedi Eric, Bella tarafından sürüklenirken, ona engel olmak istiyor ama bir taraftan da bunları önünde sonunda yaşayacağını bildiği için her şeyin bir an önce olmasına müsaade ediyordu.

"Hiç olmadığım kadar sakinim lordum. Bu iş bugün bitecek ve bende bu eziyetten kurtulacağım," dedi Bella ve kilisenin kapısını kırarcasına açarak içeri daldı. Karşılarında titreyen bir peder ve kilisenin soğukluğu onu kendisine getirse de Bella onunla evlenmekten vazgeçmeyecekti.

"Bizi evlendirin peder!"

"Bunu genellikle erkekler söyler güzel kızım!"

"Biz normal bir çift değiliz peder, o yüzden bizden genellemenize uymamızı beklemeyin," dedi Bella hızla soluk alıp verirken, sakinleşmesi gerekirken peder onu daha fazla kızdırmıştı. Dakikalar sonra ise hâlâ Eric'in elini bırakmamış olduğunu fark ederek ateşe dokunmuş gibi geri sıçrayarak pedere döndü.

"Tamam, güzel kızım ama önce benim ve Tanrı'nın önünde saygıyla durmanız gerekiyor," dedi peder, o an her şeyin sonuna geldiğine karar veren Bella ve Eric birbirlerine bakarak sessizce pedere doğru yürüdüler. Her şey vatanımız ve halkımız için diyerek attılar her adımlarını, içleri huzurla dolsa da kalpleri koca bir ateşle çevrilmişti.

Kiliseye doluşan İskoç askerleri ve halkın bir bölümü pederin havasızlıktan bayılacağını düşünerek evliliğin ardından hemen kiliseyi boşalttılar. Yeminler boğucu kalabalığın içinde edilmiş ve tek bir itiraz dahi yükselmemişti. Birbirini seven iki insanın teslimiyeti içinde Tanrı'nın huzurunda sonsuza kadar evliliklerini koruyacaklarına dair yemin etmişlerdi... Tek bir temas dahi olmadan havada süzülen anlamsız sözlerin onları sonsuza kadar bağladığının farkında değil gibiydiler, gözleri birbirlerine kenetlenmiş olsa da ruhları can çeken bedenlerinden çıkmak istercesine onları rahatsız ediyordu. Defalarca yutkundular, gözlerini açıp kapadılar ama akıllarında kalan tek şey son sözleri oldu.

"... sonsuza kadar."

"... sonsuza kadar."

İkisi de yeminlerine böyle son vermişti ama biliyorlardı ki onlar için sonsuz diye bir şey asla olmayacaktı. Onlar sonsuz mutluluğa ya da huzura inanmayan iki yorgun savaşçıydı. Ama pederin önünde ikisi de içinde bulundukları savaştan yenik ayrılacaklarını kabullenmiş gibiydiler.

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin