Hadi Kalbim Yeniden Sev (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*

-29-

"Şimdi dindirilmemiş arzularımı bastırması için başka bir adam bulmalıyım öyle değil mi lordum!"

Eric beynini yiyen sözlerin ve gözlerini kör eden karanlığın aksine duyduklarının gerçekten doğru olup olmadığına karar veremedi.

"Ne dedin sen!"

Bella kahkaha attı ve alnını cama yasladı. Sıcak nefesinin camda bıraktığı izi izleyerek konuşmaya çalıştı ama içinde büyüyen arzusu yüzünden düğüm düğüm olan boğazı ve kuruyan dudakları konuşmasını zorlaştırıyor, sesinin çıkıp çıkmayacağından bu sefer emin olamıyordu.

"Diyorum ki lordum bu elbiseler balolarda giyilmek içindir!"

"Benim gibi adamlarda senin gibi kadınları dizginlemek için yaşarlar Leydi Bella!" diyerek soyunmaya başladı. Bella arkasında ne olup bittiğini bilmiyordu ama kulağına gelen hışırtılar Eric'in tüm sözlerinin hesabını ondan soracağını söyler gibiydi ama Bella korkmuyor aksine bedeni arzuyla yanıp tutuşuyordu. Yere düşen ekose kumaşını ve beyaz gömleği görebiliyordu. Yutkundu ve kendisini daha fazlası için hazırladı.

Bella onu kolundan tutup yatağa fırlatan adama çığlık atarak karşı koymaya çalışsa da Eric'in çıplak bedenini gördüğünde susmak zorunda kalmıştı. Onu arzuladığına dair Eric'den hiçbir şey duymamıştı ama şimdi bunu kendi gözleriyle görüyor olmak duyacağı sözlerin inandırıcılığından çok daha büyük bir etkiye sahip olmuştu Bella için. Kaslarla süslü dudak uçuklatacak bir beden ve arzuyla ona doğru uzanan bir erkeklik...

"Ne oldu leydim şaşırdınız mı yoksa?"

"Ben... Ben..."

"Siz iflah olmaz bir kadınsınız leydim!"

"Ve siz lordum beni akıllandıracak doğru adam mısınız?"

"Akıllandırır mıyım bilmiyorum ama şimdi aklınızı başınızdan alacağıma eminim," dedi öfke saçan tutkulu gözleriyle Bella'ya bakarak.

"O zaman gel ve aklımı başımdan al Eric!"

Eric Bella'nın zaferine gözlerini yumarak karşılık verdi. Güzel karısı bir engeli daha yıkmış ve onun içine daha fazla işlemek için bir adım daha atmıştı. Çıplak bedenine aldırmadan odadan çıkıp gitmek istiyordu ama Bella ayağa kalkıp karşısında soyunmaya başladığında gitmeye dair bütün planları yanıp küle dönüşmüştü.

"Sen... Sen..."

"Ben size aşığım lordum! Bazen sizden nefret etsem de çoğu zaman sizi kalbimin tam ortasına koyup saklamak istiyorum... Ben sizi gördüğüm ilk andan itibaren burada," dedi kalbini göstererek ve sözlerine devam etti. "Kalbimde ve en derinlerimde istiyorum lordum..." Bella açık saçlarını sırtına savurdu ellerini çıplak bedenine sardı, süzülen gözyaşlarıyla beraber Eric'e teslim oldu.

"Sen... Sen beni de geçmişimi de çoktan yaktın Bella... Şimdi bomboşum, seninle dolmak isteyen bir kalbim ve ruhum var ama hâkim olamadığım bir öfkem ve içimi kemiren şüphelerim de var..."

Bella soğuk zeminin aksine sıcacıktı, çıplak ayakları yere her değdiğinde ve gözleri Eric'in bedeninde her gezinişinde tekrar tekrar inledi. Sevdiği adamın kokusunu alabilecek mesafeye geldiğinde onun kokusunu içine çekti ve ıslak gözleriyle Eric'e gülümsedi...

"Bu kokuyu içime çekebilmek için bir ömür bekleyebilirim... Kalbindeki şüpheleri küle çevirmek için etrafında bir ömür yanabilirim... Seni kendime katabilmek için bir ömür savaşabilirim Eric... Ben ne Lisa'yım ne de sen eski Eric'sin! Bunu göremiyor musun? Senin dikkatini çekmek için o elbiseyi giydim ama sadece senin dikkatini çekemedim! Senin için tüm İngiltere'nin karşısında o kadını yerin dibine soktum! Söyle bana Eric, bana inanman için daha ne yapmam lazım?" dedi ve Eric'in yerde duran kıyafetlerine uzanarak küçük hançeri bulup ayağa kalktı.