Bu benim için mi?
Eric'in erkekliğinden bir hediye gibi bahsediyordu çünkü hep bu anı beklemişti ama genç adamın yaralı ve yorgun oluşu hayallerini yarım bırakıyordu. Yorgun kocasını o durumdayken arzulaması yanlıştı ama Bella kendisine engel olamıyordu. Elinde duran cam şişeyi yere bıraktı ve Eric'in bacaklarına kremle boydan boya masaj yaptıktan sonra nefes nefese kalarak ellerini eteğine sildi. Isınan bedenini soğuk duvara yaslayarak önünde duran bedene büyük bir açlıkla baktı, ona istediği gibi dokunamadığı için üzülerek başını yere eğdi.
Belki başka zaman!
Derin bir nefes alarak Eric'in ayaklarının dibindeki beyaz örtüye uzandı ve onu sevdiği adamın üzerine örttü.
"Üzerimde bir çadır kurduktan sonra çekip gidebileceğini mi sanıyorsun Bella!"
Bella onun kısık sesle söylediği her şeyi duymuş ve kıkırdamasını bastırmak için elini ağzına bastırarak Eric'e dönmüştü. Erkekliği örtüye inat kendi kararlılığıyla ayakta durmaya çalışıyordu, bu Bella'yı anlamadığı duyguların içine sürüklüyordu.
"O çadırı nasıl yıkmam gerektiğini bilmiyorum lordum," dedi Bella karşı koyamadığı duygularıyla Eric'e uzandı. Eric onun ne yaptığını bilmiyordu ama çıplak bedenine çarpan rüzgâr ve bazen üzerinde gezinmeye çekinen parmaklar Bella'nın doğru yolda olduğunu gösteriyordu. Gözlerini açmak karısına katılmak istedi ama ona direnen göz kapaklarına yine söz geçiremedi.
"Kalbinin sesini dinle..."
Bu kadarı Bella'ya yetmişti.
Bella onun kendisini duyduğunu, hissettiğini parmaklarını Eric'in kaslı göğsünde gezdirirken fark etmişti. Genç adam çektiği sıkıntılara rağmen onun dokunuşlarına açtı. Bella'nın soğuk ve çekingen dokunuşlarıyla bedeni yatakta hareketsiz duramıyordu. Ona cevap vermeye gücü yoktu ama onun yerine konuşan aç gözlü bir erkekliğe ve ruha sahipti. Bella dudaklarının ufak bir gülümseyişle kıvrılışına şaşırarak dizlerini geniş yatağın kenarına koydu ve Eric'in üstünde yükseldi. Bir bebek kadar masum görünen korkutucu adam şimdi onun insafına kalmıştı. Bella kendisini affettirmesi gerektiğine karar vereli çok olmuştu ama içindeki arzuyu böylesine onurlu bir davranışın ardına saklamak şimdi ona dünyanın en komik davranışıymış gibi görünüyordu. Çıplak, yorgun ve yaralı bir adamdan özür dilemek yaptıklarını hafifletecek güçtemiydi henüz buna karar vermemişti ama gördüğü manzara ona tüm günahlarını unutturacak ve yenilerini ekleme heyecanı verecek türdendi.
"Şimdi ne yapmam gerek Eric?"
Bella birçok zorlukla karşı karşıya gelmişti ama hepsini bir şekilde atlatmayı başarmıştı. Takii karşısına Eric çıkana kadar, onu görene kadar her şeyle baş edebileceğini düşünmüştü ama bu adam onun inandığı şeyleri hiç utanmadan elinin tersiyle yıkmıştı. Kılıçlarıyla ve onu kabullenemeyen halkıyla ömrü boyunca savaşacağını düşünen Bella bir an da hayatının ve kalbinin tam ortasına evlenmek zorunda kaldığı yaralı adamı koymuştu. Her bir parçası ayrı ayrı kocaman yaralarla dolu adam onun her şeyi olmuştu. Dengesizliği, umudu, aşkı, nefreti... Ve daha sayamadığı birçok şey... Bella ona duyduğu ihtiyaçla ve sevgiyle Eric'in kalbinin üstüne sıcak bir öpücük kondurdu. Sevdiği adamın hafifçe araladığı gözleri arasında yanan ateşi gördükten sonra geri çekildi.
"Beni yakmak istiyorsun ve parmağını bile kıpırdatmadan bunu yapıyorsun Eric!" Bella onun gücüne kızarak genç adamın kaslı ve geniş göğsü üzerinde ellerini gezdirdi. Avuç içlerinde onun sıcaklığını hissettikçe başını geriye atıp yüksek sesle inlemek istedi.
"Bella..."
Bella onun sesini daha iyi duyabilmek için yüzünü Eric'in yüzüne yaklaştırdı. Çok geç kaldığını ise Eric'in durgunlaşan yüzünden anlamıştı. Ama onun dudaklarına bu kadar yakın olduktan sonra geri dönüşü çok da kolay olmayacak gibiydi. Ona dokunmaması ve rahatsız etmemesi gerektiğinin farkındaydı. Sapık gibi hissediyor ama Eric'in izin veren sözlerinden sonra suçluluk hissini söküp atmak için kendine güzel nedenler arıyordu.
"Seni öpmek zorundayım Eric!"
Bella ona doğru uzanan erkekliğin ürkütücü güzelliği ve içini heyecanla patlatacak güce sahip olan görüntüsünden arınmaya çalışarak bacaklarını iki yana açarak Eric'in üstüne oturdu. Eric'in erkekliği sıcaklığını gizleyen engelleri araladığında Bella gözlerinin zevkle sonuna kadar açılmasına engel olamadı. Onu gören kimse yoktu hatta bu zevki yaşatan adam bile onun yüzünü izleyemiyorken neden duygularına engel olmak zorunda kalacaktı ki? Başını iki yana salladı. Kendisiyle olan kavgasına devam ederken tekrar Eric'in onu çağıran dudaklarına yaklaştı.
"Seni öpmek zorunda olduğumu söylemiş miydim?"
Bella onu incitmekten korkuyor gibi önce yavaşça öptü. Alt dudağını dudakları arasına aldı ve diliyle üstünde ateşli bir dans gösterisi yaptıktan sonra dişleriyle bu dansa son noktayı koyarak nefes nefese alev alan arzusundan arınmaya çalıştı. Eric'ten uzaklaştığında ellerini ağzına kapadı ve bu kadar ahlaksız olabildiği için kendisini ayıpladı ama gözlerini araladığında ona açık tutmaya çalıştığı gözleri arasından gülümseyen Eric'i gördü. Arzuyla yanan yorgun leoparı altında hırlıyor ama ona dokunmuyordu.
"Beni öpmek zorundasın Bella."
Bella yüzünü elleriyle saklayarak altındaki adamın yorgunluğuna rağmen kendisini onun göğsüne bıraktı ve saklanacak en güzel yeri bularak Eric'in kolunun altına kıvrıldı. Onu giysilerinin izin verdiği ölçüde her şekilde hissedebilmişti. Bununla yetinmek zorunda olduğunu düşünürken Eric'in onu kolunun altında sıkıştırmasıyla kahkahası dudaklarından kaçarak odanın sıcaklığına sıcaklık kattı.
"Bana neler yaptırıyorsun böyle?"
"Bende senin çıplaklığın karşısında aklımı kaybetmiştim hatırlıyor musun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Kalbim Yeniden Sev (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*
Historical FictionYaralı bir adam... Güçlü bir adamın yardımına ihtiyacı olan bir leydi... *** Leydi Bella babasından kalan toprakları korumak ve kendisini güvende hissetmek istiyordu ama bunun için yenilmez bir savaşçıya ihtiyacı vardı. *** E...