Kısılmış sesiyle ona dokunmak için aşağıya eğilen Eric'i durdurdu.
"Nasıl düştüysem öyle de kalkarım lordum, size ihtiyacım yok! Bunu sakın unutmayın. Burada kalmaya mecbur değilsiniz. Ben kapılarımı ve kalbimi size açtım ama siz ne yapmak istiyorsunuz ya da ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bu saatten sonra bildiğim bir şey varsa o da bu evliliğe inandırmamız gereken iğrenç bir kralın topraklarımıza yaklaşmakta olduğu. Aklınızda ne varsa hepsini yapın lordum belki de bu sizin ve benim son şansımız olabilir!"
Bana kimi zaman lordum, kimi zaman Eric diye seslendiğinin farkında bile değilsin öyle değil mi Bella...
Eric dudaklarını aralamamıştı bile ağzına gelen kan tadını hissettiğinde dilini ve dudaklarını kanatırcasına ısırmış olduğunu anladı. Aşağıya doğru eğmiş olduğu bedenini dikleştirdi ve kalbine çarpıp içine oturan onca cümleyi sindirmeye çalıştı. Bella yanındayken onun güzelliği aklını başından alırken mantıklı davranamıyor, düşünemiyordu. Ona yardım etmek, kalbine dokunmak, kralı geri püskürtmek istese de geçmişi gözlerini ve umudunu karartıyordu.
"Odanıza gidin leydim," dedi Eric ayakta zorlukla duran güzel karısına, şişmiş masum mavi gözleri, hırçın dalgaların ardından bulanıklaşan bir okyanusu anımsatıyordu.
"Odama gidecek ve olan biten her şeyi uzaktan izleyeceğim lordum. Ama unutmayın krala evliliğimiz hakkında yalan söyleyemezsiniz. Bir kez olsun aynı odada yatmadık ve hizmetçilerim beyaz çarşafımda kan lekeleri bulmadı."
Eric bir kurt gibi hırlıyor, Bella biraz da onun iradesinin sınırlarını zorladığını umarak uzun konuşmalarına bir yenisini daha eklemek istiyordu ama Eric ona yaklaşırken söyleyeceği her şey bir anda yok olup gitmişti. Gücü yakışıklı yüzüyle birleştiğinde bir kadını tek bir söz etmeden dizleri üzerine aşkla çöktürebilirdi.
"Odanıza geleceğim ve size hak ettiğiniz kanı sunacağım leydim."
Bella onun kanayan dudaklarını gördüğünde parmaklarını Eric'in dudakları üstünden gezdirdi ve üzüntüyle içini çekerek gözlerini kapadı. Kokusunu, öfkesini, kanını ve geçmişini kabul ettiğini görmesini istiyordu. Titredi, bunu umursamadı ve parmaklarını dudakları üzerinde gezdirdi.
"İstediğim senin veya benim kanım değildi. İstediğim şey sendin ama beni hiçbir zaman anlamak istemedin!"
"O halde beni de alacaksınız leydim." Eric onu teselli etmemek, Bella'ya sarılmamak için ardı ardına duygusuz sözlerini sıralıyor, evlendiği kadını kaybetmek için büyük bir çaba sarf ediyordu.
Bella onun sözleri üzerine kasıldı ve dudakları üstünde gezdirdiği parmaklarını çekerek arkasını döndü.
"Elimde olsaydı Leydi Lisa'yı mezarından çıkarıp bir kez daha öldürürdüm!"
Eric elini onun parmaklarının gezdiği dudakları üstünde gezdirirken güzel karısının sözlerini dinlemeye devam etti. Onun öfkesine de aşkına da ortak olmak istiyordu. Hayatı boyunca doğru olduğuna inandığı duyguların peşinden gitmişti ve bu seferlik yanlış olduğuna inandığı duygularının peşine takılıp gitmek istedi. Aralarında kaç adımlık bir mesafe olduğunu bilmiyordu. Ama her ne olursa olsun ona tek bir nefes uzaklıktaymış gibi hissediyordu.
Bella ne zaman onunla yüz yüze gelmişti? Eric'in keskin sıcak nefeslerini yüzünde hissettiğinde bunu düşünüyordu. Kalenin büyük avlusunu aydınlatan meşalelerin altında birbirine sarılmış iki âşık gibi duruyorlardı. Bella onun etrafına doladığı kollarına inanamayarak baktı. Ona bakan gözlerden geçen duyguları göremese de Eric'in bedeninde gezdirdiği elleri heyecanını ve ne isteğini belli ediyordu. Uzun zamandır karşı koyduğu duygularıyla savaşan Eric'in çabasını ve içinde verdiği amansız mücadeleyi görebiliyordu.
"Bunu yap..."
Ve Eric onu bu sefer kendi isteğiyle öptü. Tek çaresi oymuş gibi... Tek çıkış yolu oymuş gibi... Yeni bir sayfa aralamak ister gibi... Sahici bir nefes almak ister gibi...
"Bunu yapmak zorunda değilim! Ama yapmak istiyorum! Seni gördüğüm andan beri dudaklarını içercesine tatmak istedim. Dudaklarında uyumak gözlerinde uyanmak istiyorum. Lanet olası kalbim aşktan korkarken bunları yapacak gücü kendimde bulamıyorum. Sen bana her adım atışında ben ürkerek kazdığım çukura saklandım," dedi ve Bella'nın nefes nefese kalışını, kızaran yüzünü izledi. Onun canını mı yakmıştı? Bunu bilmiyordu ama göğsünde duran iki minik el gitmesine izin vermek istemiyormuş gibi gömleğini avuçları içine hapsetmişti. Memnuniyetle kıvrılan dudaklarına ket vuramadı. Dakikalarca Bella'yı süzdü. Nefes alışını, ellerini göğsünden ayıramayışını izledi.
Bella ellerini Eric'inboğazına doğru sürükledi ve âşık olduğu adamı sertçe sarstı. Yüzünde nasıl birifade olduğunu kestiremiyordu ama onun savaşı kazanmış bir kral edasıylabaktığına emindi. nȽRy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Kalbim Yeniden Sev (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*
Ficțiune istoricăYaralı bir adam... Güçlü bir adamın yardımına ihtiyacı olan bir leydi... *** Leydi Bella babasından kalan toprakları korumak ve kendisini güvende hissetmek istiyordu ama bunun için yenilmez bir savaşçıya ihtiyacı vardı. *** E...