-25-

7.5K 477 0
                                    


Harold başını geriye atarak kahkaha attığında Julie bir kar tanesi gibi erdiğini hissetti. O buzsa, ona bakan adam ateşin kendisiydi. Atının üstünde öylesine güzel duruyordu ki Julie her an onun muhteşem görünüşüne kızmak ve Harold'ı büyük korkutucu bir kalenin en dipteki zindanına kilitlemek, kendisine saklamak istiyordu.

"Endişe etmene gerek yok Julie, buraya gelen tek bir at var."

"İyi ama bunu nasıl anlayabiliyorsun?"

"Senelerdir bu lanet savaşın içindeyim ve bu savaşta askerlerimi kaybetsem de daima yan yana olduğum tek şey atlar oldu. Artık onları çok iyi tanıyorum," dedi ve atını çevirerek karşısına çıkacak olan atlıyı karşılamak için kılıcını yerinden çıkardı. Julie de kocasının arkasında yerini aldı. Onları koruyan on kadar asker ormanın içlerinden her şeyin yolunda olduğuna dair ıslık çaldıklarında rahatlayarak Harold'a yanaştı ama kocası duyduğu ıslıklara rağmen tek kasını dahi oynatmamış, Julie'yı arkasına doğru iterek konumunu korumuştu.

"Sakin ol Harold bana bir şey olmayacak," dedi Julie bir fısıltıyı anımsatan sesle Harold'ın kalbine dokunurken. Her dakika ona bir şey olacak korkusuyla yaşayan bu adamı Julie o kadar çok seviyordu ki bunu ne kelimelere dökebiliyor ne de Harold'a belli edebiliyordu.

"Leydi Julie neredesiniz?"

Julie atının üstünde hüzünlü gözlerle kocasının sırtına bakarken kulağına dolan yabancının korku dolu sesiyle dudaklarını araladı ve ona ihtiyaç duyan sese karşılık verdi.

"Buradayım sesime doğru atını sür," dedi Julie, nal sesleri yankılandığı için nereye gitmesi gerektiğini bilmiyordu ama seslerin nereden geldiği konusunda emin olan kocasına güvenerek sabırla beklemeye karar verdi. Ve o anda karşısında yüzünü dalların çizdiği bir dağ kedisi buldu, saçları karışmış gözleri korkuyla sulanmış, nefesleri birbiri içinde kaybolmuş kadın hayatındaki tüm zorluklardan kurtulmuş gibi onlara bakıyordu.

"Ian'da seninle olmalıydı!"

"Evet, lordum beni korumak için Ian'da geldi."

Julie korku dolu gözlerle Harold'a bakan kadına doğru yaklaştı ve titreyen ellerini avcu içine alarak ona ismini sorduğunda kadın Julie'ya bir bir her şeyi anlattı. Heyalof Eider'in seçtiği bir diğer kurbandı ama halinden memnun ve bir o kadar cesurdu ama Julie onun gözlerinde gördüğü acıya anlam verememişti. Madem bu kadar cesurdu ve bu görev için can atıyordu peki bu akmak için sabırsızca gözlerine doluşan gözyaşları da neyin nesiydi?

"Heyalof, Ian neden gelmedi?"

"Şey leydim... Şey..." Ian onun sıkıntılı sesini duyunca tekrar sinirle dolan göğsü üzerinde gezdirdi elini ve kendisini bir atı sakinleştirir gibi sakinleştirmeye çalıştı. Heyalof üzerinden kalkan bakışların rahatlığıyla derin bir nefes aldı. Başını onların baktığı yöne çevirdiğinde büyük bir pişmanlıkla tekrar önüne dönmek zorunda kaldı.

Julie, Harold'a baktığında onunda kahkaha atmak üzere olduğunu fark etti ve kendisini daha fazla tutamayarak kararmaya başlayan İngiltere'yi kahkahalarıyla aydınlattılar.

"Tanrı aşkına sizin derdiniz ne?" Heyalof onun böylesine büyük bir saygısızlık yapması üzerine korkuyla bakışlarını Ian'a kaydırdı. Ama adam hiç oralı olmadan atından inmeye çalıştığı sırada Julie ve Harold'ın kahkahaları güçlendi.

"Ian savaşı çoktan kaybetmiş gibi görünüyor ya da atıyla bir sorunu varmış gibi öyle değil mi leydim?"

Julie başını iki yana sallayarak gözlerinden akan yaşları sildi. Durumu şimdi çözmüştü ikisi kavga etmiş ve bu kavgayı Heyalof büyük bir zaferle sonuçlandırmıştı.

"Gülmeyi kesmezseniz İskoçya'ya geri dönerim!"

"Ah birde tehdit he!"

Julie araya girerek yanında duran kadının sıkıntısını da görerek olaya el atması gerektiğine karar verdi.

"Ian iyi misin?"

"Biraz dinlensem bir şeyim kalmaz leydim," dedi Ian yürüdü ve bacaklarını esnetmeye çalıştı. Bir an önce eski gücüne kavuşmak istiyordu. Atına ise geri dönmek aklındaki son düşünceydi ama buna mecbur olduğunu bildiği için hem atını hem de kendisini sıkıntı çekmeden cehennemin dibine yollamak istiyordu.

Ölüm bile senden daha insaflı olmalı Heyalof.

"Harold ben Heyalof'la önden gideceğim sizde tam arkamızda olun!"

Harold ona emirler yağdıran karısına başını tamam anlamında sallayarak Ian'a döndü. İki kere ıslık çalarak on kadar askerini karısının arkasından yolladı. Şimdi hareket etme sırası onlardaydı ama Ian'ın durumu iyi değilken eski dostuna atına binmesi gerektiğini nasıl söyleyecekti?

"Atıma binmem ve o lanet kadının peşinden gitmem gerek öyle değil mi?"

"Bunu bir görev olarak düşünürsen daha iyi hissedersin Ian!"

"Görevim bir kadını korumaksa bunu düşünmekte beni aynı ölçüde sinirlendirecektir lord Harold!"

"O zaman onu düşünmemeye çalış Ian!"

Kahkaha atma sırası bu sefer Ian'daydı.

"İşte bu dediğiniz imkânsız lordum!"

*

Dört heybetli at yan yana dururken korkutucu görünüyordu ama hiçbiri o an bunun farkında değildi. Akıllarında sadece İskoçya'nın ve İngiltere'nin masum insanlarını korumak vardı. Sadece onlara verilen ipuçlarını birleştirmek, krala ihanet edenleri bulmak ve huzurla hayatlarına dönmek istiyorlardı.

"Sen ki İngiltere'nin en kibirli ve en güçlü adamısın! Öyleyse bu şamatadan neden haberin yoktu!"

Harold ellerini atının yelesinde gezdirdi ve dişleri arasından hırıltılı nefesini verirken bir kartal gibi gözlerini kısarak en uzak noktayı görmeye çalıştı. Julie bu sefer canına okumakta haklıydı çünkü Harold'un tüm bu curcunadan haberi yoktu. Kale kapısında bekleyen askerler onlarında misafir olduğunu düşünerek ikiletmeden onları içeriye davet etmişlerdi. Herkesin suratındaki temkinli bakışlar ve zoraki gülümsemeler Harold'ın canını daha fazla sıkmıştı. Dördü de çamur ve tozla kaplıydılar ama karanlıkta hiç kimse bunu fark edecek halde değildi.

"Bu karmaşanın ortasına mı dalacağız yoksa sabahı mı bekleyeceğiz," dedi Heyalof heyecanla, Harold onun önüne çıkan her İngilizi kılıçtan geçirmek ister gibi baktığını görünce hızla atını çevirdi ve Heyalof'un önünde durdu.

"İçindeki nefretin sebebini bilmiyorum ama tek birkişinin bile canını yaktığını görürsem seni Eider dahi yollamış olsa kendiellerimle öldürürüm!" dedi ve bakışlarını öfkeyle soluyan Ian'a çevirdi. uk-kstj�Ƚ�DJ�

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin