*
Julie bunalmaya başladığı sırada Bella'nın bir kez olsun ona gerçekten bakmamış olduğunu fark etti. Yanında duran kadın ona bakıyor olsa da asıl görmek istediği kişi Eric'den başkası değildi. Başını dahi çevirmeden kocasının her adımını her nefesini izliyordu. Eric ağına düşürmek istediği etli ve tatlı bir balık gibi Bella'nın etrafında dolaşsa da ağına takılmadan öylece yanından süzülüp gidiyordu.
"Beni dinlemiyorsun değil mi Bella?"
"Evet, leydim haklısınız..." diyerek Bella ona her zamanki cevabını verdi ve Julie'nın kahkahasıyla sirkelenerek kendine gelmeye çalıştı. Nefes almadan Eric'i izliyor yanında duran kadını dinlemiyordu. Julie elini Bella'nın kolunda gezdirerek güzel kadını kocasına doğru itti. Eider'in onları da aynı boğucu durumun içine attığını bilerek Bella'nın yaşadıklarını ve hissettiklerini tahmin edebiliyordu. Güzel ve narin kadının üzülmemesini umarak gözlerini kalabalığın üzerinde gezdirdi ve bir terslik olup olmadığını kontrol etti.
"Git ve cesur bir kadın nasıl olur ona göster! Benim yapamadığımı sen yap, mutlu ol! İnan bana Eric'in senin aşkına ihtiyacı var, o adama gerçek aşkın nasıl bir şey olduğunu göster Bella," dedi, yumruk yaptığı elini havada kararlı bir şekilde sallayarak sözlerine olan inancını Bella'ya göstermiş oldu.
Bella, konuklarla ilgilenen ve kendisini hiç sıkıntı çekmeden İngiltere'nin zengin toprak beylerine kabul ettiren Eric'in rahat duruşuna hayranlıkla baktı. Julie'nın sözlerinin ona verdiği güçle âşık olduğu adamı kazanmak için yürüdü bu sefer.
Eric'in arkasında durduğu sırada Tanrıya en içten dualarını etmek üzereyken Eric hariç tüm erkeklerin ilgilisini çektiğini fark edememişti. Dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini açtığında ona bakan yakışıklı erkek topluluğuyla karşı karşıya geldi ve utanarak kızaran yüzünü yere eğdi. Elini zarifçe havada kaldırdı ve konuşmak istedi ama Eric'in eline uzanan büyük eline tutunmaktan başka bir şey yapamadı. O gece Bella bir leydiye yakışmayacak çok şey yapmıştı ve bunları onu çekiştiren adam için yapmıştı. Arkalarından gülen ve iç çeken lordların kıskançlık dolu sözlerini duyduğunda Bella'nın kızaran yanakları yanmaya başladı. Eric'i şaşırtmak ve onu kazanmak istediği gecede dibe batmak ve insanların gözünde çılgın, ahlaksız bir kadın olmaktan öteye gidememişti. Eric onu avlunun arka tarafını çevreleyen alt odalardan birine attığında Bella son anda dengesini sağlayabildi, ellerini soğuk ahşap masanın üstüne yaslayarak yüzünü Eric'e döndü.
"Elbisem..."
"Elbise mi? Sen üstündeki o şeye elbise mi diyorsun! Seni bir fahişe gibi gösteren kumaş parçasından bir şey değil o! Sabrettim, görmemeye çalıştım sana hak vermeye çalıştım ama olmadı! Bu elbisinin hiçbir açıklaması olamaz!"
Gözleri kararan Eric gelen tokadın etkisiyle yana düşen başını gülümseyerek Bella'ya çevirdi, çenesini ovuşturarak güzel karısına baktı. Bella sinirden titreyen bedenine hâkim olamıyor, Eric'i tokat yağmuruna tutmak istiyordu ki tekrar havaya kalkan eli Eric'in güçlü parmakları tarafından sarıldığında bu hayali yarım kalmıştı.
"Bu elbise anneme aitti seni piç kurusu! Sözlerine dikkat et!"
"Bu bir fahişe gibi göründüğünü değiştirmiyor Bella!"
Bella elleri bağlı olsa da bu sefer dudaklarını kullandı ve Eric'in yüzüne tükürdü. Ne olduğunu anlayamadan kendisini odadaki camın önünde buldu. Parmakları soğuk camın üstüne dayanmış ayakları genişçe iki yana açılmış ve Eric sıcak bedenini sırtına yapıştırmıştı. Tam arkasındaydı ve sertti hem de her açıdan. Dudağını ısırıp bakışlarını camdan ayırmadan kendisini Eric'in tepkisine hazırladı ama dakikalar ilerledikçe hiçbir hareketlenme olmadı. Eric öylece arkasında durmaya devam etti. Kolunu kaldırıp gömleğine yüzünü silmekten başka bir şey yapmadı adeta Bella'nın sabrını deniyor onu son noktasına doğru sürüklüyordu.
"Bu elbiseyi neden giydin, Leydi Bella?"
"Bu bir balo ve balolarda böyle elbiseler giyilir lordum!"
"Soruma cevap vermiyorsun, Leydi Bella, bu elbiseyi neden giydin!"
"Sana söylediklerimi anlamıyor musun? Bu bir..."
Bella poposuna inen tokadın ardından konuşamadı. Acıyla sızlayan poposu yüzünden gözleri doldu ama tek bir şey söylemedi ya da yapmadı. Eric'e asla boyun eğmeyecekti.
"Bana cevap vermezsen buna devam ederim Leydi Bella!" dedi Eric yüzünü Bella'nın sarı saçları arasına gömerek. Ona bunu yapmak istememesine rağmen kaşınan ellerine engel olamamıştı.
"Sana cevap vermeyeceğim Eric! Hadi şimdi durma devam et!"
Eric bu sefer ellerini Bella'nın cama dayadığı elleri üstüne koyarak Bella'yı sıkıca kendisi ve duvar arasına sıkıştırdı. Ve sanki bedenleri çırılçıplakmış gibi Bella'nın sıcak poposuna sert erkekliğini hafifçe değdirip geri çekildi. O hareketlerini tekrarladıkça Bella iliklerine kadar titreyip, terledi. Ne olduğunu bilmiyordu ama kulak misafiri olduğu onca ahlaksız sohbetin ardından Eric'in ne yaptığını ya da ona neyi ima ettiğini yavaş yavaş çözüyordu. Onu arzularıyla kendi arasına sıkıştırıp istediği cevabı duymaya çalışıyordu.
"Neden Leydi Bella neden?"
"Çünkü balolarda böyle..."
"Seni inatçı kadın!"
Eric bir elini Bella'nın eli üzerinden çekerek genç kadının küçük çenesine uzandı ve onu kendisine çevirerek dudaklarına yapıştı. Isırıyor, yalıyor adeta sen benimsin diyerek hüküm sürüyordu. Bella ondan gelen her şeyi kabullenecekti. Bacakları onu taşımıyor, ıslanan ve içindeki boşluğu sıkıştırmaya çalışan kadınlığı ona isyan ediyordu. Eric onu öpmeye devam ettikçe hareketlerini hızlandırıp sertleştiriyordu. Tam pantolonu içine boşalacağını düşündüğü anda güzel karısından uzaklaştı ve dudaklarını silerek onun titreyen sırtını boş gözlerle izledi.
Bella başını yere doğru eğerek titreyen bacaklarını birbirine bastırdı.
n#ZȽ*H
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hadi Kalbim Yeniden Sev (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*
Ficción históricaYaralı bir adam... Güçlü bir adamın yardımına ihtiyacı olan bir leydi... *** Leydi Bella babasından kalan toprakları korumak ve kendisini güvende hissetmek istiyordu ama bunun için yenilmez bir savaşçıya ihtiyacı vardı. *** E...