-61- (+18)

8.5K 395 1
                                    

"Şartın nedir Julie?"

"Benimle sevişeceksin!"

"Ne istediğinin farkında mısın sen?"

"Hırladığının ve bana beni yiyecekmiş gibi baktığının farkında mısın?"

Harold o andan itibaren düşünmedi! Düşünemedi. Üstündeki ceketi yere attı, gömleğinin düğmelerini açtı, pantolunundan ve çizmelerinden kurtulduktan sonra çıplaklığıyla Julie'yı selamladı.

"Seninle burada değil kendi topraklarım üzerinde sevişeceğim ama bu gecelik istediğin şeyin bir kısmını sana vermeye karar verdim," dedi ve kibirli gülümseyişiyle Julie'yı yatağında kıvrandırdı. Julie ona kızmak istesede karşısında duran sert erkekliğin büyüsüne kapılmıştı. Kuruyan dudaklarını diliyle ıslattı ve gözlerini Harold'ın gözlerine dikti.

"Kibirli piç kurusu!"

"Beni sevdiğini biliyorum," diyerek karısına uzandı Harold. Julie kollarını hiç beklemeden onun boynuna dayadı ve dudaklarına yapıştı. Harold onun arzusu karşısında şaşırırken engel olamadığı inleyişiyle dilini Julie'nın sıcak diline dolayarak karısını kendisi için hazırladı. Isınan bedenleri birbirine dokundu, ayrıldı... Dokundu ayrıldı. Harold'ın güçlü bedeni üstünde dururken Julie onu kendisiyle tamamlamak istiyordu. Güçlü bacaklarını beline dolayarak Harold'ı yatağa yapıştırdı ve üstüne çıktı. Harold ne olduğunu anlamadan kendisini karısının altında bulduğunda gülümseyerek dudaklarını Julie'dan ayırdı.

Doğrusu ayırmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Julie onun nefesi olmaya kararlıydı. Dudaklarını dudaklarına yapıştırarak beline toplanan elbisesinin izin verdiği ölçüde Harold'ın erkekliğinin üzerine oturdu. Harold onun tenine dokunuşuyla nefes alama.

Julie'nın yüzünü tutarak kendisinden uzaklaştırdı ve genç kadının öyle durmasını sağlayarak elbisenin altına uzandı ve onu koruyan bez parçasını elleriyle yırtıp attı.

Julie tamamen ona temas eden kadınlığının insafına kalmıştı. Engel olamadığı içgüdülerini izleyerek kadınlığının ayrılan dudakları arasına aldığı sert erkekliğin üzerinde ileri geri gitmeye başladı. Bunu yaparken gözlerini Harold'ın gözlerinden hiç ayırmadı.

Harold onun kendini verişini, tutkusunu izledi. Dayanabileceği yere kadar dayanacaktı ama erkekliğine akan zevk sularının sıcaklığıyla nefesleri içinde sıkışmaya başladı. Titreyen ve boşalmak için yalvarmaya başlayan erkekliğini Julie'nın altından çekerek karısını yatağa yatırdı ve elbisenin önünü açarak koyu pembe göğüs uçlarını dudakları arasına aldı. Julie'nın uslu durmayan eli erkekliğine ulaştığında dudakları arasındaki göğsü ısırdı ve kalın elbisenin altına elini sokarak Julie'nın bacaklarını okşadı. Julie onun elinin nereye gideceğini biliyordu. Kocasıda tıpkı kendisi gibiydi. Uslu durmak ve sakin olmak onlara göre değildi. Gözlerine baktığı adamın sert erkekliğini birkaç kez sıktı ve aldığı derin inleyişin zevkiyle hareketini tekrarladı. Bacaklarında gezinen parmaklar ıslak kadınlığını bulduğunda engel olamadığı sert hareketleri onu deli eden erkekliğin üzerinde aşağı yukarı gezinmeye başladı.

Harold aklını çelen eli umursamamaya çalışsada Julie'nın tutkusuna ve içgüdülerinin verdiği masum tutkusuna yenik düşüyordu. Titreyen elleri ıslak kadınlığını bulduğunda ise odayı dolduran Julie'nın içini titreten bir küfür savurdu.

Julie kadınlığının ayrılan dudaklarını ve goncası üzerinde gezen güçlü parmakların verdiği hisle öleceğini düşündü onu kurtaracak tek şey Harold'ın dudaklarıymış gibi kocasının başını tek eliyle tuttu ve kendisine çekti.

"Patlayacağız Harold."

"Yeniden doğacağız Julie..."

Nefesleri onlara eşlik edemedi... Onların arzusuna dünya üzerindeki hiçbir şey yetişemedi... Öylece yan yana yığıldılar yatağın üstüne... Uzun bir yolculuktan dönmüş gibiydiler...

Julie elinin üstündeki meniye baktı ve kızarmış gözlerini kocasına çevirdi.

"Bunun boşa gittiğini düşünüyorum," dedi.

Harold kahkaha atarak başını yastığına gömdü.

"Üzülme sevgilim ondan bende daha çok var," dedi ve karısının öfkeyle bir nokta halini almış dudaklarına dokundurdu dudaklarını... Julie utanmasına rağmen o tatlı öpücüğe hayır diyemedi. Harold'ın cevabı onu bir bakıma da mutlu etmişti. Bu tutku dolu anların devamı gelecekti.

*

Heyalof, Ian'ı arkasında bıraktığı için pişmanlık duyuyordu ama o güvenebileceği tek kişiydi evet ona aşkta güvenmekte yanlış yapmıştı ama bir asker olarak güvenebileceğini biliyordu.

"Leydim çok dalgınsınız?"

"Lord Eric sizi görünce ne tepki verecek onu düşünüyordum lordum," dedi Heyalof ve gerçektende düşündükleri arasında buda vardı. Eric'in olan bitenden haberi yoktu ve ona ne olduğu hakkında Heyalof'unda bilgisi yoktu. Kemirdiği dudaklarıyla Lord Fertor'a yakalandığında başını aşağıya eğdi ve sıkıntıyla nefes aldı.

"Lordum ben..."

"Hadi anlatın leydim?"

"Eric'in başı dertte olabilir," dedi ve Lord Fertor'un ani duruşuna ve öfkeli gözlerine şaşkınlıkla baktı.

"Bana bunu neden önceden söylemediniz leydim, yanıma daha fazla asker alırdım," dedi ve onları takip eden küçük orduya döndürdü bakışlarını.

"Lordum kral hem Eric'in saygınlığına hemde onu tahttan indirmek isteyenlere bir son vermek istiyor," dedi ve lordun tepkisini ölçtü. Lord Fertor düşüncelerinin arasından çıkamıyor gibiydi ve bu durum Heyalof'u biraz daha endişelendirmişti.

"Ve leydim siz bana en başından beri güvenmediğiniz için bunları söylemek istemediniz öyle değil mi?"

"Lordum siz Lord Eric'in babasıda olabilirdiniz onu yıkmaya çalışan bir başka adamda!"

"Bu zamana kadar topraklarımdan bir kez çıktım ve ondanda bir kadına âşık oldum leydim bunun sonunda ne olduğunu biliyorsunuz... Ve bu arada büyük bir savaşı atlattığımıda biliyorsunuz... Tüm bunları yaşamamış olsam ve kralın davetlerini bile geri çeviren bir adam olarak neden topraklarımı terk edeyim. Lord Eric bana sahip olduklarımdan fazla ne verebilir ki?"

Heyalof yaşlı lordun sözleri üzerine içindeki huzursuzluğun dağılmaya başladığını hissetti. Ian geride kalarak en doğru şeyi yapmıştı.

"Size güvenmediğim için beni affedin," dedi Heyalof başını utançla eğerek.

Lord Fertor gülümseyerek sarıdan beyaza dönmek üzere olan sakallarını kaşıdı.

"Siz doğru olanı yaptınız leydim, bense şu anda sadece oğlumu görmek ve onu kralın oyunlarından kurtarmak istiyorum," dedi atını ileri doğru sürerken.

u

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin