BEGÜM ŞANLI
Bazıları içimde ki elması kurcalıyor. Bazıları yalnızlığımı... Bazıları bende ki kirle pasla oynuyor... Karanlığıma bir mum daha söndürüyor. Hangisiyim ben? İçinde ki güneşe hükmedemeyen ben... İçinde ki geceye dur diyemeyen yine ben... Kimim ben? İçimden fokurdayan karanlık gecenin sahibi kim? Ya bu tadına doyamadığım nurların sahibi... Yüzünde ki gülümsemeye sözü geçmeyen ben... Göz yaşına nazı geçmeyen... Kimim ben? Bildiklerimi unuttum. İçimden gelen hiçbir duyguya engel olamıyorum. Anladım ki kıl kadar lafım geçmiyor kendime. Artık korkmaya başladım. Neyin peşinden gidiyorum? Hırçın bir denizim çoğu zaman. Kendi hırçın dalgalarımda boğulmaktan korkuyorum. Ve bazen unutuyorum. Korkularım terk edince, boğuşmayı sürdürsem de dalgalarla... Durulduğunda her şey... Ben yorgun oluyorum. O durgun su da benim, o deli dalgada... Ne çok şeyim ben... O çoklukta neyim ben? Hayat... Sende ki sayılı vaktim dolmadı mı artık? Hissediyorum. Daha vakit var. Ölüm uzak. Yine gülüp yine ağlayacağım. Kendimi teskin eden yine ben olacağım. Bir Ali'miz olmadı ki bizim elimizden tutsun. Bir Eymen olmadı ki acımızla üzülsün. Acının bile sevgiliyle paylaşılanı güzel. Ben var olan en büyük efsaneye aşık bahtsız bedevi. Bu tanımlamayı sevdim. Kendime acımadan edemiyorum nedense. Bana bir Eymen'i çok gören kaç hayat yaşadım acaba. Nefsine köle olmuş bir erkeğin yüzünü güldürebilmek için kaç kez istemeyerek koynuna girdim? Kaç kez hor görüldüm kadın olduğum için. Ben bu şanlı sülalenin isyankar kızı. Kaç kez gördüm o kararmış tacıyla etraftan geçen sevgiliyi. Ben kaç sevgi sözcüğünün yalancılığına tanıklık ettim. Kolay mı? Sizin bilmediğiniz o hakikatleri görmek... Kolay mı bilge olmak. Erkekleri tanıdıktan sonra... Eymen'i tanıyıp da aşık olmamak kolay mı? Eymen'in soluduğu havayı soluyup kayıtsız kalmak... Gidip de Zeynep'e pişmanım mı diyeceğim. Senin unuttuğun o sevgiliyi sen hatırlamadan önce de sevdim ben. Kış hiç bitmeyecek gibi bu yıl. Dünya eskisinden de çekilmez ve kasvetli bir yer artık benim için. Ruhları köklerinden kopmamış, o iyi insan ırkı gözümü açmamı sağladı. Artık burada yaşamaya mecbur olmak beni düşündürüyor. Öte yandan çatışmadan duramam. İnsanlar karşımda hep kedi gibi uysal dururlarsa mutlu olamam. Ama yinede Esila'da ki yaşam cazip görünüyor. Eymen'le her yerde yaşayabilirim. Onunla Abaddon da bile yaşarım, yeter ki beni kabul etsin. Yeter ki sevsin diyorum bazen.
Son zamanlarda Murat'la iş dışında görüşmeyi bıraktık. Sıkıldım zamandan da mekandan da , çevremde ki iyi insanlardan da... Eksiklikleri arıyorum, eksiklikleri eliyorum hayatımdan, ne bulunmaz ne ulaşılmazmış doğruluk, ne bulunmaz ne ulaşılmaz şeymiş mutluluk. Tam buldum çözdüm diyorum her şeyi, yok yalan. Serapmış mutluluk, görünüp kayboluyor çölde. Eymen olsaydı böyle olmazdı. O zaman bende mutlu olabilirdim. Sevmeyi bilmeyen erkeklerle zaman kaybetmek istemiyorum. Sadece kendi nefsini seven insanlar boğuyor beni artık. Boğuluyorum... Boğuluyorum... İçimden bir el sıkıyor beni. Neşemi gülüşümü kaybettim. Boş gevezeliklerin değerli zamanımı çalmasına katlanamıyorum. Bırakın beni diye haykırmak istiyorum. İncitmek geliyor içimden, aynı beni incittikleri gibi onları incitmek. Yıllar yılı göz ardı ettiğim her şeyi kusuyor vücudum. Kusuyorum... İnsanlar ağırlıklarıyla dolaşıyor çevremde. Hiç birinde insanı zarifliğin izi yok. Boğuluyorum... Eymen kurtarıcı sanki. Beni sevebilse her şey değişebilirmiş gibi geliyor. Bende o kız gibi aptal gülümsemelerimi saçarak etrafa dolaşabilirmişim gibi geliyor. Zeynep, elimden her şeyimi aldı. İnsanların renkleri gizliyor artık kendini. Gördüğüm her şey teker teker çekti kendini benden. Suçum ne? Haklıyı haksızı ayırt edebilmek mi? Suçum onun Eymen'in katiliyle olan ahlak dışı ilişkisini kınamak mı? Eymen'e aşık olmak mı günah'ım. Neden Eymen ona ait olsun ki? Neden? Onu hak etmiyor bile. Sorular... Sorular... Sorular... Onu o hasta bitik haliyle gördüğümde hepsi durdular. İkisi de perişan. Solgun. Deli gibi merak ettim şu an benden gizlenenleri. Işıklarını, özlerini görememek sarstı beni. Eymen... Gülümsemeye çalışıyor. İyi olmaya gayret ediyor. Ev kalabalık. Herkes efkarlı bir bekleyişte. Esilalılar bile üzgün... Ve ben istemeden o hüzün dalgasına kapılı verdim. Ama olduğumdan daha pervasız davrandım. Korktum o hüzne yenik düşmekten. Zeynep ölüyordu. İhanet ettiği adamsa unutmuş her şeyi. Onunla birlikte acı çekiyor. Unutmuş her şeyi. Eymen. Onu affetmiş. Zeynep yüzüme bakar bakmaz anladı bilge dedemin zoruyla geldiğimi. Ona her hangi bir cevap veremedim. Eymen, ben ve Zeynep küçük odada yalnızdık. Eymen ona iyi bakmış aslında. Esila kokuları sürünmüş odaya. En güçlü taşlarla sarmalamış Zeynep'i. Serumun rengi bir garip. Ağızdan beslenemeyecek kadar ağır durumda galiba. Her türlü tahlil temiz çıkmış. Sanırım sorunun ne olduğunu tespit edememiş olmak mahvediyor Eymen'i. Eğer onlara yardım edebilseydim. Evet o vakit kendimi gerçekten iyi hissetme şansım olurdu. Ama ne olabileceği hakkında en ufak bir fikir sahibi değildim. Mualla girdi odaya. Kahve servisi yaptı. Neşeli görünüyordu. Hayatında biri vardı anlaşılan. ___" İyiyim iyi."dedi telaşlı bir neşeyle. Dünyanın en önemli işini yapıyormuş gibi dağıttı kahveleri.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESİLA'NIN KAYIP KIZI(tamamlandı)#wattys2017
Science Fiction"Aşık olduğum tek kadın. Nasılda hırçın, pervasız. Bu şehir midir bende ki aşkı harlayan? Bir mum gibi eritip, ay misali ışıtan. Nasıl da vuruyor bakışları insanı bağrından. Hüzün kokan sokakları kopup gelmiş geçmişin hazanından...