37-Şüphe

17 3 0
                                    

BEGÜM ŞANLI

                  Bazıları  içimde  ki  elması  kurcalıyor.  Bazıları  yalnızlığımı...  Bazıları  bende  ki  kirle  pasla oynuyor...  Karanlığıma bir mum daha söndürüyor. Hangisiyim  ben?  İçinde  ki  güneşe  hükmedemeyen  ben...  İçinde  ki  geceye dur  diyemeyen  yine  ben...  Kimim  ben?  İçimden  fokurdayan  karanlık  gecenin  sahibi  kim?  Ya  bu tadına  doyamadığım  nurların  sahibi...  Yüzünde  ki  gülümsemeye  sözü  geçmeyen  ben...  Göz  yaşına nazı  geçmeyen...  Kimim  ben?  Bildiklerimi  unuttum.  İçimden  gelen  hiçbir  duyguya  engel olamıyorum.  Anladım  ki  kıl  kadar  lafım  geçmiyor  kendime.  Artık  korkmaya  başladım.  Neyin peşinden  gidiyorum?  Hırçın  bir  denizim  çoğu  zaman.  Kendi  hırçın  dalgalarımda  boğulmaktan korkuyorum.  Ve  bazen  unutuyorum.  Korkularım  terk  edince,    boğuşmayı  sürdürsem  de  dalgalarla... Durulduğunda  her  şey...  Ben  yorgun  oluyorum.  O  durgun  su  da  benim,  o  deli  dalgada...  Ne  çok şeyim  ben... O çoklukta neyim  ben?   Hayat... Sende ki  sayılı  vaktim  dolmadı  mı  artık? Hissediyorum. Daha  vakit  var.  Ölüm  uzak. Yine  gülüp  yine  ağlayacağım.  Kendimi  teskin  eden  yine  ben  olacağım.  Bir  Ali'miz  olmadı  ki  bizim elimizden  tutsun.  Bir  Eymen  olmadı  ki  acımızla  üzülsün.  Acının  bile  sevgiliyle  paylaşılanı  güzel. Ben  var  olan  en  büyük  efsaneye  aşık  bahtsız  bedevi.  Bu  tanımlamayı  sevdim.  Kendime  acımadan edemiyorum  nedense.  Bana  bir  Eymen'i  çok  gören  kaç  hayat  yaşadım  acaba.  Nefsine  köle  olmuş  bir erkeğin  yüzünü  güldürebilmek  için  kaç  kez  istemeyerek  koynuna  girdim?  Kaç  kez  hor  görüldüm kadın  olduğum  için.  Ben  bu  şanlı  sülalenin  isyankar  kızı.  Kaç  kez  gördüm  o  kararmış  tacıyla  etraftan geçen  sevgiliyi.  Ben  kaç  sevgi  sözcüğünün  yalancılığına  tanıklık  ettim.  Kolay  mı?  Sizin bilmediğiniz o  hakikatleri  görmek...  Kolay  mı  bilge  olmak.  Erkekleri  tanıdıktan  sonra...  Eymen'i  tanıyıp  da  aşık olmamak  kolay  mı? Eymen'in  soluduğu havayı  soluyup  kayıtsız  kalmak... Gidip  de  Zeynep'e  pişmanım  mı  diyeceğim.  Senin  unuttuğun  o  sevgiliyi  sen  hatırlamadan önce  de sevdim  ben.   Kış  hiç  bitmeyecek  gibi  bu  yıl.  Dünya  eskisinden  de  çekilmez  ve  kasvetli  bir  yer  artık  benim  için. Ruhları  köklerinden  kopmamış,  o  iyi  insan  ırkı  gözümü  açmamı  sağladı.  Artık  burada  yaşamaya mecbur  olmak  beni  düşündürüyor.  Öte  yandan  çatışmadan  duramam.  İnsanlar  karşımda  hep  kedi  gibi uysal  dururlarsa  mutlu  olamam.  Ama  yinede  Esila'da  ki  yaşam  cazip  görünüyor.  Eymen'le  her  yerde yaşayabilirim.  Onunla  Abaddon  da  bile  yaşarım,  yeter  ki  beni  kabul  etsin.  Yeter  ki  sevsin  diyorum bazen.

Son  zamanlarda  Murat'la  iş  dışında  görüşmeyi  bıraktık.  Sıkıldım  zamandan  da  mekandan  da , çevremde  ki  iyi  insanlardan  da...  Eksiklikleri  arıyorum,  eksiklikleri  eliyorum  hayatımdan,  ne bulunmaz  ne  ulaşılmazmış  doğruluk,  ne  bulunmaz  ne  ulaşılmaz  şeymiş  mutluluk.  Tam  buldum çözdüm  diyorum  her  şeyi,  yok  yalan.  Serapmış  mutluluk,  görünüp  kayboluyor  çölde.  Eymen  olsaydı böyle  olmazdı.  O  zaman  bende  mutlu  olabilirdim.  Sevmeyi  bilmeyen  erkeklerle  zaman  kaybetmek istemiyorum.  Sadece  kendi  nefsini  seven  insanlar  boğuyor  beni  artık.  Boğuluyorum... Boğuluyorum...  İçimden  bir  el  sıkıyor  beni.  Neşemi  gülüşümü  kaybettim.  Boş  gevezeliklerin  değerli zamanımı  çalmasına  katlanamıyorum.  Bırakın  beni  diye  haykırmak  istiyorum.  İncitmek  geliyor içimden,  aynı  beni  incittikleri  gibi  onları  incitmek.  Yıllar  yılı  göz  ardı  ettiğim  her  şeyi  kusuyor vücudum.  Kusuyorum...  İnsanlar  ağırlıklarıyla  dolaşıyor  çevremde.  Hiç  birinde  insanı  zarifliğin  izi yok.  Boğuluyorum...  Eymen  kurtarıcı  sanki.  Beni  sevebilse  her  şey  değişebilirmiş  gibi  geliyor. Bende  o kız  gibi  aptal  gülümsemelerimi  saçarak  etrafa  dolaşabilirmişim  gibi  geliyor.   Zeynep,  elimden  her  şeyimi  aldı.  İnsanların  renkleri  gizliyor  artık  kendini.  Gördüğüm  her şey  teker  teker  çekti  kendini  benden.  Suçum  ne?  Haklıyı  haksızı  ayırt  edebilmek  mi?  Suçum  onun Eymen'in  katiliyle  olan  ahlak  dışı  ilişkisini  kınamak  mı?  Eymen'e  aşık  olmak  mı  günah'ım.  Neden Eymen  ona  ait  olsun  ki?  Neden?  Onu  hak  etmiyor  bile.  Sorular...  Sorular...  Sorular...  Onu  o  hasta bitik  haliyle  gördüğümde  hepsi  durdular.  İkisi  de  perişan.  Solgun.  Deli  gibi  merak  ettim  şu  an benden gizlenenleri. Işıklarını,  özlerini  görememek  sarstı  beni.   Eymen...  Gülümsemeye  çalışıyor.  İyi  olmaya  gayret  ediyor.  Ev  kalabalık.  Herkes  efkarlı  bir bekleyişte.  Esilalılar  bile  üzgün...  Ve  ben  istemeden  o  hüzün  dalgasına  kapılı  verdim.  Ama olduğumdan  daha  pervasız  davrandım.  Korktum  o  hüzne  yenik  düşmekten.  Zeynep  ölüyordu.  İhanet ettiği  adamsa  unutmuş her  şeyi. Onunla  birlikte acı  çekiyor. Unutmuş her  şeyi. Eymen. Onu affetmiş. Zeynep  yüzüme  bakar  bakmaz  anladı  bilge  dedemin  zoruyla  geldiğimi.  Ona  her  hangi  bir cevap  veremedim.  Eymen,  ben  ve  Zeynep  küçük  odada  yalnızdık.    Eymen  ona  iyi  bakmış  aslında. Esila  kokuları  sürünmüş  odaya.  En  güçlü  taşlarla  sarmalamış  Zeynep'i.  Serumun  rengi  bir  garip. Ağızdan  beslenemeyecek  kadar  ağır  durumda  galiba.  Her  türlü  tahlil  temiz  çıkmış.  Sanırım  sorunun ne  olduğunu  tespit  edememiş  olmak  mahvediyor  Eymen'i.  Eğer  onlara  yardım  edebilseydim.  Evet  o vakit  kendimi  gerçekten  iyi  hissetme  şansım  olurdu.  Ama  ne  olabileceği  hakkında  en  ufak  bir  fikir sahibi  değildim. Mualla girdi  odaya.  Kahve servisi  yaptı. Neşeli  görünüyordu. Hayatında biri  vardı  anlaşılan. ___"  İyiyim  iyi."dedi  telaşlı  bir  neşeyle.  Dünyanın  en  önemli  işini  yapıyormuş  gibi  dağıttı kahveleri.

ESİLA'NIN KAYIP KIZI(tamamlandı)#wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin