ESİLA'NIN KAYIP KIZI(tamamlandı)#wattys2017

46-BEGÜM

Son  perdede  bize  de rol  verilmiş.  Eymen  hayatını  sevdiği  kadına  devrederken tereddüt  içinde görünmüyordu.  Aslında  sonucun  ne  olacağını  kimse  bilmiyordu.  Espila,  Babür  ve  Eymen  dahil herkes  için  olacak  olanlar  muammaydı.  Bildiğim  en  büyük  aşk.  Melekler  sarmış  yeri  göğü...  Işık yağmurları. Bedeniyle gelemeyenler  ruhlarıyla gelmişler. Kandil  tutacak  eli  olmayanlar  kendileri  ışık olup  da  gelmişler.  Bedenim  hiç  olmadığı  kadar  hafif.  Eymen'e  olan  aşkım  hiç  olmadığı  kadar  harlı. Ve Espila'ya olan hayranlığım  hiç olmayacak  kadar  büyük.   Onu  gördüm.  Onu  ağaçları  sevip  onlara  hayat  verirken  gördüm.  Bu  aşk  o  yüzden  onun. Kendinden  vazgeçerek  aşkını  satın  almış  bir  kadın  o.  Ne  demek  kendinden  vazgeçmek,  ne  demek? Bu  ölmek  değildir,  bu  son  değildir,  bu  başlangıç  değildir.  Çiçeklerle  dolu  gölün  başına  varmıştık. Ruhlar  ve  melekler  de  çiçeklerle  gelmişler  bu  merasime.  Bütün  güzel  ruhlar  ruhlarında  ki  gücü  aynı halkada  birleştirmekteydiler.  Burada  ne  kadın,  ne  erkek,  ne  Eymen,  ne  Begüm  vardı.  Bugün  herkes Espila'ydı.  Elimde  ki  kırmızı  gülü  öptüm  ve  onu  gölün  suyuna  bıraktım.  Başımı  kaldırdığımda oradan  beni  izleyen  Espila'yı  gördüm.  Bedeni  ne  denli  zayıf  ve  çelimsizse,  ruhu  o  denli  parlak  ve güçlüydü.  Soluk  gri  ışığıyla  Babür'de  yanındaydı.  Hayret  içerisinde  yaşananları  izliyordu.  Kuşlar, melekler,  ruhlar  ve  insanlar  aynı  ritimdeki  adımlarla  gölün  etrafında  dönüyorlardı.  Espila'nın ruhuysa  gülümseyerek  bizleri  seyrediyordu.  Gücünü  Babür'e  akıtarak.  Ve  Eymen  açmıyordu gözlerini.  Espila'nın  bedeninin  yanına  oturmuş  geri  dönmesini  bekliyordu.  O  ne  düşünüyordu. Şüphesiz  benim  gördüklerimi  oda  görüyordu.  Bugün  Babür  için  bir  milattı.  Bunu  hiç  birimiz görememiştik.  Espila  dönmüştü.  Babür'e  hayat  veriyordu.  Şimdi  ben  bu  ruhun  gücünden  başka  bir şey  düşünemiyordum.  Şimdi  ben  oydum.  O  da  bendi.  Bu  aşk  her  şeyi  değiştirebilirdi.  Bu  aşk bildiğim  hiçbir  şeye  benzemiyordu.  Bu  aşk  yeri  göğü  karıştırıp,  azgın  sel  sularını  durdurabilecek güçteydi. Bu aşk  sadece ona aitti. O  yüzden vardı. Sadece o vardı.