39-Uyanış

13 3 0
                                    

ZEYNEP... Espila

          Kanatlanıp  uçacağım  sanki.  İçimde  saklanan  dünya,  bir  rüya  şimdi.  Öyle  ki  kıpır  kıpır... Başım  dönüyor.  Gerçekten  ama  gerçekten  başım  dönüyor.  Şimdi  ben  hülyalı  bakışlarla  görüyorum her  şeyi.  Her  şeyin  daha  güzel  göründüğü.  Acıların  hükmünü  yitirdiği  bir  andayım.  Anlatamadığım tüm  mutluluklarım  engelleyemediğim  gülümsemede  saklanmış.  Gülümsemekten  daha  başka  bir  şey yapmak  istiyorum  oysa  ki.  Bu  duyguları  saçmak  istiyorum  sonsuzluğa.  Bu  mutluluk  gök  yüzünde asılı  kalsın.  Altında  yaşayan  her  insana  bir  umut  olup  bulaşsın.  Şimdi  ben...  Bu  duygularla  insan üstü  bir  şeyim.  Canını  isteseniz  de  acıtamayacağınız...  Her  şeyi  kolaylıkla  görmezden  gelebilecek  bir insan.  Buluştuğu  o  hazinede  arzu  ettiğim  her  şey  var.  O  hazine  ki  bende  ki    karanlığı  öldürdü.  Öyle ki  safi  ışığa  kestim.  Elimin  ayağımın  tutmaması  pır  pır  eden  kalbimin  hızlı  çırpınışından.  Elini  tutup aşkın  mihrabına  yürüdüğüm  adamdan  alıyorum  gücümü.  Şaşılası  bir  şey.  Bu  kadar  mutluyken  bu  denli  sarhoş  olmak.  İşimi  zorlaştırıyor.  Kayıp  gidiyorum  kalabalıkların  konuşmalarından. Odaklanamıyorum.  Kanatlarını  çırparak  uçmak  isteyen  bir  kuşum  sadece...  Etrafında  dönüp  duran insanları  anlayamayan... Espila'yım.  Eskiden  gök  yüzü  daha  mı  maviydi.  Daha  mı  parlak.  Daha  mı  özgürmüş bulutlar.  Sanki  hiç  olmadıkları  kadar  hızlı  uçuşuyorlar.  Gülümsüyor  bulutlar. 

Gülümsüyor  Espila. Yani  ben...  Bu  mutluluk  sahici  ve  Ali  var  yanı  başında.  Onun  kuyudan  çekip  getirdiği  suyu  içiyor. Kavrulmuş  teninden  ter  damlacıkları  süzüyor  toprağa.  Güneş  o  yumuşak  kahverengi  saçlarının uçlarını  sarartmış.  Genç  ve  güçlü...  Toprağıyla  uğraşan  bir  adam.  Gözlerinde  yine  o  saflık  var. Geçmişini  bilmeyen  Eymen.  Daha  çocuk...  Belki  daha  mutlu.  Bir  ademoğlu  şu  an  belki  ama...  Yine de  onun  içini  karıştıran  bir  nefis  taşıdığına  inanmak  zor.  Yorulmuş...  Karısının  getirdiği  yemeği yiyip dinleniyor. Yeniden  aşık  oluyorum  onları  izlerken.  Bu  kadar  güzel  miyiz  diye  soruyorum  kendime? Böylesine  hayranlık  uyandırıcı  bir  aşk  hikayesini  nasıl  olurda  kirletmiş  olabilirim.  Bunu  bana yaptıran  ne?  Ben  toza  toprağa  gömülmüş,  alın  teri  dökmüş.  Ve  Espila'sını  böylesi  bir  bağlılıkla seven bu adama nasıl  olurda ihanet  edilebilir.   Şimdi  geçmişimi  izlerken...  En  doru  tabiriyle    ruhun  o  inanılmaz  hafifliğindeyim. Yaptıklarımı  duyduğunda  yıkılan  bu  adam  bana  geri  döndü.  Ona  daha  da  hayran  olmamak  mümkün değil.  Onu  öldüren  adamla  birlikte  olmuş  bir  kadını  sevmeye  devam  ediyor.  Onun  hasta    odasında onunla  birlikte  acı  çekiyor.  Ve  benimle  evlenmek  istiyor.  Babür'e  rağmen...  Bana  rağmen... Anlıyorum  ki  onun  aşkı  benimle  ilgili  değil.  Acı  çekse  de  aşk  ateşinin  etrafında  yanıp  kavrulmaktan geri  durmaya  niyeti  yok.  Sanırım  bu  aşk  ona  verilmiş  bir  hediye.  Ben  sadece  şanslı  bir  figüranım. Onu  aldattığı  halde...  Hala  yanımda  olması...  Evet  bu  bana  yetmeli.  Yüzüne  her  baktığımda  içime iğneler  batsa  da.  Yanımda  olsun.  Benimle  olsun  istiyorum.  Bunu  ona  söyleyemesem  de  ondan vazgeçmek  hayattan  vazgeçmekten  daha  zor.  Her  durumda  değişmeyen  bir  şey  var.  Onu  hak etmemem. Şimdi  güneşin  en  yakıcı  zamanında  birlikte  yemek  yiyoruz.  Gülümsüyor.  Henüz olgunlaşmamış  bir  sevgiyle  bakıyor  gözlerime.  Sanki  inanamıyormuş  gibi  bir  hali  var.  Espila'nın onu sevdiğine  inanamıyor  sanki... Ona yemek  getiren  karısına aşık.   Gülümseyen  Espila  ise  toprağı  okşuyor.  Bir  şeyler  fısıldıyor  toprağa.  Gizemli  bir  kadın.  Her şeyi  biliyorum  diyen  bakışlarında  kocasına  olan  sadakatini  okuyabiliyorum.  Keşke  beni  duyabilse. Keşke neler  yaşandığını  ona sorabilsem.   Yemeğini  bitiren  Eymen  Espila'nın  getirdiklerini  toparladı  ve  ayağa  kalktı.  Çıkını  Espila'ya uzattı.
Hadi  sen eve git. Güneş  çarpmasın. Bende birazdan gelirim."dedi  Eymen. ___" Yardım  etmek  istiyorum." ___" Hayır  Espila eve git.  Ben halledebilirim." ___"  En  azından  beklemem  izin  ver."diye  dudak  büktü  kız.  Eymen  ona  yanaştı.  Ellerini kaldırdı.  Yüzünü  tutmaktan  korkuyordu  adeta.  Ona  bakmaktan  bile  çekiniyordu. Ellerini  indirdi.  Ona dokunmak  için  yeterince  temiz  olmadığını  düşünüyordu  belki.  Espila  yanına  düşmüş  elini  tutup yanağına götürdü. Gülümsedi.   Eğilip  öptü  karısını.  Şimdi  yüzyıllar  sonra  yine  aynı  kadınla  evlenmek  isteyen  adam. Sadıklığıyla  aşkı  hayrete  düşüren  adam.  Espila  onun  uçları  sararmış  uçuşan  saçlarını  okşadı.  Eymen rahatsızlıkla  çevrede  onları  görebilecek  birileri  var  mı  diye  bakındı.  Kimsenin  olmadığına  kanaat getirince  eğilip öptü. ___"  Hadi  eve  git.  Birazdan  gelirim."diye  fısıldadı.  Bir  daha  öptü.  Aslında  onu  göndermek istemiyor  gibiydi.  Kız  onun  güçlü  kollarından  kolaylıkla  sıyrılıp  uzaklaşırken...  Onu  bir  daha  tutup kendine  çekti.  Bu  defa  daha  büyük  bir  tutkuyla  öptü...  Sonra  gitmesine  izin  verdi.  Toprak  yolda kaybolana  karda  arkasından  baktı.  Gözünü  kırpmadan.  Öylece  izledi  onu.  O  görünmeyene  kadar. Hatta  sonra bile. Sonra  toprağına döndü.   Uyanmayı,  bedenime  geri  dönmeyi  bekledim.  Uzun  zamandır  ikimizle  ile  ilgili  hiçbir  şey hatırlatmıyordu ruhum. Bu  küçük  anı  için minnettardım. Şimdi  yatağımın ucunda  belki  de elimi  tutan Eymen.  Ve  gerçekten  farkı  olmayan  bir  sanrıda  toprağına  alın  terini  akıtan  Eymen...  Hayranlıkla onu  izledim.  Bir  an  benden  haberdar  olmasını  diledim.  Nasıl  bir  hatıra  bu  kadar  canlı  olabilir.  Bu denli  gerçek. Eymen'in  görüntüsü  birden  buharlaştı.  Orda  öylece  kaldım.  Sonra  ruhum  bir  yere  çekildi. Hızlı  adımlarla  koşturan  Espila'yla  buluştum.  Onu  takip  eden  biri  vardı.  Babür'dü  alnı  kırışmış  ve terliydi.  Bir  şeyin  farkına  vardım.  Bu  terlemiş  kederli  yüzlü  Babür  farklıydı.  Daha  toy  ve çocuksuydu. Katil  olmak  o  katı  acımasızlığı  bir  anda yüz  hatlarına kazımış olamazdı.   ___"  Bilgeler  başınıza iş açacak  Espila.  Onlar  huzursuz."diye  uyarılarda  bulunuyordu.  Espila adımlarını  daha  da  hızlandırdı.  Babür  onu  kolundan  kavradığı  gibi  durdurdu.  Espila  elini  çekmeye çalışsa da  başarılı  olamadı. ___"Başka  çözüm  yolu  yok  mu?  Lütfen  Espila  benden  senin  katilin  olmamı  nasıl  istersin? Seni  öldüremem...  Yapamam..."  Espila  durdu.  Ne  söyleyeceğini  bilemez  bir  hali  vardı.  Babür korkmuş  ve  çaresiz  görünüyordu.  Bense  bu  hatırladıklarımın  ne  anlama  geldiğini  anlama çabasındaydım. Bugünü kadar  ki  bütün sanrılarla çelişiyordu.
Ölümü  bu  kadar  büyütme  gözünde...  Benim  ölümüm  her  şeyi  düzeltecek...  Tüm  bu olanların  önüne  nasıl  geçebiliriz  yoksa?  Babür  sen  benim  dostumsun,  Eymen  benim  ölümüme  asla izin  vermez  anlamıyor  musun?  Bense  halkımı  korumak  zorundayım.  Göç  sona  ermek  üzere.  Bilginin esilalılarla  gitmesine  izin  veremem.  Ademoğullarıyla  bağlantıları  kalmamalı."dedi.  Sesi  de  kendisi gibi  narin  ve  ikna  ediciydi.  Babür  hiçbir  şey  anlamıyordu.  Yüzünde  acı,  isyankar  bir  ifade  vardı. Bağırarak  kaçmaya başladı. ___"  Başka  bir  yolu  olmalı.  Başka  bir  yolu  var.  Seni  öldürmek  zorunda  değilim.  Bunu yapmayacağım. Sen yaşayacaksın..." Espila  onun  hızla  koşarak  kaçışını  izledi.  Onu  mecbur  ettiği  şey  için  üzgün  görünüyordu. Kendi  kendine fısılda dı. ___" Başka bir  yolu yok  Babür  ben ölmek  zorundayım."

ESİLA'NIN KAYIP KIZI(tamamlandı)#wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin