35. "Kitap Fuarı"

726 81 82
                                    

Hedef kitleleri 18 yaş altı çocuklardır.

Veliler paralarının nasıl bir cehenneme düştüğünü bilmez Aaaa evladım kitap okuyor diye sevinir.

Azıcık beyni olan yetişkinler bu yayınların önünden adımlarını hızlandırarak geçer.

İzmir Kitap fuarında ergenler cıs cıs çığırırken kulaklarımızı tıkayıp kendimizi o bölgeden zor atmıştık.

Çevre tezgahlardaki yayınevleri o kuyruğu öyle acınası bir yüz ifadesiyle izliyorlar ki. Yüzleri buruşuk kusmuk yutuyorlar sanki.

Herkesin aklında şu: İnşallah benim çocuğumda böyle değildir.

Arkadaşlarımla Türkan Şoray'ı arıyorduk. Benim saf dünyadan haberiz kankam o watty kuyruğuna doğru böyle ağır çekimde ilerledi sanki, hayıııır diyerek kolunu yakalamaya çalıştım ama araya oradan kaçışan başka insanlar girdi yakalayamadım.

Çok korkmuştum, korkum dün gibi aklımda. Ya hocalarımız bizi orada görseydi? Valla sittin sene mezun etmezlerdi bizi.

** Watty yazarlarının özendiği Edebiyat ve Türkçe bölümlerinde Watty yazarlarını öyle küçük görüyorlar ki, ben Watty hesabım olduğunu bile söylemedim hiç kimseye. Hocalar böyle o kitapları alır üstünde tepinir, yüzüne tükürür. Bunlar hala ben edebiyat dünyasına girdim yazar oldum sanadursun.

Riski göze alıp, kankamı o cehennem çukurundan çıkarmak için atıldım. Eğer biri bizi buralarda görse biterdik. Orası kitap fuarında edebiyatçıların kırmızı çizgi ile işaretledi asla gidilmemi yakınından bile geçilmemesi gereken alan.

İnsanları itip tam kankamı yakalayıp çekerken bana hala direniyordu.

Napıyon kızım, Türkan Şoray var orada!

Haklı cidden böyle bir kuyruk ancak Türkan Şoray için olabilir.

Yok gel gel diye çekiştirirken o kalabalığın ve çığlıkların büyüsüne kapılmıştı.

Baksana şu kuyruğa kesin çok ünlü biri var.

Tüm önyargılarımı atıp, kuyruğu şöyle bir süzdüm.

Bunların hepsi ergen, Türkan kim tanımıyorlardır bile. (Söz meclisten dışarı)

Boynunu deve gibi uzatıp, hala Türkan Şoray ararken ikimizde aynı anda aynı yere baktık ve gördük.

Masada oğlan bir ergen vardı!!!

Arkadaşımın kolunu yavaşça bıraktım, arkamı döndüm ve kaçtım. Ölürse ölsün bana ne? Kendi canımdan daha mı değerli dedim nasıl korktuysam.

Hem watty yazarı, hem oğlan, hem ergen (!)

Oradan nasıl canımı kurtardım bilmiyorum. Biraz uzaklaştıktan sonra üçümüz bir tezgahın önünde buluştuk ve soluklandık. Oradan gediğimizi anlayanlar bize sebili gösterip su alabilirsiniz dediler. Taburelere falan oturduk biraz. Tezgahın sahibi kadın söyleniyordu.

Kaçta bitecek bu?

Sonsuza kadar süreceğinden emindim.

Akın akın çığlıkla geldi, bir olay patladı. Büyük ihtimalle yazar birinde sarılmıştı...

Kadın ve diğer çevre sakinleri kulaklarını tıkayıp yüzlerini buruşturdu. Biz zaten bizzat o cehennemden çıkmışız, pişmişiz alıştık. Tek derdim Feyyaz Hoca!

Feyyaz Hoca geçti mi buralardan? diyorum.

Sabah buralardaydı ama. Diyorlar. Bize öyle durduk çünkü TDK nın oralarda demişlerdi. Yoksa burada be işimiz var.

Gözlerim etrafta yakalanma korkusuyla fıldır fıldır dönüyor.

Kendisi fakültemizde saygın eğitimcilerden biridir. İzmir Kitap Fuarında olacağını, tanışmak istediğimiz bir yazar olursa bizi tanıştıracağını söylemişti. Bir çeşit aracı olacak yani. Çoğu yazarı tanır ve basılan eserlerinin kontrolünü yapar. Onu görürsek bir selam verip, ardından o gün vereceği panele geçeceğiz.

Neyse ki, onu o gün o bölge de görmedik. Akıllı adam, tehlikeyi sezmiş kurtarmıştı kendini belli ki.

B

u talihsiz olayı saymazsak, fuar çok güzel geçmişti. İlber Ortaylı yı uzaktan gördüm. Uğur Dündar, İrfan Değirmenci, Canan Tan ve Ayşe Kulin ile fotoğraf çekildim. Canan Tan genç ve çok güzel. Ayşe Kulin ise yaşına rağmen çok bakımlı,çok güzel mavi gözleri var. İkisi de bayan olduğu için sanırım masalarında oturdu ve biz yanlarına gidip uzaktan başka birine verdiğimiz telefondan foto çektirdik. Hatta benim telin flaşı açık kalmış, Ayşe Kulin in gözleri pörtledi 😂😂😂

Sıraya kaynak yapmaya çalışan çok yaşlı bir teyze vardı. Bize sorup sıra vermemizi istemişti. Dedi ki ben 70 yaşındayım bacaklarım ağrıyor.

Ayşe Kulin oradan atıldı. Kulaklarda iyi duyuyor he.

Bende 76 yaşındayım hala sizin için yazıyorum.

Lafı koyup geçince, tüm kuyruk olarak oooo laştık 😅

Kapak yaptı ama sonra aldı teyzeyi yanına tabi. O da Ayşe Teyzeymiş sonuçta arkadaş olmuşlardır bence.

İrfan Değirmenci'yi anlatmaya kalbim dayanmayacak. Telefonumu kendini alıp selfiyi çekti ama böyle kolunun dibinde durunca bayılacak gibi oldum🤣 Boyu kısa ama yakışıklı yani...

Uğur Dündar la da el sıkıştım birde. fotoyu arkadaşım çekti, ayrıca Uğur Dündar tam sıra bize gelmişken, ayağa kalkıp hayde toplanın bir selfi çekip kendi instama atayım gibi bir şey dedi. 2metre boyuyla da arkasına tüm kalabalığı sığdırdı maşallah.

İnanmayacaksınız ama ben gene yanındaydım. Ancak bel seviyesine geldiğimden yüzümün yarısını çıkmış selfi de, hesabına girip baktım😂😂 arkadaşım baya koca kafasıyla belirmişti yalnız. Nasıl başardın diyorum, parmak uçlarımda dikeldim diyor 🏅🏅🏅🏅

Türkan Şoray'ı da bulduk ama sırasına yaklaşamadık bile, harbi izdaham vardı. Diğer kuyruklarda sanırım Canan Tan'da bir anne kızla konuştuk. Kız yaşıtınız, dokuz eylüle gelmek istiyormuş onlarla konuşurken vakit baya eğlenceli geçmişti. Baya akıllıydı arkadaşınız, böyle akıllı akıllı imzalatmak istediği kitabı anlatış var bizim okula gelsin bölüm birincisi olur kesin.

Şimdi bu sırada tanıştığım kız ile öbür watty kuyruğunda çığıranlar yaşıt. Ama tek bir fark var biri ergen, diğeri değil.

Ergenlik yaşta değil, baştadır diyerek sözü değiştiriyorum. Benim meclis üzerine alınmasın ve kırılmasın diye tekrar edeyim.

Ben watty de kitap okunmasına karşı değilim, ama yazar ablaların böyle kendilerini ilahlaştırıp taşkınlık yaratmasını garipsiyorum ve kitaplarını bastırıp satmaya çalışmalarını kötü niyetli buluyorum.

Oysa o edebiyat dünyasının acıyarak baktığı ablalara çığlık atmak yerine, ne kadar büyük şeyler kaçırıyorlar. O sırada üzüldüğüm tek şey bu oldu.

Sizinde bir kitap fuarı maceranız varsa, anlatabilirsiniz.

SAKIN DENEME(Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin