Keyifli okumalar.
Cihan Mürtezaoğlu-Bir beyaz orkide.
(Kesinlikle dinleyin)🍷
Sonlar diyarını barutla patlatan ruhum. Tek seferde kendini patlatacak güce sahip bedenim. Kaç promil olduğunu önemsemeden onu öpmek isteyen dudaklarım. Yalanlar diyarının yalan insanıydım. Kuru bir toprak kadar vicdansızdım. Ne veriyordum ne alıyordum. Kötüydüm ben.
Kötü insanlar mutlu olamazdı.
Bende mutlu değildim zaten. Üzerimdeki kıyafetleri birkez daha süzdüm. Elbise bedenimi sarmıştı. Tüm hatlarım ortaya çıkmıştı. Siyah olması bana ayrı bir asalet katmıştı. Saçlarım ise at kuyruğuydu. Kırmızı rujum ve hafif göz makyajımdan başka makyaj yoktu yüzümde. Siyah topuklu ayakkabılarımla, tamamen siyahlar içindeydim. Emir Asaf saatler önce beni odama bırakıp kendi odasına geçmişti. Ne ondan ne de benden ses çıkıyordu. Artık odadan çıkmam gerektiğine kaanat getirdim. Topuklu ayakkabılarımın çıkardığı tok seslerle kapıyı açtım. Etraf olan üstü bir şekilde sesizdi. Yönümü Emir Asaf'ın odasına çevirdim ama o zaten kapıya yaslanmış bir şekilde beni bekliyordu. Siyah smokini içinde harika ötesi gözüktüğünden haberi var mıydı? Keskin bir şekilde yutkundum. Herzaman omuzlarının genişliğinden bahsederdim, cidden fazla geniştiler. Kendimi oraya gömmek birdaha çıkarmamak isterdim. Keşke böyle birşey mümkün olsaydı.
Tapılası bir cazibesi vardı. Hangi kadın kapılmazdı bu cazibeye? Bir tek ben kapılayım istedim o an. Sadece ben. En acı şekilde yutkundum. Dudaklarımdan kelimeler çıkamadı. Bu bana acı vermekten başka birşey yapmadı. Omuzumdaki tüm yükü Emir Asaf yüklendi.
"Gidelim."
Sesi emir verir tondaydı. Başımı sallamakla yetindim. Birşey söylemesini beklemiştim. Güzel olmuş. Dese bile yeterdi ama dememişti. Kalbime en hakikatlisinden bir ağırı girdi. Emir Asaf'ın aşağıya yönelmesiyle onu takip ettim. Elleri siyah pantolonun cebindeydi. Beyaz gömlek yerine siyah gömlek giymişti onu ilk defa siyah gömlekle görüyordum. Harikaydı hemde fazlaca harikaydı.
Sadece topuklu ayakkabımın tok sesi duyuluyordu. Aramızda ölüm sesizliği vardı. Alt kata geldiğimizde, arkasını döndü ve siyahlarını kahverengi gözlerime dikti."Üzerine birşey al."
Herzaman düşünceli olmak zorunda mıydı? Tam göğüsüme bir ukte oturdu kalkmaksızın.
"Böyle geleceğim."
Kavisli kaşlarını kaldırıp yüzüme baktı.
"Götünün donmasını mı istiyorsun?"
Argo kelimeler kullanması sanki onu daha çekici yapıyordu. Onun karşısında hükmüm yoktu.
"Giymek istemiyorum."
Yavaş adımlarla önüme geldi. Nefesini yüzüme doğru üfleyerek konuştu.
"Emir Asaf üşüyorum. Diye götümün dibinde dolanmayacaksın."
Kalbim bir iki kez tekledi. Suskunların reçetesine bir kelime daha yazılsındı.
Bu adam fazla asildi. Bana inatla.
🍷
Bir barutun patlatılması gibi patlamak istedim. Gelincik çiceğinin güzel kokusu sardı bedenimi. Ne güzel kokuydu o. Emir Asaf'ın kokusunu henüz çözememiştim. Nane kokusunun yanında bir koku daha doluyordu burnuma fakat çözemiyordum. Emir Asaf matematik sorusu gibiydi. Çözmek zordu. Çözenleri ise zorlu bir süreç bekliyordu. Çözdükten sonra unutanlarda vardı ama önemli olan mantığa yerleştirmek değil miydi? Ben mantığıma, zihinime işlemiştim hepsini. Kasevetli havanın bunaltıcılığına göz devirdim. Balo dediklerinde daha havalı birşey bekliyordum. Buranın baloya benzer bi yanı yoktu. Birkaç zengin insanın dedikodu yaptığı bir ortamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM
Fantasy"Ben nasıl bir kadınım?" Sigarasını dudaklarının arasına götürüp, içine çekti. "Sen..." Düşünüyormuş gibi bir hali vardı. Heyecanla cevabını beklemeye başladım. "Sen eli öpülecek kadınsın...Efsa." Beni tam kalbimin ortasından vurduğunu bilmeden bu c...