21.BÖLÜM: "BAKIŞLARI KEZZAP"

15.6K 572 24
                                    

Keyifli okumalar.

Kwoon-Wark.

🍂

Ruhuma dokunan çiçeklere selam olsun.

Papatyalar.

Sevginin yer bile tutamayacağı uçsuz bucaksız ruhumu papatya sevgisiyle dolduran papatyalar.

Sizi seviyorum.

Söylediğim cümleye şaşırdım. En son birşeyleri sevmeyeli ne kadar olmuştu?

Yıllar, yıllar olmuştu.

Ütopyamdan dökülen cennet vaatlerinin yere serildiği dakikalarda kendimi kötü hissettim. Cesedimin soğukluğu bedenime doğru yükseldi. Cesedim soğuktu, fazla soğuk. Bakışlarımı yağan yağmurdan çekmek istemiyordum. Alacağım cevaplardan korkuyor olabilirdim. Sahi ne cevap verecekti ki?

Suskunları oynayacaktı. Benim gibi.

Cesaretin kol gezdiği vucudum sersem adımlarla dolandı balkonda. Tüylerimin diken diken olduğunu hissediyordum. Havanın soğuk olması benden yana değildi.

"K-kız mı kaçırdın?" Diye konuştum.

"Bildiğimiz kız mı?"

Kelimeleri ilk defa tüketmek istedim. İlk defa suskunları oynamak istedim. İsdiridyelerin verdiği özgüvene sığındı bedenim.

"Bildiğimiz kız." Diye onayladı beni.

Zihinim almayacağı şeyler oluyordu. Almak, zihinime yedirmek, benimsemek istemiyordum. Bana zarar verecekse almasındı zihinim.

"Neden kaçırdın?"

Cevaplanması gereken soruyu sordum.

Cevaplamadı.

Deyimler kazandığım şu dünyada fazla şey öğrenmiştim. Saymakla bitmezdi.

"Pekâlâ, cevaplamayacaksın."

Tespitimi başını olumlu anlamda sallayarak doğruladı.

"Efsa küçük burnunu fazla bataklığa sokma. Git hazırlan!"

Sesinin sertliğinden ellerim dondu. Buz kütlelerinin ağır ağır yüreğime düştüğünü hissettim.

"Nereye?"

Sorularımın teker teker yeraltına gömüldüğünü hissettim.

"Yapmam gereken işler var. Sende benimle geliyorsun."

Kafamla onu onayladım fakat gitmedim. Fazla yorgundum.

"Asaf, çok yorgunum. Biraz uyusam?"

Uyumak için izin alıyordum. Ben hangi ara bu kadar itaatkâr olmuştum? Bedenimden küllerin ayrıldığı diyarlara gitmek istiyordum. Gitmek için önümde engel yoktu.

Emir Asaf haricinde.

Bir papatyanın sevgisiz büyümesi kadar yalnızdım.

"Uyu."

Tek kelime, beni harekete geçiren tek kelime olmuştu. Sözlerim vardı. Henüz bitmemiş sözlerim.

"Asaf, uyuyalım?"

Bu bir soruydu. Cevap vermek veya vermemek arasında kalabilirdi. Bu bir teklifti. Kabul etmeliydi.

"Uyu."

MÜLHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin