16.BÖLÜM: "ŞAH'IN SİYAHI"

21.6K 858 98
                                    

Keyifli okumalar.

Multimedya: Bölümde geçen bir sahneden.

Pizz-İntihar Süsü.
Beyonce-Crayz in love.

🍁

Gerdanıma asma kilit vuruldu. Lodosa kapılmış bir balık gibi dört bir yana kaçmak istedim. Hep istemekle yetiniyordu bu kirli zihinim. Zihinim kirliydi, hemde çok kirliydi. Kirli zihinimden de öpsündü sesimi çıkarmazdım. Yüzsüz bir kadındım belki ama bu halimi seviyordum. Ben yüzsüzdüm fakat tek yüzsüzlüğüm Emir Asaf'a geçerliydi. Şah'a tutkun bir siyahtım. Kış mevsiminin getirdiği rüzgarlar gibiydi ruhum. Kendimi toparladım. Toparlamalıydım. Acımtırak gözlerinden çektim gözlerimi. Güzel gözlerine tutkun olmak istemiyordum ama bunun için vakit çoktan geçmişti.

"Efsa, zaman daralıyor hâlâ kolyeyi alamadım. İçeriye gireceğim ve on dakika sonra çıkacağım."

Böyle birşeye izin verir miydim? Tabiiki hayır!

"Ben yaparım!"

Sesim yüksek çıkmıştı. Emir Asaf kaşlarını çattı.

"Bu senin oynadığın oyunlara benzemez!"

Benzemezdi biliyordum. Zemheri sokaklarda hergece ağlayan ruhum bir kez daha ağladı. Emir Asaf'ı o odaya sokamazdım.

"Emir Asaf... Eğer o odaya girersen benimde akıl hastanesine girme olasılığım çok yüksek."

Dudaklarını hafif bir şekilde yukarıya kıvırdı. Tüm duvarlarım kırıldı, o duvarların altında can verdim. Arsız çiçeklerce verildi ölüm haberim. Mezar taşım siyahtandı, çünkü şaha siyah yakışırdı.

"Emir ve yancısı kuytu köşelerde ne yapıyor sunuz?"

Tüm fikirlerimi bir kenara bıraktım o sese odaklandım.

Savaş.

Emir Asaf'ın kasıldığını hissettim.
Bizim cevap vermemizi beklemeden tekrar konuştu.

"Ah Emir, bu güzellikle tanışmam gerekli. Umarım aramıza girmek gibi bir aptallık yapmazsın."

Elmacık kemiklerinden dişlerini sıktığını anlaya biliyorum. Bu gece eve gidebilirsek birdaha Emir Asaf'ın arkasından iş çevirmeyecektim. Elini Savaş'a doğru kaldırdı.

"O aptallığı sen buraya gelerek yaptın. Ben sana bir girerim yedi ceddin buraya gelse çıkaramazlar!"

Olayları üçüncü bir kişi gibi dışardan izliyordum. Savaş yüzünü buruşturdu.

"Bu güzel bayanın yanında böyle kaba konuşmak hoş oluyor mu?"

İki adımda yanıma geldi. Elini kaldırıp saçlarıma dokunmak istedi fakat Asaf'ın elini durdurmasıyla eli havada asılı kaldı.

"Elini kırmadan çek!"

Nefes alışverişlerim değişti. Ya Savaş'ın eli kırılacaktı yada Emir Asaf burayı yakacaktı. İkinci seçenek muhtemeldi. Savaş mavi gözlerini Emir Asaf'a dikti.

"Bu mesele burda kapanmadı."

Savaş'a el hareketi çekme istediğimi yenerek bizim yanımızdan uzaklaşmasını izledim.
Emir Asaf patlamak üzere olan bir volkan gibiydi.

"Alt kata in ve beni bekle on beş dakika sonra yanında olacağım!"

Soru sormak için açılmış olan dudaklarımı, kelimeleri ile kapattı.

MÜLHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin