17.BÖLÜM: "BENİM ŞEYTANIM"

21.6K 785 93
                                    

Keyifli okumalar.

Ceylan Ertem-Uçurtma.
Pink Floyd-Hey You.

🍷

Yutkundum.

Tüm acıları yutmak istedim. Yutkunmakla geçemeyeceğini bile bile yutkundum. Geçti mi? Hayır. Küçük parçalara tutsak vucudum aykırıydı. Herşeye aykırıydı. Bedenim kasırgalara ev sahipliği yaptı. Gözümün önünden geçen binlerce intihar süsü verilmiş cümleler teker teker yere düştü. Küçük bedenlere vurulmuş kilit gibiydi bu dünya. Ne seviliyordu ne de sevdiriyordu. Bedenime konan kelebeklere verilen ad gibiydi ruhum. Kozasından çıkmaya çalışan bir kelebektim. Ben her evresinde ayrı acıyı yaşayan bir kelebek.

Ölü kelebek...

Konuşamazdı ölü kelebekler. Kelebekler ölüydü. Sert soğuk bir kez daha çarpı yüzüme. Yağmur yağmıyordu. Rüzgâr esmiyordu. Kuru bir soğuk vardı sadece, fazla soğuktu. Üzerimdeki elbise beni sıcak tutmaya yetmiyordu. Mesajlar teker teker aklıma süzüldü. Derin bir nefes almak istedim, alamadım.
O kuru soğukta nefes almak zordu. Asıl zor olan o değildi. Emir Asaf beni kül edecek kadar yakınımda olması çok daha zordu. Onun yanında nefes almak zordu. Elimdeki telefonu çantamın içine attım yavaşca, şuan için bunu kafama takmak istemiyordum. Doğru söylediği bile kesin değildi üstelik.

"Asaf?"

Bakışlarını gökyüzünden ayrımadan konuştu.

"Hımm?"

Bakışlarımı üzerinde gezdirdim. Kalbim sıkışıyordu. Acımtırak yeşile çalan ruhum, zaman zaman ölüyordu. Sonra tekrar tekrar diriliyordu. Küllerimden yeniden doğuyordum.

"Gitsek mi?"

Kafasını hayır anlamında salladı. Üstelemedim, konuşmasını bekledim. Çok geçmeden sesi kulaklarıma nufuz etti.

"Burada kalacağız."

Bakışlarım Asaf'a çevrildi. Konuşmama izin vermedi. Adımlarına yön verip arabanın arkasına çıktı. Daha önce fark etmediğim battaniyeyi fark ettiğimde taşlar yerine oturmaya başlamıştı. Burada kalacaktık ama kalbim buna dayanmayacaktı. Ben masum değildim kötüydüm. Kötü olsam bile bir kalbim vardı. Kalbim yerinden çıkacaktı.

Hatırla zihinim zemheri sokaklarda tek başına yürüyen Efsa'ya ne oldu?
Nereye gitti o kimsesiz Efsa? Ellerini bana uzattı. Gelmemi bekliyordu. Tereddüt etmeden elimi elinin içine hapis ettim. Bir daha çıkmamak üzere. Eliyle beni kendisine çekip arabanın arkasına çıkmamı sağladı. Ani bir şekilde yukarı çıktığım için Asaf'ın göğüsüne çarpmıştım. Saçlarım bana inat edercesine, Asaf'ın göğsüne döküldü. Firar ettiler teker teker. Keskin bir şekilde yutkundum Emir Asaf'tan bir iki adım uzaklaştım. Ayağımdaki topuklu ayakkabılar yüzünden tökezleye bilirdim. Ayaklarımı bir birine sürterek ayakkabılarımı ayağımdan çıkardım. Gözlerimi Emir Asaf'tan çekmedim.

Kendini battaniyenin üzerine attı. Diğer battaniyeyi ise üzerine çekti.

"Ne yapıyorsun?"

Emir Asaf bakışlarını bana çevirdi.

"Seni bilmem ama ben uyumayı düşünüyorum."

Üstelemedim. Yerim belliydi; Emir Asaf'ın yanı. Yanında olan boşluğa kendimi attım. Bunu yaparken hareketlerim o kadar yavaştı ki Emir Asaf'ın bakışları üzerimde oyalanmıştı. Arkamı Emir Asaf'a döndüm ve battaniyeyi üzerime çektim. Bunalıyordum.

MÜLHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin