Keyifli okumalar.
Sezen Aksu-Keskin Bıçak.
Sertab Erener-Yalnızlık Senfonisi.
🍷Emir Asaf Demirkan.
Hayatımda gördüğüm en merhametli adamdı. Bana merhametinin gücünü göstermişti. Sanki bilmezmiş ama bilirmiş gibi sevdi beni. Ne güzel bir adamdı o.
Benim adamım.
Benim sevdiğim.
Benim ışığım.
Sevgisizliğime sığındığımda, sevgisizliğimin de beni terk ettiğini hissettim. Ayrılık vaktinin veryansın ettiği görenceme sığınmak, sığınmak mıydı? Ben; Efsa Mercan. Kırık bir kadının paramparça kızı. Yıllar önce cam kenarında oturmuş kızıl şimşekleri izlerken yüreğimde kopan kasırganın yosun tutmak isteyişine göz kapadım. Ses çıkarmaya takatim yetmedi. Kucağıma bırakılan ateşten toplara göz gezdirdikten sonra kabullendim. Öleceğimi, biteceğimi, sömürüleceğimi, kabullendim.
Kabullenmek zorunda kaldım.
Kabuk bağlayan yaralarıma aldırış edemeyecek kadar bitkindim. Bitkin olmamak elde değildi, karşımda bir adam vardı. Kalbimi yerinden söküyordu, hoş şikayetçi değildim.
"Yeter bu kadar oturduğun biraz uyu istersen?"
Kafamı olumsuz anlamda salladım. Uyumak mı? Asaf'sız mı? Cehennem ateşinde yanmakla eş değerdi bu durum. Ağızımı açıp tek kelime edemedim, bilirdim. Onlara bunu anlatmak zordu. Fazla zordu.
"Asaf gelecektir Efsa. Sadece işi çıkmış olabilir."
Nefesimin, nefesine karışması istemiştim oysaki, fakat yoktu. Sinir hücrelerimin gerildiğini hissettim.
"Gelecek mi?" Söylediklerime ruhsuzca güldüm. "Söylesene gelecek mi Ceyhun? Buna inanıyor musun?"
Sesimin yüksek çıkması onu etkilemedi, sözlerimi devam ettirdim.
"Bir haftadır yok! Bir haftadır onsuzum. Bir haftadır akılmı kaybediyorum. Söylesene gelecek mi?"
Kaybetmişliğin verdiği acıyla yıkıldım. Bir haftanın her saniyesi acıyla bezeliydi.
Asaf yoktu.
Yüzüme çarpan gerçeklikle bir kez daha yıkıldım. Güneşin bulutlara sığındı zalim dünya bir kez daha bana oyununu oynamıştı. Ceyhun'un bakışları dışarıya çevrildi. Buket konuşmadı, Tan ise konuşamadı.
Asaf yoktu.
Bana can katan adam yoktu.
Hızlıca yerimden doğrulup ayaklarımı buz gibi zemine temas ettirdim. Düşüncelerim tuz buz oldu. Bir zaman sonra koşmaya başladım, ayaklarım infaz edene kadar koşmak istedim. Dünyanın haline ayak uydurmak yerine koşmak istedim, nefesimi kesecek düşüncelere sığınmak istedim. Ayak parmaklarım yansın, beyinim uyuşsun istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLHEM
Fantasy"Ben nasıl bir kadınım?" Sigarasını dudaklarının arasına götürüp, içine çekti. "Sen..." Düşünüyormuş gibi bir hali vardı. Heyecanla cevabını beklemeye başladım. "Sen eli öpülecek kadınsın...Efsa." Beni tam kalbimin ortasından vurduğunu bilmeden bu c...