41.BÖLÜM: "DİKEN"

7.6K 351 18
                                    

Keyifli okumalar.

Nilüfer&Hayko Cepkin-Aşk Kitabı.

Nilüfer&Hayko Cepkin-Aşk Kitabı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🍷

Diken elime battı.

Elimden sızan kan ruhuna işledi.

Benimle birlikte aynı ruha işledi.

Ellerimden sızan yaralar ruhumu delik deşik ederken ben kendi kendime uçuyordum. Aklım bir karış havadayken yanımdaki adama tutkundum. Tutkun olmak böyleydi. Ben ona vurgundum. Silik benlikler ortamı sesiz bir uykuya boğarken insanlar kısık sesleriyle oluşturdukları bilinçsiz yerlerde kafayı yiyorlardı. Aşk kitapları bize yazılıydı. Kulağımıza sığan bilinçsiz şeylerdi. Severdik, ölürdük biterdik. Acının katmer katmer bize vurduğu keskin hançeri boyunumda izlerini bırakıyordu. Yangınlar silesi yüzümü yaktığı vakit bizim aşkımız tüm şehiri yakardı. Yaksındı. Bizim tutkumuz tüm şehiri yaksın.

Cesedime uzanan kollar beni tetikliyordu. Beni ölüme tetikliyordu. Sevgisiz bir benliğe aktarılan en iyi şeydi. Benim benliğim sevgisizliğe mahkumdu. Bunu istemiyordum. Oysaki bundan bir yıl önce sevgisiz yaşamaktan bıkmıştım. Şimdi ise öyle mi? Beni seven biri var. Sevgisiz değildim.

Damarıma enjekte edilen ilaç; O.

Damarlarıma alkolun eşsiz bencilliğini atanda o.

Damarımı yakanda o.

Nefesim kesik. Ruhum apaçık. Küçük umutlarla baktığım pencere beni kendine çekiyordu. Ellerim ellerine tutuşturulan yangındı. Arabanın içinin sıcak olması beni rahatlıyordu. Yanımda Asaf varken rahatımın bozulması imkansızdı oysaki. Ezan'ın sesi tüm İstanbul'u aydınlattı. Asaf gözleri kapatmış dinliyordu. Ben ise izliyordum. Sadece onu izliyordum.

"Daha ne kadar bakacaksın?"

Sersem bir şekilde söylediği kelimeleri ancak sersem bir şekilde anlayabilirdim.

"Sonuza dek."

Açık sözlülüğüm keskin bir acı hissetmeme neden oluyordu. Bu her defasında böyleydi. Değiştirilemez bir kanıttı. Hoş kanıtlar zaten değiştirilmezdi. Sinsi bir oyuncağa tutkundu bedenlerimiz. Yağmuran hafif ıslanmış saçları anlına doğru uzanıyordu. Dağınık saçlarının ona kattığı hava paha biçilemezdi.

"Sonsuza dek bakmana izin vereceğim."

Elleri ellerime verilecek en güzel hediyeyken bu adam bitiriyordu. Sevgisiz olmadığımı her defasında bana hatırlatıyordu. Güneşin isimlere saklandığı sıcak yuvaya verdiğim isimler hep güzeldi. Ellerini direksona koyarak, arabayı çalıştırdı.

"Nereye gideceğiz?"

Gözlerini yoldan ayırmadan konuştu.

"Bağ evine. Yıl başını orada geçireceğiz. Bizimkilerde orada."

MÜLHEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin