14.Bölüm
"Bir sıkıntın mı var?"
"Yok, nereden çıkardın?"
Semih biraz düşünür gibi duraksadı ve birkaç saniyeliğine gözünü camdan ayırıp Hande'ye baktı. Yarım bir gülümseme takındı. "Biraz fazla suskunsun. Tavırlı olup olmadığını merak ettim çünkü bir sorun yoksa öyle büyük ihtimalle."
"Sadece biraz dalmışım ya da konuşacak bir şey bulamadım sanırım bilmiyorum."
"Yemeği dışarıda yemeye ne dersin? Evde sandviçe talim etmeyelim şimdi. En kısa sürede de düzenli bir aşçı bulsam iyi olacak."
"Eskiden nasıl idare ediyordun ki?"
"Su hallediyordu ya da dışarıda yiyordum. Teklifime hâlâ cevap alamadım."
"Olur, fark etmez."
Telefon çalınca konuşmaları bölündü. Semih direksiyonda olduğundan telefonu açıp hoparlöre verdi. "Efendim Selim?"
"Abi, internete seninle ilgili bir haber düşmüş. Kaldırmak için de biraz geç kalmışız galiba."
Semih endişesini belli etmemeye çalışarak Hande'ye baktı. Duymaması gereken bir şeyi şu an telefonu hoparlöre aldığı için duyabilirdi ve artık saklamak için de geç kalmıştı. "Ne haberi?"
Sesi sertti. Gerildiğini belli etmemeye çalışıyordu ama direksiyonu kavrayan parmak boğumları sıktığı için beyazlaşmıştı. Kaşları çatılmış, gözleri kısılmıştı. Hande konuyla ilgilenmiyor gibi görünüyor hatta camdan dışarıya bakıyordu yine de adamın susmak bilmeyen şüpheci yanı bundan pek de emin olamıyordu. Çaktırmamaya çalışarak onunla ilgili bilgi topluyor da olabilirdi. Sonra belki bunları Semih'e karşı kullanmayı planlıyordu. Kendi bile düşüncelerine şaşırıp "yok artık" diyordu bazen ama kafasını kesecek değildi ya kuruyordu işte istemsizce. Selim'in uzun süren sessizliği içindeki huzursuzluğu arttırırken "konuşsana oğlum" dedi öfkeyle.
"Abi Hande'yi öğrenmişler, fotoğraflarınızı falan basmışlar. Eski ilişkinle ilgili bir şeylerden bahsetmişler, Ceren'i aldattığını yazmışlar. Durumun ciddi olabileceğini ailevi bir olaya ilk defa kız arkadaşını götürdüğünü de yazmışlar. Magazin sayfası olunca biz fark etmemişiz iki gündür bu haber baya gündemdeymiş."
Adı geçince konu dikkatini çeken kadın şaşkınlıkla dinliyordu. "Aferin Selim, lan ya biri Hande'ye zarar vermeye kalksaydı? Nasıl fark etmezsiniz? Bir de gelmiş diyorsun ki iki gündür gündemdeymişiz. Sikeyim böyle işi."
"Hande'nin yüzü çıkmamış. İsmi de yazmıyor ama sabah şirkete girerken falan görmüş olabilirler ya da her hangi bir yerden fotoğraf sızabilir. Zaten arayan vardır muhakkak. Ne yapayım?"
"Sen bir halt yapma Selim. Bu sıra çok gözüme batıyorsun. Bu kadar dikkatsiz değildin işinden memnun değilim. İzinlisin."
"Abi ekip takip ediyor diye ben..."
"Sen o ekibin başısın Selim. Bir şey yanlış giderse senden bilirim demedim mi ben sana? Git, kafanı toplamadan gelme."
"Bir daha olmaz. Gözüm hep üst..."
Onun itirazının uzayacağını anlayan Semih öfkeyle böldü sözünü: "Siktir git lan. İlla küfür edene kadar konuşturuyorsun adamı."
Telefonu kapattığında elini birkaç kez direksiyona vurdu. Onun bu hali kadını daha da korkuyordu. Endişesi kendisine bir şey olması değildi çünkü risk altında olduğunun farkında bile değildi. Kendine karşı olan tehlike ona çok ciddi gelmiyordu. Bir de gün içinde ikinci kez Semih'le ilişkisi olan bir kadının adı geçmişti. Onun, zannettiğinden daha çapkın bir adam olduğunu düşündü. "Ne olacak şimdi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Teen Fiction"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...