Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın

Aşka Kırgın ☠ Bölüm - 8

  *Geçen bölümde oylarda ufak bir artış yaşandı, ikinci hikâyede az da olsa bir düşüş vardı. Bunun için teşekkür ederim. Ayrıca yorumlar için de çok teşekkürler :) Keyifli okumalar dilerim, kucak dolusu sevgiler :) 

Bölüm Şarkısı: Badem - Sen Ağlama

Bölüm İthafı : dilarakrkose

8.Bölüm

Bahar ayı olmasına rağmen yaz sıcağı vardı, güneş ışıltılarını saçarken kadın oturduğu yerde ellerini biraz geriye, toprağa koyup ellerinden destek alarak geriye yaslandı. Bir elini yerden çekti ve karnına koyup hafifçe okşamaya başladı. Gün geçtikçe onu beklemenin heyecanı da artıyordu. Karnı oldukça şişmiş, doğuma da hayli az zaman kalmıştı.

Semih yanına gelip oturduğunda ona dönüp gülümsedi. Adam elini omzuna sarıp onu kendisine çekti. "İşten mi kaytarıyorsunuz Hande Hanım?"

"E, dedim ki boşuna mı evlendim kocam çalışsın."

Adam saçlarına bir öpücük kondurup gülümsedi. "Demek benimle bu yüzden evlendin, bunu şu yakışıklılığa, çekiciliğe hakaret sayarım. Gördüğün an âşık olduğunu daha fazla saklayamazsın. Ben bile aynaya bakınca âşık oluyorum kendime."

"Tabii, en çok neyine vuruldum biliyor musun?"

"Neyime vuruldun?"

Hande adamın kolları arasından çıkmadan başını ona çevirdi. Göz göze geldiklerinde konuşmadan önce yutkunması gerekti. Reddedemeyeceği bir gerçek vardı ki bu adamı her gördüğünde ona tekrar âşık oluyordu. "Mütevazılığına,"

"Ben inan mütevazı olmak istiyorum, koşullar el vermiyor. Kim böyle güzel bir karısı olsa kendisinde onu bağlayan bir şeyler olduğunu düşünür. Hem gözünü boyamam, ne kadar yakışıklı olduğumu sana sürekli hatırlatmam lazım ki bir kere kazandığım bu gönlü kaybetmeyeyim."

"Ben yakışıklı olduğun için mi seni seviyorum?"

"Bilmem, ne için seviyorsun?"

Hande onun dudağının hemen altına ufak bir öpücük bıraktı. Tam cevap vermek için dudaklarını aralamıştı ki arkadan Yağız'ın sesi duyuldu. "Siz de ne mıç mıç bir çift oldunuz ya iğrençsiniz. Aile var burada. Hem biz köle miyiz çalışalım. Hadi karının karnı burnunda çalışmıyor sen niye oturuyorsun Semih?"

"Senin geleceğin zamana..."

Hande'nin bakışlarını görünce edeceği küfrü yuttu. "Geliyorum ben yardıma" dedikten sonra kadına döndü tekrar. "Sorunun cevabını aklında tut. Şunun kafasını közlerin üstüne basıp geleceğim."

Yerinden kalkıp giderken Hande arkasından gülmeden edemedi. İki kardeş itişmeye başlamıştı bile. Hamit Bey elindeki mangal yellediği kartonu ikisine doğru uzatarak onları fırçaladığında ikisi de suçlu bir çocuk gibi ayrılmış, ellerini önlerinde bağlamışlardı.

Beş dakika geçmeden Semih birkaç iş yapıyor gibi görünüp fırsat bulur bulmaz da yine yanına gelmişti. "E, alayım cevabını."

"Çünkü..."

Karnına giren sancıyla sustu. Kaşlarını çatmış, ağzından acı bir inleme kaçmıştı. "Ne oldu? İyi misin?"

Adamın endişeli sesi kulağına geliyordu ama cevap veremedi. Ellerini karnının üstüne sarmak istediğinde bileğinde bir ağırlık hissetti. Hareket edemiyordu. Tekrar elini çekmeye çalışırken gözleri yavaşça aralandı, burnuna iğrenç bir koku doldu.