Bölüm - 17 ☠

11.8K 520 48
                                    

Hande merdivenlerden inerken gözü bir anlığına Semih'in çalışma odasının kapısına takıldı. Uyanıp uyanmadığını merak etmişti. Semih evdeyse genelde çalışma odasına geçiyordu ve o odanın kapısı da aralık oluyordu. Kapıyı kapalı görünce biraz şaşırdı kadın çünkü adam sabahları hafta sonu olsa dâhi erken kalkıyordu ve Hande uyuya kalmadığı sürece kahvaltılarını beraber yapıyorlardı.

Aşağı indiğinde Vedat'ı koltukta uyuklarken buldu. Televizyonda sabah haberleri açıktı ama pek de dinliyormuş gibi bir hali yoktu.

"Günaydın."

Adam yerinde hızla doğruldu ve uykulu gözlerini ovuştururken "günaydın yenge" diye karşılık verdi.

"Uykunu alamadın galiba ya da haberler fazla sıkıcı geldi?"

"Kahvaltıyı beklerken içim geçmiş öyle."

Kahvaltı masası hazır gibiydi, mutfaktan da güzel kokular geliyordu. "Kahvaltıyı kim hazırlıyor?"

Cevabı beklerken masaya yaklaşıp ağzına bir tane salatalık dilimi attı. "Evin yeni çalışanları Bediz Hanım ve Erman Bey hazırlıyorlar."

"Semih iki kişi alacağından bahsetmişti ama ne zaman geldiler ki?"

Bu sefer cevap beklediği gibi Vedat'tan gelmedi. Merdivenlerden gömleğinin kollarını düzelterek inen Semih "sabah Vedat gidip onları aldı" dedi.

Hande ona biraz kırgındı hâlâ. O yüzden omuz silkti ve sandalyesini çekip oturdu. Nergis'in kim olduğunu hâlâ deli gibi merak ediyordu. Hatta bu düşünce uyumadan önce beynini hayli kurcalamıştı. Semih onun bu tavrını umursamamış görünüyordu. Rahat bir tavırla yerine yerleşip telefonunu masanın kenarına bıraktı. Vedat da masaya geçerken Hande Semih'in umursamazlığına daha da bozularak adamın yanındaki ekmek sepetini öfkeyle kendi yanına çekti. "Birileri solundan kalkmış her halde."

Karşılık vermedi kadın. Semih uzanıp kadının kendi önüne çektiği ekmek sepetinden bir dilim ekmek alıp önündeki tabağa koydu. Hande'nin ona ters bakışlar attığını fark edince tek kaşını kaldırdı. "Sepetteki bütün ekmekleri yemişim de sen aç kalmışsın gibi bakıyorsun."

"Zıkkım ye" diye homurtusunu duyduğunda yarım ağız güler gibi olduysa da bu durumdan eğlenmesi Hande'yi daha da sinirlendireceğinden ifadesini sabit tutmaya çalıştı. Semih kadının sabahları fazla agresif olduğunu düşünüyordu. Vedat ise Semih'in aksine gayet sesli bir şekilde güldü, hatta ağzındaki lokma öksürmesine bile sebep olmuştu.

Kadın elindeki bıçağı ona doğru uzatıp çatık kaşlarla, yüksek sesle "komik bir şey mi var?" diye sorduğundaysa Vedat ellerini suçluymuş gibi havaya kaldırdı.

"Haklısın yenge, benim öküzlüğüme ver zaten ekmek de sevmem hepsi senin olsun."

Semih bıyık altından gülerken Hande elindeki bıçağı daldırdığı reçeli ekmeğe sürmek için savaş vermeye başlamıştı. Semih'e göre sebepsiz sinirinin etkisiyle her tarafı reçel yapmayı başarmıştı kadın. Elini daldırıp sürse de karşısındaki durumdan pek farklı olmazdı muhtemelen.

Adam önündeki ekmeğe beyaz peynir sürerken Hande her tarafı reçel olmuş elleriyle şaheserini(!) yemeye başlamıştı ve bu dudaklarının etrafına da hayli çilek reçeli bulaşmasına sebep oluyordu. Kadının ekmeği bittiği an Semih kendi hazırladığı ekmeği onun tabağına bıraktı. Hande kaşlarını kaldırarak ona döndü. Hâlâ ağzında olan son lokması, dudaklarını ve ellerini kaplamış reçelin üstüne bir de kalkmış kaşlarıyla çocuk gibi görünüyordu. Nihayet yutkunduğunda ekmeği adamın tabağına geri bırakıp "istemiyorum" dedi.

Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka KırgınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin