*Bölüm Şarkısı: Cem Özkan - Birisi Olsa (bedriyeeyp önerisi, kendisine teşekkürler.)
37.Bölüm
Arabadan indiklerinde kadını sahanın tamamını görebilecek bir yere oturttu. Kendisi de onu görebileceği bir konumda oynayacaktı. Etrafta Hande'nin gördüğü adamlar dışında da fazlaca kişi onu izliyordu. Semih bir şey olursa önce Hande'nin korunması konusunda kesin talimat vermişti.
Maç başladığında Hande arada gaza gelip Semih'e tezahüratlar yapıyor, bazense kızıyor ağzından kimsenin onun söylediğine inanamadığı öfkeli cümleler çıkıyordu. Kadın oyunlara kendini çok kaptırıyordu, adam bunu onunla PES oynarken de fark etmişti.
Semih maçta sıkça Hande'yi kontrol ediyor; Melih, Yağız ve Çetin'in gözleri de arada Hande'ye çevriliyordu. Kadın izlendiğini biliyordu ama rahatsız olmamaya çalışıyordu. Daha önceki hamileliğinde yaşadıklarından dolayı herkes üstüne titriyordu.
Maça ara verdikleri an Semih yanına geldi. Hande ona elindeki su şişesini uzattı. Havluyu da bir an uzatacak gibi olduysa da vazgeçti. Adamın terini havluyla o sildi. Herkes onları izliyordu ama Semih bu durumdan rahatsız olmadı. Aksine içinde tuhaf bir huzur, mutluluk vardı.
Maçın son dakikalarında durum berabereyken Semih'in yakaladığı gol fırsatı ile Hande heyecanla ayağa kalktı. Bir eli yumruk olmuş sallanıyor, diğer taraftan da gücü yettiğince onu destekler cümleler bağırıyordu.
Semih onu mutlu etmek için daha çok gayret göstererek golü attığı an karısına doğru koştu. Ona sarıldı, onu öptü. "Bu senin içindi."
Kadın kollarını onun boynuna dolamıştı. Gülüyordu. Şu gülüşe bir ömür feda edilmez miydi?
Semih oyuna geri döndü. Son dakika bittiğinde Çetin ile Yağız diğer takımda olduğundan kaybedenlerden paraları toplamış, baklava almaya giderlerken Semih Hande'nin yanına oturmuştu. Diğerleri etrafa yayılmış, dinleniyorlardı.
"Üşüdün mü? Serin sanki hava?"
"Hayır, üşümedim. Güzel vakit geçirdim, getirdiğin için teşekkür ederim."
Semih bir şey söylemedi. Zaten Yağız ve Çetin iki tepsi baklavayla gelmişlerdi. Yağız cebinden ambalaj içerisindeki çatalları çıkarıp herkese dağıttı. "Bu sefer kroluk yapıp elle yemek yok beyler. Yenge hanıma ayıp olmasın."
"Benim için sorun değildi. Elle yemek istiyorsanız yemenizde sorun yok."
O böyle dese de herkes çatalla yedi. Tepsiler götürüldükten sonra Semih karısını belinden tutup kalkmasına yardımcı olarak arabaya yönlendirdi.
Eve girdiklerinde de uyuması, dinlenmesi için odaya gitmesine ısrar etti. Onunla çocukmuş gibi ilgileniyordu. Bunda ona olan sevgisi dışında daha önce hamileyken ona karşı davranışlarından kaynaklanan vicdan azabının etkisi de vardı.
Sabah çok erken saatlerde Semih'in telefonuna gelen mesaj sesiyle uyandı. Hande de bir an hareketlense de arkasını dönüp yine kendisini uykunun kollarına bırakmıştı. Adam ise ne kadar ona sarılıp uykusuna devam etmek istese de uzanıp komodinde duran telefonunu aldı. Mesajın abisinden geldiğini gördüğünde bacaklarını yataktan aşağı sarkıtırken kaşları çatıldı. Mesajı açmadan odadan çıkmak için ayaklanmıştı bile.
Çalışma odasına girip kapıyı ardından kapattı. Mesaj sadece iki kelimeden oluşmasına karşın Semih'in alabileceği en iyi haberlerden biriydi her halde. "Şahin'i hallettim." Yine de rahat bir nefes almadan rehberden Yağız'ı bulup aradı. Cevap hemen geldi. "Alo"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Teen Fiction"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...