*Aslında bölümün sonları biraz içime sinmedi kaç kere değiştirsem de içime sinen bir bölüm oluşturamadığım için ve bekletmek istemediğimden yayımladım. Umarım siz beğenirsiniz. Sonraki bölüm isteme, eğer Hande'nin babası izin verirse de nişan bölümü olacak. :)
*Bölüm Şarkısı: Kahraman Deniz - Böyle Sever
22.Bölüm
Adam dakikalarca konuşmadı. Hande gözlerini bir saniye olsun üstünden ayırmıyor, onun vereceği cevabı bekliyordu. Bunu sormak için kendinde bir türlü cesaret bulamamış, sorgulamaya hakkı olduğunu da düşünmemişti ama şimdi Semih ona bir açık çek vermişken daha iyi bir fırsatı olmayacağının bilinciyle sormuştu.
Semih boğazını temizledi. Kadın onun gözlerinden saniyeliğine geçen hayal kırıklığını gördü. "Onun tanıdığım kişi olmadığını öğrendim. Bu bahsetmek istediğim bir konu değil."
"Seni aldattı mı?"
Hande aralarında bir ihanet olduğunu biliyordu, en basit fikri de Melek'in onu aldatmış olmasıydı. Eğer öyle bir şey yaptıysa doğrusu Hande o kadının aklından şüphe ederdi. Bunun ilk sebebi adamın sevdiği birine her şeyi sunabileceğini görmesiydi, onu sevmemesine rağmen Hande için bile ne isterse en kısa sürede önüne sunuyordu. Kim bilir âşık olduğu kadın için neler yapardı. Diğer sebebi ise Semih gibi tehlikeli bir adamı aldatmak cesaret isterdi. Melek adama ondan ayrılmak istediğini söylese Semih'in onu zorla yanında tutacağını sanmıyordu ama aldatılmak gururunu yerle bir ederdi ve bu kadının gözlemlediği kadarıyla adamın tabularından biriydi.
Onun iyi biri olduğunu iddia edemezdi kadın ama kötü biri olduğundan da emin olamıyordu. Tamam, birini öldürmüştü ama diğer yandan da birini öldürmemek için onunla evleniyordu. O gece Hande'yi öldürmüş olsaydı suçunu rahatlıkla örtbas edebilirdi.
"Onunla ilgili konuşmayacağım."
"İstediğimi sorabileceğimi söyleyen sendin."
Israr etmesinin yanlış olduğunu biliyordu ama kendini durduramıyordu. O kadını hâlâ sevdiğini duyarsa Semih'e karşı oluşmaya başlayan hislerinin köreleceğinin farkındaydı, belki de o yüzden duymak için zorluyordu. Gerçi bahsetmek istememesine bakılırsa hâlâ unutamamış olduğu açık bir gerçekti.
"Bazı konular fazla eşelenmediğinde daha iyidir."
"Anladım. Beni araba tutuyor, biraz uyusam iyi olacak."
Hande oturduğu yönün tam tersine, cama doğru döndü ve başını yine koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı. Durum Semih'in hoşuna gitmemişti ama itiraz etmedi. İstediğini sorabileceğini söylemişti evet, bunu soracağını tahmin etseydi kesinlikle söylemezdi. Onun bu konuya takıldığını bile düşünmemişti ki. Aralarında soğukluğa neden olan bu konu yüzünden yolun kalanında arabada hâkim olan tek ses radyodaki şarkının sesiydi. Kadın arada gözlerini aralayıp camdan dışarıyı izlemiş, Semih de birkaç kez babasıyla telefonda kısa konuşmalar yapmıştı. Hande normalde yolculuklarda kolaylıkla uyurdu ama içindeki huzursuzluktan bir türlü uyuyamıyordu. Neden çok sevdiği bir eşyasını kaybettiği zamanlarda hissettiğiyle aynı şeyi hissediyordu? Semih onun uyumadığının farkındaydı ama tekrar bir konu açmaya cesaret edemiyordu.
Bornova'ya ulaştıklarında metro istasyonunun yanındaki otoparka girdi adam. Hande ancak o zaman ona sırtını dönmeyi bırakmıştı. "Hadi in, babamlar buralardaymış. Yol boyu durmadık, bir şeyler yiyelim zamanımız var."
İndiklerinde Hande bacakları uyuştuğundan sendeledi. Arabanın henüz kapatmadığı kapısından destek alıp dengesini sağlarken diğer eliyle saçlarını arkaya attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Teen Fiction"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...