Aşka Kırgın ☠ Bölüm - 2

6.5K 285 51
                                    

*Selam! Yorumlarınızdaki artış beni inanılmaz mutlu etti. Bölümlerin böyle sık gelmesinin en önemli sebebi de sizin yorumlarınızdan gelen motivasyon, yazma isteği. Çok teşekkür ederim hepinize, kocaman sevgiler :*

*ÖNEMLİ : Artık bölüm günlerimiz olsun diyorum çünkü başka türlü olursa ben her gün iki bölüm falan atacağım. Bu da normal bir akış değil. Sınavlarıma bir aydan uzun zaman olduğu için haftada 3 bölüm atmaya karar verdim. Bu üç gün de Pazartesi, Çarşamba ve Cumartesi olarak belirledim. Arada sürpriz bölümler elbette gelebilir. Eğer bir aksilik olmazsa Pazartesi ve Cumartesi 19.30'da Çarşamba ise  21.30'da bölüm yayımda olacak.  Tabii bu konuda fikirlerinizi belirtirseniz değişiklik yapılabilir. Yani sizce hangi üç gün bölüm gelsin?

*Bölüm ithafı: ELIFGozgor

  *Bölüm Şarkısı: Emre Yıldırım - Gelmesen de Beklerim

2.Bölüm

Çiçekler soldu, ilkbaharı kışa döndü kadının. Vurdu kapıya sertçe. "Biliyorum evde olduğunu, beni dinlemek zorundasın."

Bilmiyordu aslında ama tek ümidi buydu. Bütün cesaretini toplayıp gelmişti. Söyleyecekti gece söyleyemediği her şeyi. Korumaların hepsi gitmiş, ev sessizliğe bürünmüştü. Hande kapının önüne oturdu, sırtını pervaza yasladı. Evde değilse de gelene kadar beklerdi. Bekledi de... O gün Semih gelmedi.

Sabaha karşı üstündeki monta daha çok sarılıp telefonunu çıkardı. Taksi çağırıp beklemeye başladı. Burada değilse ailesinin evine, şirkete, Su'ya, Bursa'daki otellere tek tek bakacaktı.

Taksi geldiğinde ilk Su'yun adresini verdi. Ailesinin yanında onunla yüzleşecek cesareti toplamak için zamana ihtiyacı vardı, o yüzden orayı sona atmıştı. Su'yun adresini söyledikten sonra yol boyu içi içini yedi. Semih onu dinler miydi, başkalarının yanında aşağılar mıydı? Bu başkası Su bile olsa Hande o kadarına dayanamazdı. Şu yaptığından yeterince utanıyordu, bu yetmezmiş gibi insan içinde aşağılanmak istemiyordu.

Kapının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı. Yüzüne düşen saçları gergin bir şekilde geriye attı. Zile bastıktan sonra dakikalarca bekledi. Kapı nihayet açıldığında karşısında duran kadın onu gördüğü gibi kaşlarını çattı. "Su, merhaba. Semih..."

"Burada ne işin var?"

Böyle bir tepki beklemiyordu. Birkaç saniye kuracağı cümleyi toparlayamadı. Ardından omuzlarını dikleştirdi, kimseye karşı güçsüz durmaya niyeti yoktu. Suçsuzluğunu ispatlamak için gerekirse hepsine meydan okurdu ama onun derdi Semih'e kendini açıklamaktı. "Semih burada mı?"

"Hayır. Onu aramasan iyi edersin. Kendi iyiliğin için söylüyorum."

"Seni arkadaşım sanmıştım. Yanılmışım. Semih'le aramda yaşananlar seni ilgilendirmez. Benim iyiliğimi düşünmek de artık sana düşmez."

"Senin iyiliğin artık umurumda değil. Ben de senin kardeşimi sevdiğini sanmıştım, onu bu kadar yaralayacağını bilseydim değil evlenmeniz fikrini ortaya atmak yanında adını bile anmazdım. Git. Buradan da Semih'in hayatından da git."

Yüzüne kapanan kapıyla öylece durdu. Yutkundu. "Hayır, Hande ağlamayacaksın."

Kendine telkinde bulunduktan sonra dik durmaya çalışarak çıktı binadan. Su'dan aldığı tepkiden bile etkileniyorsa Semih'in vereceği tepkiyle başa çıkabilir miydi? Düşüncelerini susturmayı denedi, eğer bir kere vazgeçerse bir daha kapısına gidemezdi. Sabahın erken saatiydi, Semih şirkete geçmiş olmalıydı. Otobüse bindi bu sefer. Taksiye devamlı para harcayamazdı. Sadece şehrin dışında kalan eve gitmesi gerekirse taksi kullanacaktı. Otobüste oturacak yer bulamamıştı. Bütün gecenin uykusuzluğu ve iki gecedir yediği soğukla ayakta durmak için direndi. Tutunduğu demir direği sıkıca kavramıştı.

Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka KırgınHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin