*Bu düğündür kınadır nişan falan gibi olayları yazmakta hiç iyi değildim ama umarım bölümü beğenirsiniz. Keyifli okumalar :*
*Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - İzmir'in Kızları
31.Bölüm
"Ben de istiyorum. Bana ne? Bundan istiyorum işte."
"Kızım yapma. Hadi, git bak arkadaşlarınla oyna bir sürü çocuk var."
Hande kollarını göğsünde bağlayıp koltukta bağdaş kurdu ve dudağını aşağı sarkıttı. Hiç de kalkıp gitmek gibi bir niyeti yoktu. Bindallı istediğini tutturmuştu ve mızmızlanıp duruyordu. "Semih Dayım evlenmek zorunda mı? Melih Dayım evlensin."
"Çok ayıp."
Minik omzunu silkti. "Çok çirkin olmuş."
"Hande!"
"Susadım ben."
Sanem kalkmak üzereydi ki Nergis ayaklandı. "Hadi gel beraber mutfağa gidelim, hem kına hazır mı diye bakarız."
Mutfağa girdiklerinde Pınar kınayı hazırlıyordu. "Merhaba, yardım edilecek bir şey var mı?"
"Yok, bitti sayılır."
Nergis bir bardak alıp damacanadan su doldururken ufaklık bir anda elini kınaya daldırdı. Pınar küçük kızın elini tutup engel olmak için geç kalmıştı çünkü böyle bir şey yapmasını beklemiyordu. İkinci elini de sokuyordu ki bu sefer Pınar engel oldu. "Hande! Çok yaramaz bir kız oldun sen. Dayın böyle yaptığını duysa çok üzülürdü."
Nergis kızı tutup kaldırdı, Pınar da çeşmeyi açmıştı. Pelin kenarda durmuş onların haline gülüyordu, dışarıdan oldukça komik görünüyorlardı. Elindeki kınayı temizlemek için uğraşıyorlardı ama ufaklık çırpınıp duruyordu. Sonunda yarı ıslak yarı kınalı eliyle Nergis'in saçını kavradı.
Onun mutfaktakileri uğraştırdığı sıralarda salonda da bir curcuna havası hâkimdi. Hande'nin yakın arkadaşlarından Yelda ve Melis karşılıklı oynuyor, Hande'yi de kalkmaya ikna etmeye çalışıyorlardı. "Kızlar, ben oynayamam."
"Niye eklemlerin bağırıyor mu oynayınca? Kızım senin kınan bu kalksana."
"Utanırım ben."
Melis güldü. "Kızım kimden utanıyorsun? Buradaki herkes ya akraban ya arkadaşın ya da müstakbel akraban, kalksana ay delireceğim şimdi."
"Sen de benim gibi dans ederken orangutana benzesen sen de utanırdın."
İtirazlarına rağmen kalkmıştı. Yelda hafifçe omuz attı. "İstemem yan cebime koy."
"Bak otururum."
Yelda elinden tutup çekti Hande'yi. "Hiç oturamazsınız hanım efendi."
Pelin salona gelip Hande'nin dirseğini hafifçe kavradı ve ona doğru eğildi. "Hadi geç otur."
"Biri otur der biri oturma der. Ben anlamadım ki ne yapayım."
Pelin kenardaki sandalyeyi ortaya çekti. "Otur, otur."
Hande geçip oturunca Pelin onun başındaki örtüyü kapattı. Leyla Hanım müziği değiştirirken odadaki ışıklar kısıldı. Pınar elinde kına tepsisiyle içeri girdi.
"Yüksek yüksek tepelere" çalarken etrafında ellerinde mumlarla dönmeye başlayan insanlar Hande'de sadece gülme isteği uyandırıyordu. Gelenekle çok uyumlu olmadığını bildiği halde ağlamak içinden gelmiyordu belki de yıllardır ailesinden uzak yaşamış olmanın etkisiydi bu. Şimdi kendini evden ayrılıyormuş gibi hissetmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Teen Fiction"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...