*Bölüm Şarkısı: Barış Uğur - Sen Yeniden
29.Bölüm
Hande gözlerini açtığında çıplaklığı ürpermesine sebep oldu. Üstünden kaymış örtüyü çekip sıkıca sarıldıktan sonra etrafına bakındı. Bir eliyle gözünü ovuşturuyor aynı zamanda da esniyordu. Semih'in kaldığı odada olduğunu anlayınca gözleri irice açıldı. Yere saçılmış kıyafetleri çarptı gözüne. Gece parça parça görüntüler halinde aklına gelirken alnına vurdu. "Aptal kafam, yine ayarını tutturamadın alkolün" diye kızdı kendine.
Hemen ardından havanın aydınlandığını fark etmesiyle hızla doğruldu. Gözleriyle telefonunu arıyordu ki kapının kenarında duran çantası dikkatini çekti. Örtüyle beraber yataktan çıkıp çantasından telefonunu aldı. Saat yediyi çeyrek geçiyordu ve sekizde Su'yun evinde olması imkânsızdı. Daha üstünü bile giyinmemişti ki. Telaşla kendi odasına geçip kıyafet ayarlarken aklı Semih'in nerede olduğundaydı. Duşa girmeden önce Su'ya yarım saat kadar gecikebileceğine dair mesaj attı.
Üstünü giyerken yanına gelen kedisinin başını okşamadan edemedi. Hemen ardından tamamen hazırlanıp aşağı indiğinde Semih'in telefonla konuştuğunu gördü. "Konuşacağım onunla öğleden sonra ofisime uğrasın." Duraksayıp diğer tarafa yürümeye başladıktan kısa süre sonra konuşmaya devam etti. "Evet, Selim abimin otelinde kalıyor sen alırsın şirkete getirirsin." Elini cebine koyarken hafiften kaşları çatılmıştı. "Selim, eve getirmen gerekseydi ne söylerdim? Eve getir derdim değil mi? Ben her şeyi böyle tane tane açıklamadıkça anlamıyorsunuz. Mete'yle Kerim'e de söyle Hande'nin yanından ayrılmasınlar bu gün." Olduğu yerde durdu. "Alp'le de konuşacağım. Sigortaya gideceğim bizim araçlarla ilgili problem çıkmış o da oraya gelsin." Mutfakta kendisine bir bardak su doldururken hâlâ Hande'yi görmemişti. Kadın aşağı inip elini omzuna koyduğunda Semih'in önce şaşkınlıkla gözleri irileşti, sonra gülümsedi. "Tamam, sen dediklerimi hallet" deyip telefonu kapattıktan sonra karısının dudaklarına bir öpücük bıraktı.
"Günaydın."
"Günaydın, beni Su'ya bırakır mısın? Geç kaldım biraz, uyuyakalmışım sen de uyandırmadın. Söylemiştim kahvaltı sözü verdim diye."
"Kıyamadım uyandırmaya. Hadi, seni bırakayım da benim işe geçmem lazım."
"Kimle görüşeceksin ki, niye eve gelmesin dedin?"
"Sen telefon konuşmamı mı dinledin?"
"Hayır, tesadüfen duydum."
"Önemli biri değil, işle ilgili bir görüşme yapmam gerekiyor sen de eve iş taşıyorum diye kızdığın için şirkette halledeyim dedim."
"Peki, öyle olsun. Ben kahvaltıdan sonra şirkete geleceğim sen dışarıda mı olacaksın?"
"Sabah çıkacak tırlar var gidip bir bakmam lazım. Öğleden sonra geçeceğim, sen geldiğinde orada olmam muhtemelen de Sanem sana yardımcı olur yine."
"Tamam, ben yukarıdan çantamı, montumu alayım geliyorum hemen. Senin montunu da getiriyorum."
"Olur, arabada bekliyorum seni."
Hande koşar adım yukarı çıkarken Semih de suyunu içip arabaya geçti. Isıtıcıyı çalıştırdıktan sonra evden arabaya yürürken üşüyen ellerini ovuşturdu. Eşinin yolda müzik dinlemeyi sevdiğini bildiği için radyoyu açtı. Onun seveceği türde bir şarkı bulurken gözü süreli kapıdaydı. Günler sonra ilk defa böylesine dinlenmiş, huzurlu hissediyordu.
Kadın arabaya biner binmez aynı Semih gibi ellerini ovuşturmadan önce onun montunu uzattı. "Çok soğuk." Arabayı hareket ettirmeden karısının ellerini kendi avuçları arasına sıkıştırıp sıcak üfleyerek ısınmasına yardımcı oldu. Hande utanıp ellerini çekmeye çalıştığında parmaklarına öpücük bırakıp gülümseyerek geri çekildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Teenfikce"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...