*Bölüm Şarkısı: Özgün - Elveda
*Bölüm İthafı: SelimePeksan
18.Bölüm
Herkes şaşkınlıkla ona bakarken ilk tepki veren Semih oldu. Kadının önünde durmuş, hâlâ inanamadığını belli eden bakışlarını ona dikmişti. "Hande."
"Bir kâse mercimek çorbası alabilir miyim?"
Su hemen hareketlendi. Koşar adım mutfağa gitti. "Bediz Hanım hemen çorbayı ısıtır mısınız? Hande için" Sonundakini eklemesinin sebebi hızlı olmasını istemesiydi.
"Başka bir şey istiyor musun? Ne istersen hemen getirebiliriz. İyi misin, Hayat'a izin vermiştim arayıp çağırayım bir kontrol etsin."
Hande başını iki yana salladı. Yemeği geldiğinde üstündeki bakışlara rağmen ona sunulan yardım teklifini reddedip yavaşça içti çorbasını. Peçeteyle ağzını sildikten sonra zorlansa da kalktı oturduğu yerden. Bacakları onu taşımakta güçlük çekiyordu, sendeledi yine de ona destek olmak isteyen eşine izin vermedi. "Telefon lazım."
Semih telefonunu nereye bıraktığını unuttu, o kadar heyecanlanmış ve paniklemişti ki telaşla etrafına bakınıyordu. Melih kendi telefonunu uzattı kadına. Hande kilidi açması için ekranı adama çevirmişti. Ardından ezbere bildiği numarayı tuşladı. Çok geçmeden telefon açılmıştı. "Alo"
"Baba, benim Hande."
"Hande" adamın şaşkınlığı sesinden okunuyordu. "Kızım, iyi misin? Sen konuşuyorsun. Gelelim hemen."
"Hayır, gelmeyin. Yorgunum. Dinleneceğim, seni İzmir'e dönün diye aradım. Ben iyi hissettiğimde söz veriyorum geleceğim."
"Sana zorla mı söyletiyor o kocan bunları? Onun düşmanları yüzünden bunların olduğunu biliyoruz, seni götürmeyelim diye mi?"
"Baba Semih'in suçu değildi. Benim üniversiteden bir arkadaşım bazı yapmaması gereken şeyler yapmış, onun yüzünden oldu."
Hâlâ adamı koruyordu. Semih bir kere daha kendisine lanet ederken bir tarafı hâlâ onu sevdiğini görüyor, bunun ümidine tutunuyordu. Kadın onu affedebilirdi. Günler sonra en azından konuşmuş, ölü gibi boş boş tavana bakmak yerine insanlarla göz teması kurmuş hatta az bile olsa yemek yemişti. "Onu korumana gerek yok."
"Öyle yapmıyorum, doğruyu söylüyorum. Bana güvenin lütfen. Biraz kafamı dinlemeye ihtiyacım var, sonra yanınıza uğrayacağım. Şimdi uyumak istiyorum."
"Peki, iyi uykular güzel kızım."
Telefonu kapatıp Melih'e geri verdi. "Sağ ol" diye mırıldanırken asıl teşekkürü birkaç gün önceki konuşmaları içindi. Nergis'in karşısına geldi. "Beni iyileşir iyileşmez istediğim yere bırakacağına söz vermiştin. Sözünü tutar mısın?"
Kadın ne diyeceğini bilemedi. Söz vermişti ama durumlar farklıydı. Odadaki diğer insanlarda gezdirdi gözünü. Melih onaylarcasına gözlerini kapatmıştı. Semih ise araya girip kadının kolunu sıkıca kavramıştı. "Hiçbir yere gitmiyorsun."
Onu kendine getiren Hande'nin acı inlemesi ve ekşiyen yüzü oldu. Tutuşunu gevşetti. "Beni sensiz bırakamazsın, senden vazgeçemem."
"Bir kere vazgeçmeyi göze almıştın. Yine alırsın."
Adamın diyecek bir şeyi yoktu. Kadın kolunu onun elleri arasından kurtardığında Nergis'e bakıyordu bir cevap için. Nergis ise kendi götürmese bile Hande'nin gitmekte kararlı olduğunu anladı. Başıyla onayladı kadını. Semih bırakmayacaktı. Tam önünde durdu. "Hayır, cehenneme de gitsen gelir seni bulurum. O yüzden hiçbir yere gidemezsin. Beni affetmen için çabalarım, elimden geleni yaparım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat! Mafya Var! ☠ - Yeniden Sevmek / Aşka Kırgın
Ficção Adolescente"Bir süre misafirim olacaksınız küçük hanım." Kadın kaşlarını çattı. Misafirlik rızaya bağlı olan bir şeydi ve bu adam onu zorla alıkoyamazdı. Hem küçük hanım da ne demekti? Öyle ufak tefek görünüyordu güçsüz bulmuştu her halde. Oysa o hiçbir zaman...