ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)

Bölüm 15

Aynur Aydın-Bi dakika

Kötü ya da olmaması gereken her ne varsa geride kaldı diye düşündüklerimin aslında göründüğü gibi olmaması, sadece öyleymiş gibi zannetmemin bir yansımasından ibaretti. Kalbim Ali'nin sarılışıyla yine söz dinlemezken ilk defa her şeyi bir kenara bırakıp sarılışına karşılık verdim. Kollarında artık huzuru bulduğumu sanırken omuzlarımdan tutup geri çekti.

Gözlerimin içine ifadesizce bakıp "Bu ev senin evin, sen de benim karımsın. Çekip gitmek yok," dedi. Gözlerinin içinde aşk kırıntıları ararken işe gitmesi gerektiğini söyleyerek beni öylece bırakıp gitti. İlk şaşkınlığı attıktan sonra az önce ne olduğunu idrak etmeye çalıştım ama akla mantığa yatkın hiçbir şey bulamadım.

Benim için endişelendi. Gitmemi değil yanında kalmamı istiyor. Beni seviyor ama... Aması var işte!

Pencerenin kenarında dalgın bir halde dışarıyı seyrederken kapı açıldı. Sibel abla en içten gülümsemesiyle başını uzatınca "Gelsene abla, "dedim.

İçeri girip kapıyı kapatırken "Kapıyı çaldım ama duymadın," dedi. Sonra kollarını açıp "Dur sana bir daha sarılayım," diyerek gerçek bir abla şefkatiyle sarıldı.

Yatağın kenarına oturduktan sonra ellerimi tutup "Anlatmak istersen dinlerim, istemezsen de anlarım," dedi. Sessizliğim cevabım olunca ellerimi bırakıp tekrar sordu.

"Leyla, Ali'yi seviyorsun değil mi?"

Başımı aşağı yukarı salladım.

"O da seni seviyor."

Sözlerinin gerçeklik payını gözlerinde arayınca "Seni gerçekten çok seviyor. Senin gittiğini duyunca ne hale geldi bir bilsen, bulmak için nasıl çabaladı."

"Seviyor olabilir ama aşık değil."

"Aşık?.. Emin misin? Ben onun sana nasıl baktığını görüyorum."

Sibel abla'nın haklı olmasını isterdim ama gerçekte karı koca olmadığımızı anlatamazdım. Seviyorsa neden uzak duruyordu?

"Leyla, sorun Ali'nin sana aşık olmadığını düşünmen mi?"

Başımı evet anlamında salladım.

"Yanılıyorsun o zaman, Ali sana aşık... Belki bunu sana gösteremiyor olabilir. O hiçbir zaman duygularını belli etmek istemez. Sevmekten korkar belki de... Severse kaybedeceğinden..."

Neden bu şekilde konuştuğunu anlamadım.

"Sorun Ali'nin sana olan aşkını günyüzüne çıkarmaksa hallederiz."

"Nasıl?"

Ayağa kalkıp "Leylacığım tecrübeyle sabittir. Senden daha uzun bir evlilik hayatım olduğu öngörülürse kulaklarını aç ve beni iyi dinle... Erkeklerin yüzde doksandokuz nokta dokuzu Ali gibidir. Sever ama belli etmez ya da sevgisini gösteremez... Bu sebepten dışarıdan biraz müdahale gerekir," dedi.

Ben yine anlamaz gözlerle bakınca odada bir ileri bir geri dolanıp "Yani operasyonumuzun adı, Ali'nin sana olan aşkını ortaya çıkarma  operasyonu!..." dedi. Sibel abla'nın sözleri karşısında şaşırdım. Ne operasyonu?.. Polis karısı olunca kadınlar da olaylara eşleri gibi mi bakıyordu? Gülünce sözlerini ciddiye almadığımı anladı. Yalancısından kaşlarını çatıp yanıma oturdu.

"Ne gülüyorsun? Ben gayet ciddiyim... Sen inanmasan da Ali sana aşık ama farkında değil... Biz sadece biraz iteleyerek farketmesini sağlayacağız."

"Nasıl yapacağız peki?"

"Şimdi beni iyi dinle," diyerek başladığında bir an için hiç susmayacak sandım. Söylediği bazı şeyler mantıklı gelse de bazıları renkten renge girmeme yetti.