Bölüm 34

3.6K 451 1K
                                    


Bahadır Tatlıöz-Benim değil

Bu bölüm Ali neler yapıyor onu öğreneceğiz. Merak etmişsinizdir umarım.

Burnuma dolan yasemin kokusuyla uyandığımda gözlerimi açmadan önce tanıdık  kokuyla tebessüm ettim. Derin bir nefes alıp sevdiğim kokuyu iyice ciğerlerime çektim. Gözlerimi yavaşça açtığımda yatağımda yan yatmış bir şekilde yüzü bana dönük sevdiğim kadını görmekle gülümsemem genişledi. İkimizde bir elimiz yanağımızın altında birbirimize bakıyorduk. Güzel yüzüne bakmak içimi huzurla doldurdu. Özlediğim sesiyle "Günaydın,"dedi.

"Günaydın,"diyerek karşılık verdim.

"İşe gitmeyecek misin? Geç kalacaksın yoksa."

"Manzaramın keyfini çıkarmak istiyorum."

İçime düşen buruk acıyla gülümsemem soldu.

"Rüya görüyorum değil mi? Gerçek değilsin.''

Sözlerime aldırış etmeden "Rüya mı yoksa gerçek mi olmamı dilerdin?"dedi.

Elimi yüzüne doğru uzattığımda "Gerçek olmanı dilerdim," dedim. Tenine dokunamadan bir anda yok oldu ve çalınan kapı sesiyle gözlerimi açtım.

"Abi...  Ali abi, işe geç kalacaksın. Hadi kalk."Seslenen Deniz'den başkası değildi.

Kapıya doğru dönüp "Deniz tamam, kalkıyorum,"dedim. Başımı yastığa tekrar koyduğumda az önce gördüğüm rüyanın etkisiyle yüreğim sızladı. Gözlerimi kapatsam, uyusam yeniden görebilir miydim hasret kaldığım yüzünü? Diğer yastığın hemen yanında duran t-shırtü elime aldım. Burnuma yaklaştırıp kokusunu içime çektim.

Dört ay... Dört ay oldu ama ben hala yokluğuna alışamadım. Sanırım asla da alışamayacağım. 'Gerçeklere dön Ali! O yok.'diyen iç sesime lanetler ederek yataktan kalktım. Elbise dolabını açıp önce elimdeki t-shırtü yerine koydum. Kıyafetleri, kullandığı her şey  yerli yerinde duruyordu. Hiçbirini atmadım.

Dolaptan kıyafetlerimi alıp banyoya girdim. Rutin işlerimi bitirdikten sonra odaya şöyle bir göz gezdirip çıktım. Yokluğu her yerdeydi.

Öfkeme yenilip  yola çıktığımda pişmanlık daha o dakikalarda içime işlemişti.

Otelde kapıma geldiğinde neredeyse her şeyi unutup elinden tuttuğum gibi geri dönecektim. 'O evli, üstelik çocuğu var.'diyen iç sesim aklımdan geçenleri yapmama engeldi. Ayrılığımızı kabullenmiş bir halde sadece o gece için yanımda olmak isteyen kadını mantığım olmaz dese de kalbim geri çevirecek durumda değildi.

Yatağa yattığımızda sabaha kadar yüzünün her bir santimini hafızama kazımak istercesine uykuya direndim. Güzel yüzünü ölünceye kadar aklımda canlı tutmak, gözümü her kapadığımda hayalini hatırlamak istiyordum. Günlerdir uykusuz olmanın yanında, huzur veren varlığıyla sonunda uyuyup kaldım. Gözlerimi açtığımda yoktu, gitmişti. Yokluğu bir kor olup yüreğimi yaktı. Şimdiden özlemiştim. Onu dinlemem için yalvarması, döktüğü gözyaşları, son defa da olsa geceyi yanımda geçirmek istemesi aklımı başıma getirdi. Neden dinlemedim? Neden öfkeme yenik düştüm?

Hemen kalkıp arkalarından gittim. Eğer gerçekten gitmek istemiyorsa onu bırakmayacaktım. Ne olursa olsun... Buluşma yerine ulaştığımda kocası çoktan gelmişti. Geç kalmıştım.

Arkasına baka baka gidişini yumruklarımı sıkarak korkak gibi bir ağacın arkasından izledim. Mantığım gerçekleri bir tokat gibi tekrar tekrar yüzüme vuruyordu. 'O evli, üstelik çocuğu var.' Ya bana aşkla bakan gözleri... O gözler nasıl yalan söyleyebilirdi ki?

ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin