Candan Erçetin - Annem
Keyifli okumalar...
Cemil hapise girdiğinde bencilce de olsa dünyalar benim olmuştu. Kurtulmuştum ondan. Yani ben öyle olduğunu zannediyordum. Sevincim kısa sürmüştü. Çünkü içeride de olsa bir yolunu bulup haber göndermiş, kaç yıl olursa olsun, önünde sonunda o delikten çıkacağını onun olana sahip olacağını iletmişti. Nedenini bilmediğim, merak ta etmediğim başka bir şehirdeki cezaevine nakil edilmesi korkularımın geçmesine sebep değildi. Birgün çıkıp gelecek yine hayatıma kabus gibi çökecekti.
Annem günden güne zayıf düştüğü halde yine de elinden geldiğince evde dikiş nakış işleriyle meşgul oluyor, yıllardır olduğu gibi geçimimizi sağlamaya çalışıyordu. Ben ise liseyi bitirdikten sonra bir mağazada satış elemanı olarak çalışıyordum. Çok istememe rağmen gelirimiz üniversiteye gitmeme imkan sağlayacak kadar değildi. Annem bu duruma üzüldüğü için umursamaz gibi davranıyor, okumak istemediğimi söylüyordum. Tabi bir de Cemil belasını unutmamak lazım.
Cemil'in gitmeden önce gönderdiği haberle annem daha da endişelendi. Eskisi gibi güçlü değildi. Annem babamla kaçarak evlendiği için ailesi tarafından reddedilmiş, babamın ailesi de evliliklerine karşı çıktığı için ve babam da bizi terkettiğinden birbirimizden başka kimsemiz yoktu. Eğer kendisine bir şey olursa beni emanet edebileceği bir yakınımız olmadığından en iyi çözümün evlenmem olduğuna inanmıştı. Bana sahip çıkacak, her türlü kötülükten özellikle Cemil'den koruyacak biri olmalıydı. Anneme kendi başımın çaresini bakabileceğimi, şimdiye kadar nasıl Cemil'le baş edebildiysem yine başarabileceğimi söylesem de dinletemedim. Benim için korkuyordu ama çaresi başka bir erkeğin insafı olmamalıydı.
Komşularıyla sohbet arasında evlilik yaşımın geldiğini, hayırlı bir kısmet çıkarsa beni hemen baş göz edeceğini dillendirirken yer yarılsa da içine girsem diye düşünüyordum. Daha on sekiz yaşındaydım. Allah aşkına neyin nesiydi bu evlilik?
Mahallede Cemil yüzünden kimse yanıma bile yaklaşamıyordu. Kim gelip te benimle evlenmek isterdi ki? Anneme yalvarmalarım boşuna bir çabayken bir yandan da Cemil faktörü aslında kimsenin istemeyeceğine beni inandırmıştı. Yine de içimde bir korku vardı.
Korkum boşuna değildi. Cemil hapise girmeden üç dört ay önce mahalleye taşınan Kemal'in annesi birgün kapımızı çaldı. Kemal'i tanımıyordum. Birkaç defa uzaktan görmüştüm. Sokakta bir yerde karşılaşsak dönüp bakmazdım bile. O ise beni görüp beğendiğini, kabul edersem niyetinin ciddi olduğunu iletiyordu. İstemedim. Ne Kemal'i ne de başka birini.
Annem kimsenin cesaret edemediği bir durumda Kemal'in bu şekilde iyi niyet göstermesine sevinmişti. Yaptığı küçük çaplı araştırma sonucu damadı olacak kişinin kendi halinde, bir üniversite hastanesinde küçük çaplı bir memuriyeti olan çevresi tarafından da sevilip sayılan biri olduğunu öğrendi. Annesi mahalleli tarafından pek sevilmiyordu. Biraz kavgacı bir tipmiş. O kadarcık kusur kadı kızında da olur deyip zaten Cemil'e rağmen beni istediği için kabul etti.
''Anne neden anlamıyorsun beni? Derdim o çocukla değil. Ne onunla ne bir başkasıyla evlenme niyetim yok. Yapma bunu. Benim de o çocuğun da başını yakma."
Annem kendince haklı olduğunu kanıksadığı için dinlemiyor, anlamak istemiyordu.
"Yaşlandım, bir ayağım çukurda. Gözüm açık mı gitsin istiyorsun? Gönlünde biri olsa neyse. Nesi var Kemal'in? Zamanla birbirinizi sever, çoluk çocuğa karışır, geçinip gidersiniz. "
"Azıcık ananı sayıyorsan kabul edeceksin. Hakkımı helal etmem!"
Bu son sözlerinin üstüne diyebilecek bir sözüm yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerGeçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan Leyla ile ölümle defalarca yüzleşmiş ve bu dünyada kendisi için bir hayali olmayan Ali'nin hikayesi... Umutlarını kaybettikl...