Bölüm 23

4.2K 544 1.4K
                                    

Uğur Akyürek-Aşk izi

Kahvaltı masasındaki sessizlik her zamankinin aksine ortamın ne kadar gergin olduğunun ispatı gibiydi. Herkes sessizce kahvaltısını ediyor, bir şey söylemeye cesaret edemiyordu. Bunda en çok Ali'nin sakin durmak için çabalayıp da gösteremiyor olmasının payı büyüktü.

Neyseki evimizin neşe kaynağı Aslı halimizi yadırgamış, bütün sevimliliğiyle ortamı yumuşatmayı başarmıştı. Fırsattan istifade Mukaddes anne Ali'nin elinde yer yer soyulup yara olmak üzere olan kızarıklığı sordu. Ali'nin yüzü kısa bir an düşse de toparlanıp bir yere çarptığı gibi saçma sapan bir yalan söyledi. Hepimiz eline ne olduğunu az çok tahmin ediyor, dile getirmekten çekiniyorduk.

Kahvaltıdan sonra Deniz, Ali ile konuşmak istediğini söylese de Ali acelesi olduğunu söyleyip Deniz'i geçiştirdi.

Ali gittikten sonra Deniz'e "Ali'ye biraz zaman tanımalısın. Hiç aklında olmayan bir şeydi. Düşünsün,  ölçsün, biçsin, tartsın; sonunda size hak verecektir," dedim. Sibel abla da buna benzer laflar edince Deniz'in beklemekten başka çaresi kalmamıştı. Üstelik Oğuz'dan da net bir bilgi alamamıştı.

Gün içerisinde Burcu ziyaretime geldi. Onun da canı sıkkındı.

"Salona geçelim," dediğimde "Nefes almak istiyorum," dedi. Sorunun ne olduğunun merakı içinde arka bahçeye çıkardım. Sibel abla ve Mukaddes anne ile kısa bir sohbetten sonra iki arkadaş konuşacaklarımızın olacağını söyleyip bizi yalnız bıraktılar. Geldiğinden beri dalgın ve üzgün olduğunu farkettiğim arkadaşımın bir an önce açılmasını istiyordum. Bir süre daha sabırla bekledim. Derdi neyse çözüm bulabilmemiz için ilk adımı onun atması gerekiyordu.

Gözleri dolmaya başladığında endişem de arttı. Koluna yanında olduğumu hissettirmek için dokunup okşadım. Gözleri gözlerimle buluştuğunda titreyen sesiyle konuştu.

"Leyla... Galiba ben çok fena aşık oldum."

İlk başta şaşırsam da gülümsedim.

"Ne güzel... Bu herkesin başına gelen bir şey değil... Peki sen neden bu haldesin." Gözünden akan birkaç damla yaşı elinin tersiyle sildi. Gülmek ve ağlamanın ortasında bir yüz ifadesiyle "Çünkü çok büyük konuştum. Asla dediğim şey başıma geldi," dedi.

Düşündüğüm şey olamazdı değil mi?

"Asla asla dememelisin... Kime diye sormayacağım çünkü kesin bir dille reddettiğin kişinin kim olduğunu biliyorum."

"Doğru tahmin."

"Burcu... Tamam olmaz dedin oldu, sorun ne?"

"Sorun şu... Olmaz dedim. Kendimden küçük biriyle asla dedim. Çapkın, her kızı ağına düşürebilen, onunla işi bittiğinde başından atıp başka bir kıza koşan,  fazla egoist ve fazla yakışıklı kaynına aşık oldum!.. Sorun aslında tam olarak olmaması gereken bir durumun olmuş olması."

"Burcu seni anlamıyorum."

"Of Leyla... Nesini anlamıyorsun?Aykut sen evlendiğinden beri peşimden birgün olsun ayrılmadı. Her seferinde benden bir şans istedi. Bende her seferinde reddettim. Çünkü o güvenilmez biri. Gönlünü eğlendirip bir kenara attığı kızlardan olmak istemedim. O kadar ısrarcıydı ki bir de baktım onu görmediğim zaman bile onu düşünüyorum. Yatıyorum kalkıyorum onu hayal ediyorum. Ama olmaz olmaz işte. Sinemaya gittiğimiz gün o kızın elinden tutup geldiğinde taşlar yerine oturdu. Farkına varmadan ona aşık olmuşum."

"Yani ona bir şans vereceksin."

"Tabiki hayır!.. Aykut Burcu denen o kızla beraber."

" Seni kıskandırmak için yaptığı çok belli."

ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin