Mabel Matiz- Öyle KolaysaYeni bölüm...
Keyifli okumalar...
Yere düşen tepsi ve kırılan fincanların çıkardığı ses, iki kardeşin bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi. Leyla kadını gördüğünde ayağa kalkıp bütün şaşkınlığıyla "Sen!"diyebilirken Hakan ne olduğunu anlamaya çalışıyor, iki kadın arasında gözlerini gezdiriyordu. Kahveleri getiren kadın özür dileyerek kırık parçaları toplamaya başladığında Hakan ayağa kalkıp kaskatı kesilmiş kardeşine seslendi.
"Leyla, Leyla neler oluyor? "
Leyla, abisinin sesiyle kendine geldiğinde üzerindeki şaşkınlığı atamadığı halde titreyen bacaklarıyla kadına doğru ilerledi. Kadının tam önünde durduğunda kadın kırık parçaları bırakıp ayağa kalktı.
Yıllar sonra hiç ummadıkları bir anda bu şekilde karşılaşmayı ikisi de beklemiyordu. Kaç yıl olmuştu sahi? Yedi yıl mı? Yılların ne önemi vardı ki, çok uzun zaman olmuştu. Birkaç dakika birbirlerinin gözlerine bakıp geçmişe gittiler. Kendini toparlayıp ilk konuşan Leyla oldu.
"Burcu!"
En son ne zaman görüşmüşlerdi? Ah evet, Burcu'nun nikahında. Sonrasında ikisi de bir daha ne görüşmüş ne de bir haber almışlardı birbirlerinden.
Dakikalar sonra Burcu'nun ağzından da Leyla'nın ismi döküldüğünde iki arkadaş yılların özlemiyle sarıldı. Gözyaşları içinde ne kadar öyle kaldıklarını bilmedikleri bir zaman diliminde onları ayıran Hakan oldu. Burcu ve Leyla'yı masanın önündeki karşılıklı koltuklara oturtarak sakinleşmelerini istedi. Hakan Burcu'yu tanımıyordu. Onun hakkında bildiği tek şey bugün işe başladığıydı. Hatta sabah kendisine çay getirmişti. Kardeşinin bu kadar derinden etkilenmesinden ikisinin arasında kendisinin bilmediği derin bir bağ olduğunu anlamıştı.
Dakikalar sonra Hakan kardeşinin koltuğuna oturduğunda kardeşinin biraz daha iyi olmasını fırsat bilerek neler olduğunu, birbirlerini nereden tanıdıklarını sordu.
Leyla kısaca nasıl tanıştıklarını, aynı işyerinde çalıştıklarını, acı tatlı bir çok anıları olduğunu anlattı. Anlatırken yaşadıkları tek tek gözünde canlandı. Ne çok şey paylaşmıştı iki arkadaş, ne çok özlemişti onu görmediği yıllarda.
Kader dünden sonra bugün ikinci sürprizini yapmış, karşısına Burcu'yu çıkarmıştı. Anlamadığı Burcu'nun burada ne işi olduğuydu. Evlenmişti. Hatta evlendikten sonra kocasının onun çalışmasını istemediğini biliyordu. Burcu'yu burada görmeyi beklemiyordu. Şimdiye kadar çocukları olmuş onlarla ilgileniyordur diye umuyordu. Vakit kaybetmeden aklındakileri sorduğunda Burcu'nun mahcup hali Hakan'ın dikkatinden kaçmadı. Hakan kadının rahat konuşamayacağını anlayınca toplantıyı bahane ederek onları yalnız bıraktı.
Bir süre daha sessiz kalan Burcu, görüşmedikleri yıllarda neler yaşadığını anlatmaya başladı. Neler yaşamamıştı ki?
Aykut'a olan saçma öfkesinden dolayı aldığı evlilik kararı hayatını mahvetmişti. Gökhan'la evlendiğinde ne yazık ki kalbinde hala Aykut vardı. Bu yüzden hiç bir zaman kocasını sevemedi. Ne kadar uğraşsa da olmadı. Kocası da bunun farkında başta anlayışlı davransa da gün geçtikçe çirkin yüzünü göstermekten çekinmedi. Zamanla sabrı tükenen adam bir kadının asla yaşamak istemeyeceği şeyleri yaşatmıştı ona.
Burcu başlarda tüm suçu kendinde aradı. Aykut haklıydı. Aslında o imzayı atarken o da bu haklılığın bilincindeydi ama dönememişti işte verdiği sözden. Belki el ne der baskısından, belki de ailesini hayal kırıklığına uğratmamak için atmamıştı nişanı. Ve her şey tam da Aykut'un dediği gibi olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerGeçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan Leyla ile ölümle defalarca yüzleşmiş ve bu dünyada kendisi için bir hayali olmayan Ali'nin hikayesi... Umutlarını kaybettikl...