Mehmet Erdem-Olur o zaman
Nazmiye Teyze her zaman ki samimiyetiyle karşıladı. Eli boş gelmemek için yaptığım tatlımı "Niye zahmet ettin kızım, ne gereği vardı?"diyerek memnuniyetle kabul etti.
Sohbet arasında sürekli bahsettiği oğlu Selim'le tanışmak bugüne kısmetmiş. Yemekte üçümüzden başkasının olmaması, annesinin aksine soğuk tavırlarıyla aynı ortamda bulunmak huzursuz olmama sebep oldu.
Üniversite için memleketinden buralara gelmiş, okul bitince de burada kalıp çalışmaya başlamış. Çalıştığı şirkette zamanla yükselmiş. Şu an önemli bir mevkideymiş. Ona kalsa daha iyi bir muhitte yaşamayı tercih edermiş ama annesi bu mahalleden kopamadığı için ne yazık ki taşınamıyormuş!..
Nazmiye Teyze "Mahallemi ve komşularımı kimselere değişmem."derken sesindeki samimiyetine rağmen Selim'in burun kıvıran halleri gözümden kaçmadı. Başından beri hoşlanmadığım bu adam tam tahmin ettiğim gibi geldiği yeri unutmuş sonradan görmenin tekiydi. Böyle bir kadından böyle bir çocuk, aklım almadı.
Yemekten sonra masayı Nazmiye Teyze'yle beraber topladık. Yanımızda olmaktan pek de memnun görünmeyen Selim birkaç telefon görüşmesi yapmak için izin isteyip odasına gitti. Nazmiye Teyze ile başbaşa kaldığımızı düşünüp keyifle çayımı yudumlarken yanıldığımı çok geçmeden dönünce anladım. Annesi onun için çay getirmeye gidecekken engel oldum.
"Benimki de bitti sayılır. Sen zahmet etme, ben hepsini katıp gelirim."
Mutfağa gittiğimde pencereyi açıp derin bir nefes aldım. Selim'le aynı ortamda havasız kalmış gibiydim. Soğuk bakışları ve tavırları canımı sıkmıştı.
"Allah'ım şu gece bir bitsin, bir daha bu adam evdeyken tövbe adımımı atmayacağım."
Çayları doldurup elimde tepsi salona girecekken Nazmiye Teyze'nin sözleriyle kalakaldım.
"Gül gibi kız oğlum. Nesini beğenmedin anlamadım ki? Hem güzel, hem becerikli, hem akıllı... Leyla'dan daha iyisini mi bulacaksın?Hatırım için şu kıza alıcı gözüyle bak, yanıldığını anlayacaksın."
Duyduklarım gerçek mi, yoksa beynim yanlış mı algılıyor? Görücüye çıkmışım, haberim yok.
"Anne, senin hatırın için bu yemeğe katıldım. Kızı da gördüm. Lütfen daha fazla ısrar etme."
Adama bak sen! Sanki seninle evlenmeye can atıyorum.
"Oğlum kaç yaşına geldin. Ağabeyin evlendi iki de çocuğu oldu. Senin mürüvvetini göremeyecek miyim ben?"
Ah Nazmiye Teyze! Her anne gibi oğlunun yuva kurduğunu görmek istiyor. İstiyor da gelin adayın yanlış. Bilmiyorsun; ben geçmişini, kim olduğunu bile hatırlamayan biriyim. Kalbini de kahramanına kaptırmış bir bahtsız. Şu sirke suratlı oğluna başka birini bulamadın mı?
"Anne... O kızla ben olmaz. Hem yaşı kaç bu kızın? Yirmi, yirmi bir?... Ben otuz iki yaşındayım. Küçük değil mi bu kız?"
"Yaşını sormadım ama o yaşlardadır. Hem ne varmış yaşınızda? Kadın erkek arasında yaş farkının olması iyidir."
"Anne yapma. Tamam güzel kız ama davul bile dengi dengine."
Bak sen, davul bile dengi dengine ha!
"Oğlum laf mı şimdi bu dediğin? Yumurtadan çıktın da kabuğunu mu beğenmiyorsun? Okudun da adam mı oldun? Demek Leyla'yı kendine layık göremedin öyle mi?"
Yürü be Nazmiye Teyze kim tutar seni? Şu oğlana iyice bir haddini bildir. Boşuna sevmiyorum bu kadını.
"Anne yanlış anladın. Ben öyle demek istemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)
Tajemnica / ThrillerGeçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan Leyla ile ölümle defalarca yüzleşmiş ve bu dünyada kendisi için bir hayali olmayan Ali'nin hikayesi... Umutlarını kaybettikl...