Bölüm 17

5.1K 627 2.1K
                                    

Pera-Sensiz ben

Ali kollarımdan sıkı sıkı tutmuş bir yandan canımı yakıp bir yandan hesap sorarken aklımın içinde dönüp duran sorularla kalakalmıştım. Sibel ablanın verdiği onca taktiği buruşturup çöpe at, geriye kalan bir adamın kıskançlığıydı. Aklımın ucundan bile geçmeyen  Selim'in, hiç bir art niyet taşımadığını bildiğim için o kadar rahatken Ali'nin kıskanması olacak iş değildi.

"Sana söylüyorum Leyla! Cevap ver!"

O çatık kaşları ve yine öfkeden koyulaşıp laciverte dönüşen gözleriyle  bana bakarken içimden gelip tutamadığım bir kahkahayla salıverildim. Gözlerimden yaş gelene kadar güldüm. Şaşkın ama bir o kadar da öfkeli haliyle beni seyredip halime anlam vermeye çalışıyordu.

"Bu ne şimdi? Sorduğum soru çok mu komik?"

Ne kadar susmaya çalışırsam çalışayım gülmeme engel olamadım. Kahkahalarımın arasında "Sen... Beni... Selim'den mi...  kıskandın?.. Selim'den... Beni... " dedim.

"Ne kıskanması? "

"Bu halin ne o zaman?... Hadi itiraf et kıskandın."

"Bak hala gülüyor. Yok öyle bir şey. Ben kimseyi kimseden kıskanmadım."

Derin derin nefes alarak sakinleşmeye çalıştım. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti. Karnımı tutup "Selim'den bahsediyoruz Ali. Hani zamanında beni kendine layık görmeyen adamdan. Evlenince kıymete binmiş olamam değil mi?" dedim.

Sözlerim karşısında çatık kaşları düzeldi. Ben biraz daha iyiydim.

"Erkek değil mi? Ne malum, belki fikri değişti."

"Ali saçmaladığının farkında mısın? "

Evet saçmalıyordu. Değişen yüz ifadesinden bunu kendisinin de farkettiği anlaşılıyordu. Konuyu daha fazla uzatmayıp uyumaya karar verdik. Yatağa yattığımızda alıştığım için utanma hissini bir kenara bırakmış Ali'ye sarılmıştım.

"Yarın Nazmiye Teyze'ye gidip Selim nasıl bir baksam..."

Başını geri çekip yüzüme bakmaya çalıştı. Ağzımdan çıkan kıkırtıya engel olamazken yüzümü göğsüne yaslayıp daha sıkı sarıldım.

"Leylaa!.."

Bu defa başımı gömdüğüm sıcacık göğsünden çekip yüzüne baktım.

"Bir teşekkür bile edemedim. Sonuçta arkadaşımı kurtardı."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ama yüzümdeki muzip gülümsemeyi saklamadım. Sinirlenmiş gibi yapıp "İnadına mı yapıyorsun?" dedi.

"Yoo..."

Çenesini başıma dayadığında başımı yuvasına, sıcacık göğsüne yasladım.

"Bensiz Nazmiye Teyze'ye gitmek yok. O kadar görmek istiyorsan beraber gideriz. Teşekkür edeceksen yanımda edersin."

Bir erkek sevdiği kadını kıskanırdı. Demek ki Ali beni gerçekten seviyordu. Nedenleri, acabaları bir kenara bırakıp gönül rahatlığıyla uykuya daldım.

Sibel abla'ya olanları anlatırken önce endişe ile hayıflanmış, Burcu'nun sağ salim kurtulduğunu öğrenince rahatlamış, polisi beklemeyip kendi başımıza hareket etmemize kızmış, Ali'nin kıskançlığına kahkahalarla gülmüştü.

"Ben sana söylemedim mi Ali sana aşık diye. Al sana ispatı. Demek ki doğru yoldayız."

"Eee?.. Ne olacak şimdi? Ali kıskansın diye saçma sapan şeyler yapmayacağız değil mi?"

ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin