Gripin - Sen gidiyorsunFinale sayılı bölümler kala sürpriz bir bölümle geldim. Keyifli okumalar...
Ağzımdan istemsizce dökülen kelime karşımdaki adamın kalbini nasıl kırdıysa benim de yüreğimi yakmıştı. Kahrolası geçmişim yine yakamı bırakmamış, beynimin en ücra köşelerine atmak istediğim anılar yine benliğimi ele geçirip uğruna ölecek kadar sevdiğim adama hayır demiştim. Daha ağzımdan çıkar çıkmaz pişman olmuştum oysaki...
Ne dediğimi idrak ettiğimde gözlerinde gördüğüm hayal kırıklığına rağmen bir şey demedi. Sessizce elindeki kutuyu masaya bıraktı. Zoraki bir gülümsemeyle yüzümü avuçlarına hapsedip alnımdan öptü.
"Seni anlıyorum..."
Alnımı alnına dayadığında güç almak istercesine bileklerinden tuttum. Gözlerimiz kapalı kısa bir süre sessizliği dinledik. Ellerini çekip başka bir şey demeden gittiğinde gözümden akan yaşlarla öylece bakakaldım ardından.
Ne ben dudaklarımdan dökülen kelimenin yüreğimden geçen olmadığını diyebildim; ne o ısrar edip ikna etmeye çalıştı. Anlıyormuş beni... Gerçekten anlıyor muydu?
Ruhum gidişiyle üşürken bir süre ne yapacağımı bilmeden dizlerimin üstüne çöküp ağladım. Gitmesini istemiyordum, yıllarca yokluğuyla baş edebilmek için uğraştığım halde başaramamıştım. Ruhumun bir yanı kayıpmış ve onunla tamamlanıyormuş, bilemedim. Hem kendi aptallığıma hem de onun yine anlamadan gidişine ağladım.
Kendime gelmemi sağlayan çocuklar oldu. Ağlaya ağlaya biraz olsun içimdeki zehiri akıttıktan sonra ayağa kalktım. Onlar gelmeden ortalığı toplamalıydım, topladım da. Mumları tek tek söndürdüm. Etrafa saçılmış gülleri toplayıp mumlarla beraber çöpe attım. Masayı da toplayıp yüzüğün olduğu kutuyu alıp odama çıktım. Komodinin üzerine bıraktım. Pijamalarımı giydiğimde odadan çıkmadan önce kadife kutuyu elime alıp açtım. Yüzümdeki buruk gülümsemeyle ışıl ışıl parlayan yüzüğe baktım. Benim için tam da istediğim gibi sade ve şık...
Aşağıya indiğimde tek korkum abimler geldiğinde onlara nasıl bir açıklama yapacağımdı. Ali'yi soracaklardı, ne diyecektim?
Korktuğum gibi olmadı. Abim ve çocuklar kapıdan neşeyle girdiğinde Ali de yanlarındaydı. Şaşkınlığımı üstümden atıp Ali'nin yüz ifadesinden ne halde olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da çocukları dinlemeye çalışıyordum. Tabi ne kadar başarabildiysem artık.
Ömer ''Sen uyumuyor muydun anne?" dediğinde anlamadım. Bakışlarım Ali'ye kaydığında abim ondan önce konuştu.
"Yorgun olduğun için erkenden yatmışsın ya Leyla, Ali de bir işi çıkmış hani, otoparkta karşılaştık."
Demek ki Ali gitmemiş, otoparkta beklemiş. Buna sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Kafa karışıklığı içinde "Haa..." diye saçmaladıktan sonra Ömer'e dönüp" Uyuyordum oğlum. Çok susamışım, su içmek için kalktım."diye aklıma gelen ilk yalanı uydurdum.
Zeliha ve Ömer'in elinden tutup merdivenlerden çıkarken "Anlatın bakalım, film nasıldı? Eğlendiniz mi?" diye sordum. Çocuklar birbirlerinin lafını böle böle heyecanla filmi anlatırken abim ve Ali de arkamızdan geliyordu. Abim iyi geceler dileyip odasına gittiğinde çocukların odasına girmiştik. Yattıkları halde hala etkisinden kurtulamadıkları filmi anlatmaya devam ediyorlardı.
"Uyuyun artık, yarın okul var unuttunuz mu?"
Ömer sevinçle "Anne, baba bir dahaki sefere hep beraber gidelim mi?" diye sorduğunda Ali'ye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerGeçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan Leyla ile ölümle defalarca yüzleşmiş ve bu dünyada kendisi için bir hayali olmayan Ali'nin hikayesi... Umutlarını kaybettikl...