Kulaklarımda önce bir uğultu gibi gelen sesler netleştiğinde gözlerimi açmak istemesem de kırpıştırarak açmaya çalıştım. Göz kapaklarımda tonlarca ağırlık varmış gibi hissediyordum. Hala uykum vardı ama sabah olduğunu ve kalkmam gerektiğini biliyordum. Gözlerimi açtığımda gördüğüm kalbimin olduğundan hızlı çarpmasına neden olan adamın yüzüydü. Yan dönmüş bir kolu belimde, bir kolu başının altında bana bakıyordu. Ne zamandır beni izlediğini bilmiyordum. Halinden memnun bir o kadar neşeli ve gülümseyen gözleriyle "Günaydın,"dedi. En rahat halimle kollarımı açıp gerindim. Ona dönerek iki elimi yanağımın altına koyup karşılık verdim."Günaydın."
Gözleri göğüslerime kaydığında geceliğimin açıkta kalan yerlerine bakıyordu. Gece vücudumun her yerini gören adamdan, kocamdan hala utanmam normal mi? Utandığımı anlayınca gülümsemesi daha bir hınzır hale geldi. Belimdeki eliyle beni kendine çekti. Gözleri göğüslerimden dudaklarıma çıkınca şu hiç laftan anlamayan kalbim yine söz dinlemez hale geldi.
"Utandığında çok daha güzel oluyorsun." Bu sözüyle deli kalbim galiba rotasından çıktı. Dudaklarımı dudaklarına hapsetti. Arsız duygularım geri çekildiğine üzülse de ikimiz de kalkmamız gerektiğini biliyorduk.
Dışarıda Sibel ablanın ve Aslı'nın günlük sabah koşuşturması sürerken "Seni gördüklerine çok sevinecekler," dedim.
"Kalkalım o zaman,"dediği an kapının çalınmadan açılmasıyla panikle yataktan doğruldum. Amcasının döndüğünden haberi olmayan Aslı "Yenge!" diye içeri dalmış uyandırmak istiyordu.
Amcasını görünce şaşırıp "Amca!" diye çığlığı bastı. O Ali'nin kucağında yerini alıp öpücüklere boğarken Sibel abla'da arkasından içeri girdi.
"Aslı, amcan olsun olmasın kapı vurulmadan içeri girilmez." Elindeki t-shırtü Aslı'ya giydirmek için uğraşıyordu anlaşılan. Çünkü Aslı'nın altında pijaması, üstünde atleti odaya girmişti. Tabi Ali'yi görmeyi beklemediği için yatakta ikimizi birlikte görünce "Ali!" diye önce çığlığı bastı, sonra elleriyle yüzünü kapatıp özürleri arasında arkasını döndü.
Sibel abla'nın çığlığına ''Ali mi?... Abim mi geldi?" diye Aykut ve Deniz de odaya dalınca, işte şimdi rezil olmuştuk. Yatakta Ali'yle olmam bir yana üzerimdeki gecelik aklıma gelince örtüyü üzerime çekip açıklığımı elimden geldiğince kapatmaya çalıştım. Ali, Sibel abla ve Aslı'ya bir şey demezken Aykut ve Deniz içeri girince yüz ifadesi değişti. Aykut ve Deniz de bizi görünce Sibel abla gibi tepki verip arkalarını döndüler.
Sibel abla elini geriye doğru atıp "Aslı! Gel buraya" dediğinde Ali, Aslı'yı kucağından indirip ayağa kalktı. Üstünü düzeltip arkalarını dönüp dışarı çıkmayı akıl edemeyen Aykut'u Deniz'i dışarı gönderdi. Sibel abla da Aslı'nın kolundan tuttuğu gibi özür dileyerek odadan çıktı. Ali kapıyı kapatıp ofladı. Ben hala örtüyü sıkı sıkı tutmuş utançtan kıpkırmızı bir halde Ali'nin vereceği tepkiyi bekliyordum.
Bana gülümseyip "Ayrı eve mi çıksak? "dedi. Ciddi olmadığının farkındaydım. Sözlerine gülümsedim.
"Basıldık." Örtüyü üstümden çekip dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. Elimden tutup ayağa kaldırdı. Belimden tutup kendine çekti ve saçlarımı koklayıp öptü.
"Güneşim..."
İlk defa böyle hitap ediyordu. Başımı kaldırıp yüzüne soran gözlerle baktım.
"Merak etme bir daha kapıyı çalmadan gireceklerini sanmıyorum."
Ben neden güneşim dediğini merak ederken o biraz önce olanlar için açıklama yapıyordu. Ne kadar merak etsem de şu an için bir şey demeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerGeçmişi hakkında hiçbir şey hatırlamayan Leyla ile ölümle defalarca yüzleşmiş ve bu dünyada kendisi için bir hayali olmayan Ali'nin hikayesi... Umutlarını kaybettikl...