Bölüm 50

3.4K 418 572
                                    


Mehmet Erdem - Sensiz Ben Olamam

Finalden önce son bölüm...

Ali'nin ölme ihtimaliyle canım o kadar yandı ki o an için gözüm hiçbir şey görmedi. Karşımda pis pis sıratan adamı gerçekten öldürmek istedim. Tetiği çektiğimde iki silah sesi yankılandı depoda. Elimdeki silahtan çıkan kurşun  Cemil'in omzuna isabet ettiğinde, o tetiği çekmeden başka bir silahtan çıkan kurşunla vuruldu. Gözlerimin önünde sendeleyip birkaç adım ilerledikten sonra yere düşüşünü izlerken şok olmuş halde, onu vuran Oğuz'u gördüm.  Elimdeki silah yere düştü.

"Leyla! Ali!"

Oğuz, Cemil'in öldüğünden emin olduktan sonra hemen yanımıza geldi. Üzerindeki kurşun geçirmez yeleği çıkarırken ben neden Ali'nin o yelekten giymediğini anlamaya çalışıyordum. Oğuz'sa bir yandan Ali'ye kızıyor bir yandan da bu defa gömleğinin düğmelerini çözmeye çalışıyordu. Yere diz çöküp çıkardığı gömleği Ali'nin göğsüne bastırdı.

"Leyla, Ali'nin kanamasını durdurmalıyız."

Elim titreyerek dediğini yaptım.

"Sen iyi misin?"

Başımı sallamakla yetindim. Gözümden akan yaşlar Ali'nin yüzüne düşerken "Oğuz, Oğuz o ölüyor! "dedim çaresizce. Ali'nin gözleri kapanıp başı yana düştüğünde "Oğuz, Oğuz yardım et!" diye çığlık attım.

"Leyla, sakin ol. Sadece bayıldı. "

Elimin altında atan kalbi zayıflarken dediğini yapmak çok zordu. Başka bir polis memuru kapıda belirdiğinde hemen ambulans çağırmasını söyledi.

Ellerimiz Ali'nin kanına bulanmış bir halde ambulansın gelmesini bekliyorduk. Oğuz bir eliyle  Ali'nin yüzünü sıvazladı.

"Sakın kardeşim, sakın. Bu aileye iki acı yeter."

Ne kadar zaman bekledik bilmiyorum. Ambulans geldiğinde Ali'ye müdahale edilirken Oğuz beni zorla yanından uzaklaştırdı.

Ambulansa bindirildiğinde onunla gitmek istedim, izin vermediler. Ekip otosuna binip ambulansın peşinden hastaneye ulaştık. Acilden giriş yaptığımızda doktor ilk muayenesini yapıyordu.

Bekletmeden "Çabuk ameliyathaneyi hazırlayın," dediğinde peşinden gittik. Onlar içeri girdiğinde biz kapının dışında kaldık. Ali'yi kaybetme korkusu bütün benliğimi ele geçirmiş durumdaydı. Elim kolum bağlanmış ağlamaktan başka elimden bir şey gelmiyordu. Oğuz kolumdan tutup duvarın dibindeki banka oturttuğunda istediğim tek şey onun iyi olacağını duymaktı.

"Oğuz ona bir şey olmayacak değil mi? Hepsi benim yüzümden, Cemil belasını onun başına saran benim, hepsi benim yüzümden."

"Leyla, Leyla beni dinle. Kendini suçlamayı kes."

Nasıl suçlamazdım? Eğer Ali ile evlenmeseydim Cemil ona zarar vermeyecekti. Bu olanlar, her şey benim suçumdu.

"Ali arayıp sana ulaşamadığında senin ölme ihtimalinden öyle çok korktu ki tüm uyarılarıma rağmen o yeleği giymedi. Sana bir şey olduysa kendi de ölmek istedi. Anlıyor musun beni?"

Bilerek yeleği giymemiş. Bile bile kendini ateşe atmıştı.

"Dua et Leyla, dua etmekten başka çaremiz yok.."

Tamam dercesine başımı salladım. Ayağa kalkıp biraz uzaklaştıktan sonra telefonuyla birilerini aradı.

Zaman ne kadar geçti bilmiyorum. Beklemek ne kadar zormuş. Günlük koşuşturmamızda zaman su gibi akıp giderken şimdi durmuş ilerlemiyor gibiydi. Ben çaresiz halimle ve  gözümden akan yaşlarla dua ediyor; Oğuz endişe içinde dolanıyor, içeriden gelecek iyi haberi bekliyorduk.

ÇIKMAZ SOKAK (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin