•31• ~Kayıp Parça~

388 94 36
                                    


<><><><><><><><><>
Yeniden merhaba sevgili okuyucularım.

Yorum yapan ver bana destek olan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.

Ve sen hayalet. Sanada merhaba:) Umarım keyif alıyorsundur okurken. Ben de kitapları hayalet okuyucu olarak okurdum önceleri. Yazmaya başlayana kadar bunun önemini anlayamadım. Yaptığımız en ufak bir yorumum bile o satırları yazan kişileri ne kadar mutlu ettiğini bilmiyordum. Bu yüzden sana söyleyecek bir sözüm yok. Zorla vote ve yorum isteyecek falan da değilim. Sadece merhaba demek istedim ama merak ediyorum kitabım hakkındaki değerli düşünceni!

Hepinize keyifli okumalar diliyorum.

_sonsuzsiyah_


<><><><><><><><><>

__________________

__________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________________

Hava kalkanının mavi ışığı altında ne kadar saklanmak ve yok olmak istesem de görünüyordum. Karanlık hiç olmadığı kadar iyi geliyordu artık bana. Gergin ve yorgun bir nefes daha ciğerlerimden çıkıp kasvetli havaya karıştı. Yine geçmişte yaşadıklarımı tekrar ediyordum sanki. Ama bu kez farklıydı. Daha yakın ve daha etkiliydi. Kalabalığın arasında yok olmak istesem de bir safkan olmak bu isteğimin imkansız olduğunu kanıtlıyordu. Yine tüm gözler üzerimizdeydi.

Melezlerin sayısı bu kez daha azdı. Safkan Deragas'ın aksine safkan Andrew'in cenazesi biraz daha sakindi. Yine de ülkenin yarısı yine zümrüt şehrindeki meydanda toplanmıştı. Melezler bir yana safkan Andrew'in öğrencisi olduğumu bilen safkanların bakışlarına da maruz kalıyordum.

Kesik bir nefes daha alırken koluma girerek bana destek olan Sandra yavaşça koluma dokundu. Ona baktım. Karşımda acıma duygusuyla harmanlanmış bir surat gördüğümde, ne kadar kötü göründüğümü tahmin etmeye çalıştım. Uykusuzluktan kan çanağına dönen gözler, özensiz kıyafetlerle daha da güçsüz görünen silüet. Keşke saçlarımı toplamış olmasaydım. O zaman belki yüzümü saklayabilirdim.

Ben ona muhtemelen en ifadesiz yüzümle bakarken başıyla gitmemiz gerektiğini ifade etti. Başımı yere indirip beni yönlendirmesine izin verdim. Cenaze töreni başlamak üzereydi. Sandra beni diğer safkanların olduğu yere, havuzun yanına kadar götürdü. Burada olmak istemiyordum. Maydanın baş köşesinde yükselen bina demirden altı direği olan ve etrafı kalın siyah perdelerde çevrili bir yapıydı.

Az önce kapının orada duruyordum. Şimdi ise havuzun sol yanında. Meydandaki kalabalıktan sıyrılmış olmaktan mutluydum ama gelmek istediğim yer kesinlikle burası değildi. Burada en son görmek istediğim görüntüye doğrudan bakıyordum. Havuzun bitiminde, sabit, ağır ve oymalı bir masanın üzerine yerleştirilmiş siyah tabut tam karşımdaydı.

SURGERE ~ |Renkler Savaşı 1.Kitap| ጀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin