<><><><><><><><><><><>
Merhaba...
İyi okumalar dilerim.Düzenleyip tekrar yüklediğim bölümlerin bitmesine fazla kalmadı.^^
Yorumlarınızı bekliyorum.
_sonsuzsiyah_
<><><><><><><><><><><>
~
Ben Brian'ın ölümüne neden olmuştum. Jason'un tereddütsüz sözleri hiçbir şüpheye, ihtimale yer vermeyecek kadar kesindi.
Bu neden bu kadar çok sıkıyordu canımı. Başkası olsa bu kadar üzülür müydüm? Hiç sanmıyordum.
Bu Brian yüzündendi. Ne ara benim için bu kadar önemli olmuştu ki? Duygularım... Kendime bile itiraf edemediğim ve kabullenmekten kaçındığım duygularım şimdi beni ele geçirmişti. Ona aşık değildim. Hayır. Aşkın ne demek olduğunu bilmezdim ben ama bu hissettiğim aşk değildi. Kesinlikle değildi. Ona değer veriyordum. O kötüydü, hayindi ve ne yazık ki benim için değerliydi. Onu önemsiyordum, her şeye rağmen.
Başından beri onunla olan kavgam da bu yüzdendi zaten. Onunla kavga etmeyi, tartışmayı sevmiştim. Ona engel olabileceğimi düşünmüş, onun ne kadar kötü biri olabileceğini görmemiştim. O kitabı elinde görene kadar. O zamana kadar aklım başımda değildi, bundan emindim.
Aramızdaki o saçma kavga yüzünden sürekli tekrarlayan olaylar zincirinde sıkışmıştım. Ama onun elinde yasak kitabı gördüğümde onun kavgasının sadece benimle olmadığını fark etmiştim sanunda. O tehlikeliydi ve ben göz yummaya devam edersem birilerine zarar verecekti.
O anda uyanmıştım. Artık kendimdeydim ve ne yapmam gerektiğini biliyordum. Safkan Andrew'e onun ne yaptığını anlatırken de, gideceğini duyarken de hiçbir şey hissetmemiştim. Ne iyi ne kötü. Uyanmıştım. Gitmesi sorun değildi artık benim için. En azından öyle olduğunu düşünmüştüm.
Yanılmışım ne yazık ki. Hâlâ ona değer veriyordum. Jason karşımda soğuk bir ifadeyle Brian'ın sonunun geldiğini söylediğinde öylece kalmıştım. Boğazım düğümlenmiş bir halde konuşamadan...
O hala bana bakarken ben zorlukla ayağa kalktım. Bir an önce yemek salonundan çıkmak istiyordum. Titreyen ayaklarımla üşüyor olmama bir kez daha lanet edip yürümeye başladım. Jason beni durdurmak için neyseki bir şey yapmamıştı. Bu durumda onu fena halde kırabilirdim. Tepki veremediğim için patlamaya hazır bir halde duruyordum. Jason durdurmaya kalksaydı ona kusabilirdim içimde kalan onca şeyi.
Kalabalığın arasından geçip koridora çıktım. Başımı yerden kaldırmadan hızlı adımlarla ilerledim. Koridorda nöbetçi askerlerin yanı sıra yemeğini yemiş ve yemeğini yemek üzere gelen pek çok melez vardı. Onlar önümde eğilirken ben onları görmüyordum bile. Odama kadar aynı şekilde ilerledim. Odanın kapısını yanımdaki anahtarkart ile açıp içeriye girdim. Safkan Andrew'in yanına gitmem gerekiyordu oysaki.
Kapattığım kapının ardında birkaç dakika derin nefesler aldım. Ardından oradan ayrılıp pencerenin önüne ilerledim yavaşça. Siyah perdeleri aralanmış, yere kadar uzanan boyu ile tüm bahçeyi ayaklarımın altına seren pencerenin kenarına yaslandım. Bahçenin ardında uzanan zümrüt şehrini izlerken son kez verdin nefesimi. Artık kendimi tutmama gerek kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SURGERE ~ |Renkler Savaşı 1.Kitap| ጀ
Fantasia✖ TÜM HAKLARI SAKLIDIR. ✖ 23/06/18 yükseliş #5 11/03/18 fantastik #82 |Renkler Savaşı 1.Kitap| Sonunda her şeyimi kaybedeceğimi bildiğim bir yolda durmadan ilerledim. Büyük bir sırrın peşinden koştum. Birçok düşman vardı etrafımda, pek çok dostumun...