<><><><><><><><><><><>
Yorum yaparak düşüncelerinizi benimle paylaşın. Şimdiden teşekkürler._Bölüm İthafı_
MorrKalpli<><><><><><><><><><><>
___________
___________
~Siyah araba hafif bir frenle durdu. Safkan Andrew in ardından arabaya bindim. Araba hareket etmek için yolun açılmasını beklerken kafamı cama yaslayıp kalabalığı izlemeye başladım. Kral ve prensler çok sayıda askerin koruduğu arabayla kalabalığın içinden geçerek saraya doğru yola çıktığında halk dağılmaya başladı. Litore kıtasının dört bir yanından gelen akademi eğitmenleri ve Nigrum halkı meydanı doldurmuştu. Hala adım atacak yer yoktu. Safkan Deragas ülkedeki en yaşlı safkanlardan biriydi. Kıtada onu tanımayan Nigrum yoktu neredeyse. Ölümü halkta büyük etki yaratmıştı. Gerginlik elle tutulur cinstendi. Çok fazla şüphe vardı. Etrafta dolaşan, birdenbire ortaya atılan cinayet söylentisi neden olmuştu bu huzursuzluğa. Halk krallarının açıklama yapmasını bekliyordu. Ancak kral açıklama yapmamıştı. Niyeti de yoktu. Bunun yerine asker sayısını arttırmıştı. Özellikle başta zümrüt şehri olmak üzere tüm ülkede hem de.
İki katına çıkan asker sayısıyla, bizi her zaman gözetleyen gözlerin sayısı da artmıştı. Meydan kralın ayrılmasına rağmen saraya dönmeyip nöbet tutan saray askerleriyle doluydu.
Safkan Deragas ın cenazesi kıtadaki hayatı durdurmuş gibiydi. Kral halkın meydanda toplanmasını istemiş ardından da askerlerini meydana yığmıştı adeta. Ne olmasını bekliyordu ki? Bu kadar çok askerin burada olmasının sebebi neydi? Bu kadar askerin varlığından dahi haberim yoktu.Cenaze törenleri kısa sürerdi ancak oluşan kalabalık yüzünden bir saattir bu meydanda törenin bitmesini beklemiştik.
Cenazeler diğer renk ırklarının yaptığı gibi gömülmezdi. Özel olarak hazırlanmış havuzlara tabutlarıyla bırakılırdı. Havuzun etrafına eryid kristali yerleştirilirdi. Tabutun içinde ise çok sayıda walej kristali olurdu. Suyun içine tabutun bırakılmasıyla suyun üzeri çiçeklerle kapatılırdı ve tören sona ererdi. Havuzun içindeki bu eryid kristali suyu zehirlerdi walej kristali de etkilenerek kendisini yok etmeye başlardı. Bir gün bile geçmeden kristal tabutla birlikte yok olur, cesedi tamamen yok ederdi. Geriye hiçbir şey kalmayana kadar. Biraz acımasızca olsa da Litore adasında Heva kalkanı tarafından hapsedildikten sonra, yaklaşık üçyüz yıldır ölüleri gömmüyorduk. Böyle bir lüksümüz yoktu.Kalabalık iyice azaldığında araba yavaşça harekete geçti. Meydandan çıktığımızda zümrüt şehrinin sokaklarında bizimle birlikte ilerleyen yedi araba saraya doğru yola çıktı. Sarayda görevli yedi safkan da cenazede bir aradaydı. Törende çok sayıda safkan vardı, zümrüt şehrine yakın olan safkanlar da gelmişti törene.
Törende, gelen safkanların tamamını görme fırsatım olmuştu. Sandra, Jason ve Brian ile kralın yakınında eğitmenlerimizin yanında beklemiştik törende. Nigrumların çoğunun bakışlarını üzerimizde hissetmiştim. Safkanlar, güçlü yenilmez varlıklardı. En azından melez Nigrumlar için bu böyleydi. Küçük melezlere okullarda, safkanların ne kadar önemli olduğu ve onlara saygı duyulması gerektiği anlatılırdı. Ben safkan olduğumu öğrendiğimden beri bir kez bile kendimi o kadar da güçlü hissetmemiştim.
Evet bir melezden çok daha güçlü varlıklardık. Ama bence bir farkımız yoktu. Melezler de ölümsüzdü ve büyü yapabiliyordu. Daha güçlü olmamız bizi bu kadar farklılaştırmamalıydı bana göre. Ama asırlardır geçerli olan kurallar değişmiyordu. Melez Nigrum halkı her ne kadar bize saygı duysa da bunun yanında korkuyorlardı da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SURGERE ~ |Renkler Savaşı 1.Kitap| ጀ
Fantasi✖ TÜM HAKLARI SAKLIDIR. ✖ 23/06/18 yükseliş #5 11/03/18 fantastik #82 |Renkler Savaşı 1.Kitap| Sonunda her şeyimi kaybedeceğimi bildiğim bir yolda durmadan ilerledim. Büyük bir sırrın peşinden koştum. Birçok düşman vardı etrafımda, pek çok dostumun...