•11•~Zayıf Işık~

792 145 27
                                    

<><><><><><><><><>

Düşüncelerinizi yorum yaparak benimle paylaşın lütfen. Şimdiden teşekkürler.
_sonsuzsiyah_
<><><><><><><><><><>

______________

______________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

______________

~

Lena, Marcus un ona yatması için gösterdiği odaya girdi. Odanın duvarları evin geri kalanında olduğu gibi beyazdı. Büyük pencerede perde yoktu. Umrab şehri pencereden muhteşem görünümüyle karşısındaydı. Şehir binaları genel olarak yüksekti. Zümrüt şehrinde bile bu kadar yüksek bina yoktu. Umrab şehrinin manzarası Zümrüt şehrinin manzarasından bile daha güzeldi. Yüksek binalar ışık küreleriyle aydınlatılmıştı.


Odada bir yatak ve iki kapılı küçük bir dolap haricinde yerde mor bir halı vardı. Yatak kapının hemen solundaki duvarın yanına yerleştirilmişti ve dolap da kapının hemen sağındaki duvara dayalıydı. Dolabın üzerinde bir ayna vardı.

Lena kapıyı kapattı ve yatağa oturdu. Kıyafetleri tozla kaplıydı ve duman kokusu sinmişti. Seçeneği yoktu bu kıyafetlerle kalmak zorundaydı. Yatağa uzanıp kollarını beline doladı ve bacaklarını kendine çekti.

Pişman mıydı?...Bunun cevabını vermek şu anda çok zordu onun için.

Heva kalkanını araştırmaya kalkmasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı belkide. Mutlu bir hayatı vardı. İyi bir işi ve yanında olan ailesiyle sıradan mutlu bir hayat. Bir anda her şey mahfolmuştu. Artık o ölü biriydi. Ailesi çok üzülecekti. Ailesi...pişman olacaksa bile sadece bu yüzden olabilirdi.


Ama hayır pişman değildi... Emin olduğu tek şey yaptıkları yüzünden gerçekleri öğrenmiş olmasıydı. Ailesi için üzülüyordu ama alışacaklardı. Tıpkı onun yapacağı gibi onlar da onun yokluğuna alışacaklardı. Öldüğünü kabul edeceklerdi. Bir daha asla geri dönemezdi. Ne evine ne de akademiye.


Öğrendiklerinden sonra zaten buradan ayrılmayı istemiyordu. Heva kalkanı ile ilgili yaptığı araştırma yüzünden zamanla bazı şüphelere kapılmaya başlamıştı. Ve şimdi öğrendiklerinden sonra haklı olduğunu anlamıştı. Kralları masum değildi. Tam beşyüz yıl süren ve hala devam eden esaretlerinin tek sebebi belkide kraliyet ailesiydi. Savaş hala devam ediyordu. Ama artık Nigrum halkının düşmanı diğer renk ırkları değil, krallarıydı. Ama Nigrum halkı krallarına o kadar güveniyordu ki, gerçeği göremiyorlardı. Kral kolayca saklıyordu yaptıklarını, çok güçlüydü.

SURGERE ~ |Renkler Savaşı 1.Kitap| ጀHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin