Ethan'a bağırmıştım. Ama bu hiç kolay olmamıştı. Yanlış bir şey yapmamıştım. Peki neden üzülüyordum?
Ethan sıraya daha da yerleşerek gülmeye devam etti. Gamzeleri tekrar belirmişti. Elini saçlarıma yaklaştırdı. Örgümü aldı ve oynamaya başladı.
"Neye gülüyorsun? Komik mi?"
"Hayır, komik değil. Sadece çok şirinsin. Beni kıskandın mı?"
"Evet! Yani hayır."
"Emma o benim kardeşim Ariana."
"Bir gün onunla tanışmak isterim."
"Tabi, en kısa zamanda sizi tanıştırırım."
Her zaman rezil olmayı becerebiliyordum. Ama bu seferki hepsinden daha beterdi.
"Özür dilerim. Sana sert çıktım Ethan."
"Önemli değil. Bu beni üzmedi. Aksine bazı şeylerin farkına vardım."
İçimdeki sıkıntı geçmişti. Galiba hayatımda ilk defa birinden hoşlanıyordum. Sonunda kendime bunu itiraf edebilmiştim. Onu hemen kaybetmek istemiyordum.
Bende kafamı sıraya koyarak ona bakmaya başladım.
Ethan'ın gözleri mavi değil miydi?Şimdi derin kuyular gibi simsiyah görünüyorlardı.
"Ethan senin gözlerin mavi değil miydi?"
"Evet, mavi ama gözlerimde sorun olduğu için lens takıyorum . Belki ondan farklı gelmiştir."
Ethan'ın sesi kulaklarımdan geçip beynimin derinliklerinde kayboluyordu.
Gece o kadar az uyumuştum ki çok uykum vardı. Gözlerim yavaş yavaş aydınlığa veda ederken kendimi uykunun kucağına bırakıyordum.
Uyandığımda ilk gördüğüm Ethan'ın mavi gözleri oldu. Ben uyurken lensini çıkarmış olmalıydı. Yüzümde beliren tebessüme engel olamadım. Kafamı sıradan kaldırdım ve etrafıma baktım. Sınıf bomboştu.
Esneyerek Ethan'a sordum.
"Herkes nerede?"
"Öğle yemeğindeler."
"Neden bu saate kadar beni uyandırmadın? Coğrafya sınıfına gitmeliydim."
"Uyurken seni izlemek çok güzeldi."
"Böyle şeyler söyleme. Beni utandırıyorsun."
"Söyleme dediğin için artık daha çok söyleyeceğim."
Böyle dedikten sonra kahkahalara boğuldu. Benimle uğraşırken çok mutlu görünüyordu.
Omzuna hafifçe vurarak saçını çektim.
"Çocuk musun sen? Yaramazlık yapma."
Kahkaha atmayı bırakıp hayran hayran bana bakmaya başladı. Böyle bakması için ne yapmıştım ki? Biraz utanıp konuyu değiştirdim.
"Biz de yemeğe gidelim. Acıktım."
"Doğru, senin bana sözün vardı değil mi? Ne yemek istersin Emma?"
"Peynirli sandviçe hayır diyemem."
"Ben de acıktım ama ne yiyeceğim bilmiyorum."
"Orada karar verirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİLİNMEYEN İZ
Vampireİkimizde yerdeydik. Gözleri gözlerime değdiğinde kalbimde tarifi zor bir acı hissettim. Dudakları hüzünle burkuldu. Tüm bedenim zangır zangır titriyordu. Lucas'ın gözünden damlayan göz yaşı yanağından burnuna süzülerek diğer yanağından yere damladı...